Medya:ATA VE DOĞA AĞAĞAĞAĞA
Babam hareket etmeyi kesmiş bir şekilde bana bakıyordu.
"Ne dedin?" dediğinde kıkırdadım. "Kapıcı Veysel dedim kapıcı Veysel." dedim.
Babam beni alanda bırakıp kravatını genişleterek davet yerinden çıktı. Arkasından gülümseyerek bakıp ben de masaya geçtim.
Yine herkes kendi kafasına göre takılıyordu ve ben aşırı sıkılmıştım. Lavaboya gitmek adına masadan ayrıldım.
Evet en son lavaboya gidiyordum değil mi?
Yolumu kaybetmiştim ve kapkaranlık bir yerdeydim. Burası neresi amk her yer her yerde.
Asko1'den...
Doğa'yı korkutan yolunu kaybetmesi değil karanlıktı. Doğa karanlıktan korkmazdı ancak içinde barındırdığı şeylerden korkardı. Çantası yanındaydı ancak telefonu içinde değildi, Doğa telefonunu çantasına koyduğuna emindi oysaki.
Elini bir şey bulmak istercesine duvarda gezdirdi. Elinin altında kapı kolu hissedince hemen kapıyı açıp içeri girdi.
Bu yaptığı mantıksızdı belki de ama o zifiri karanlıkta ne yapacağını bilemez haldeydi.
Girdiği oda da karanlıktı ama elini yine duvarlarda gezdirdiğinde ışık tuşunu bulmuştu. Büyük bir rahatlama ile düğmeye bastı.
............Ata derin bir nefes alarak gözlerini kapattı, bıkmıştı babasının bu hallerinden.
Babası çocukluğundan beri onu her şeyin en iyisi olmaya zorlamıştı. Annesi ise onu hiçbir zaman umursamamıştı, geceleri içer sabahları eve gelirdi.
Ata yanında oturan Hazal'a baktı. Hazal çok değişmişti, etrafındaki insanlara ve Ata'ya aynı şekilde davranmıyordu. Ata bunu yakın arkadaşım diyerek sineye çekse de neyin ne olduğunu farkındaydı.
Etrafta Doğa'yı arıyordu. Yanlarına gidememişti çünkü babası onu insanlara tanımakla meşguldü. Ne de olsa o tüm işlerin varisiydi.
Doğa'nın Hazal'dan haz etmediğini de farkındaydı. Ata her şeyin farkındaydı.
Ayağa kalkıp salondan çıktı. Sağdaki koridora girip etrafına baktı. Hiç kimseyi göremediğine Doğa'nın burada olma ihtimali onu endişelendirdi. İlerleyip diğer koridora girdiğinde her tarafın kapkaranlık olduğunu görmesiyle telefonunu çıkartıp fenerini açtı.
Gördüğü 'DEPO' tabelası ile kapıyı açıp içeri girdi.
"Doğa?"
............Doğa'dan
Ben içeri girdikten hemen sonra kapı kapanmıştı ve sanırım sıkışmıştı. Bir türlü açamıyordum.
Etrafıma baktığımda çeşitli aletler olduğunu gördüm. Hemen sağ tarafta gördüğüm piyano ile kaşlarım havalandı.
Davetlere çalındığı için burada olduğunu tahmin etmek zor değildi.
Piyanonun üstünde duran tek kişilik tabureye alıp oturdum ve tuşların kapağını açtım.
Tam tuşlara dokunduğumda duyduğum ses ile duraksadım.
"Doğa?"
Arkamı döndüğümde gelenin Ata olduğunu gördüm.
"Ne işin var burada?" deyip yanıma doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyanist
ChickLit17 yaşında hayatını kendi müziği ile iyileştirmeye çalışan Doğa'nın hayatı bir anda tepetaklak olursa ne mi olur? Onu okumak için buradayız. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, iyi veya kötü -aile kurgusudur- İlk bölümler düzenlenecektir...