14.Bölüm

19.5K 1.1K 212
                                    

Medya:yine bi tavsiye🤭🤭

.....

Şu an hep birlikte salonda oturmuş, Tuğsem Hanım'ın kucağındaki bebeği sevmesini izliyorduk. Kimseden çıt çıkmıyordu.

Sonunda Amca Bey konuşmaya başladı, "Merhaba Doğa, ben en küçük amcan Faruk, ve eşim Firuze. Şurada gördüğün sırıklar ise benim oğullarım." diyerek koltuğa dizilmiş erkekleri gösterdi.

Ağla, ağla Firuze ağla...

Sarışın olanı işaret ederek, "O Cem, en büyükleri. Yanındaki Can, 2 numara. 3 numara Cenk, 4 numara Ceyhun ve 5 numara Ceren." dedi son olarak Tuğsem Hanım'ın kucağındaki bebeği göstererek.

Faruk Bey konuşmayı bitirdiğinde diğerleri ile birlikte hepsinin ismini aklımda nasıl tutacağımı düşünüyordum.

Diğer Amca Bey konuşmaya başladığında ona baktım. O da sarışındı ve en uzunları olduğuna emindim.

"Ben Furkan, en büyük amcanım. Eşim Esra." dediğinde Esra Hanım'a baktım bana gülümseyerek bakıyordu.

Çok ciddi duran havalı abiyi göstererek, "O Aykan, en büyük olup olmadığını veya yaşlarını söylesem bile kafan karışacak o yüzden çok da önemli değil. Neyse yanında oturan, Aktan. Ve ikizler, Doğukan ve Okan." dedi Furkan Bey.

Aralarında bana kötü kötü bakmayan tek kişi Aktan'dı.

Peki bu benim umrumda mıydı? Tartışılır.

"Evet Doğa, ben de babanın ikiziyim. Adım Fırat. Gencim, çıtırım, taliplerimi bekliyorum." dedi beyaz saçlı, kollarında dövmeleri olan amcam.

Fav amcam canim Fırat amcamdı artık.

Ona gülümsediğim sırada kapı çaldı. Kartalcığım ile Ferit Beyciğim gelmişti kesin. Kendimi ortamdan atmak için kapıyı açmaya gittim.

Kapıyı açtığımda tahmin ettiğim gibi, Kartal ve Ferit Bey gelmişti, yanlarında Ekin de vardı. Ferit bey içeri girip kolunu omzuma attığında birlikte salona girdik.

Herkes kendi kafasına göre takılırken Boran'ın yanına oturdum, Ceren'i sevmek için.

Kollarımı ona uzattığımda, bana şöyle bir bakış atıp kafasını Boran'nın boynuna gömdü.

Aygotum

Boran'nın kahkaha attığını farkettiğimde Doğu'nun yanına oturdum. İkizlerle konuşuyordu.

Doğukan bana bakarak, "Alışabildin mi Doğa?"dediğinde onu başımla onaylarak," Yani zorluyor biraz ama alışmaya çalışıyorum."dedim.

"Abimleri alıp balkona mı çıksak? Ben çok geriliyorum sülale tam takım toplandığında." diyen Okan ile dördümüz ayaklandık.

Balkona girdiğimizde evi yeterince tanımadığımı farkettim. Salonun solundaki koridorun sonunda, etrafı camla kaplı, açık renklerin daha hakim olduğu, şömineli çok tatlı bir balkondu. Bundan sonra büyük ihtimalle zamanımın çoğunu burada geçirecektim.

Doğukan, Doğu ve ben koltuklarda otururken, Okan diğerlerini çağırmaya gitmişti.

Doğukan ve Doğu bir şeylerden bahsederken hiç oralı olamıyordum. Aklım Ata'da idi.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Yarın Kartepe'ye gidecektik zaten orada konuşabilirdik. Ama yarına kadar nasıl rahat edecektim bilmiyordum.

PiyanistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin