Yayınlanma tarihi (Başlangıç) : 1 Mart 2023 🍃🍃
Kızılca kadınlar serisi #1
İki ailenin birbirinin kızlarını karşılıklı olarak gelin almasına berdel denir. Size pekde ilginç olmayan bir bilgi söyleyeyim ; Berdelin kelime anlamı ' Değiş tokuş ' dur...
Çocuk çok tatlı gerçekten. Maşallah. Tam da hayalimde ki Kadir gibi sırıtıyor...
Neyseee 8. Bölümü de beğeni ve yorumlarınıza sunuyor ve sahne arkasına çekiliyorum.
Keyifli okumalar.!!
CANSET'TEN ;
Eda'ya rüşvet karşılığında yaptırdığım kahveleri öle dirile verdikten sonra kapının yanında ki sandalyeye oturdum.Bütün gece,geldiğinden beri bakışlarını üzerimden çekmemişti ve ben heyecandan gebermek üzereydim.Hala kaşları hafif çatık düz bir surat ifadesiyle bana bakan adama dil çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ben; onun bakışlarından kaçmak için, doğup büyüdüğüm eve sanki ilk kez gelmişim gibi bakışlarımı etrafta gezdirirken bacağımda küçük bir el hissetim.
Kafamı aşağıya eğdiğim de Azer'in küçük kardeşi Kadir'i gördüm.Yüzüme hayranlıkla bakıyordu.
"Buyur paşa ? Bir şey mi diyecektin.?"
6 Yaşında çok ama çok tatlı bir çocuktu yine Yelkıran ailesinin hepsi gibi esmer ve mükemmel bir yüzü vardı. Fakat onlardan farklı olarak annesinden aldığı parlak buz mavisi gözlere sahipti.Bu mavi göz geni sadece Kadir'e geçmişti anlaşılan.Küçük ağzı hafifçe açılmış artık o küçük dünyasında ne kuruyorsa yüzüme hem hayranlıkla hem de şaşkınlıkla bakıyordu.Küçük ellerini ; ona doğru eğildim için yüzümün önüne gelen kızıl saçlarımın ucuna nazikçe dokundurdu.Önümde ayakta duruyordu ve oturduğum sandalyeden ona doğru eğilmiştim.
"Şey evet.Diyecektim bir şey.. Bu şeyler yani bu saçın gerçek mi senin.?" Fısıldayarak sorduğu soruya bende ona uyarak fısıldayarak cevap verdim.
"Evet gerçek tabi.Beğendin mi?"
"Hıhı çok güzeller. Senin de gibi yani senin güzel olduğun gibi güzeller."
Bazı kelimeleri tam çeviremiyor,cümlenin bazı noktalarında duraklayarak tekrar konuşuyordu.Bunu yaparken o kadar tatlıydı ki o kadar insanın içinde onun o küçük suratını sıkmak eğip bükmek istedim.
"Çok teşekkür ederim". Elimi onun yumuşak saçlarına götürerek okşadım" Aramızda kalsın ama senin saçların daha güzeller hatta bu odadaki en güzel saç senin ki."
Büyükçe güldü, kimse güldüğünü görmesin diye elleriyle yanaklarını kapatarak bana yaklaştı Lan.! çok tatlısın."Yaa gerçekten mi Canset ?"Cevap vermemi beklemeden devam etti."Canset sen hani abimle evleneceksin ya bak şu ağa olanla" Bana parmağıyla Azer'i gösterdi.İstemsizce bakışlarım oraya kayınca Azer'in bizi izlediğini gördüm.
"İşte abimle evlenince de bizim konağa geleceksin ya hani.? İşte o zaman saçlarını da getiricek misin .?" Duyduğum soruyla önce bir düşündüm. Getirirdim heralde.
"Evet tabii ki yani ben geleceğim için saçlarımda benimle birlikte gelecekler. Niye ki ? "
Hala ufak elleriyle saçlarımın ucunu okşarken cevap verdi. "Ben çok sevdim senin saçlarını çok güzeller ve çok güzel kokuyorlar."
Hala fısıldıyorduk. Sahi neden fısıldıyorduk.?
Yine benim konuşmama meydan vermeden bu seferde küçük elleriyle yanaklarımı tuttu dikkatle yanaklarıma bakıyordu.Ona doğru eğilmekten belim ağrıdığı için Kadir'i elinden tutarak kucağıma otutturdum.
"Yanaklarında yıldızlar var.!!"Yüzyılın keşfini yapmış gibi heyecanlı ve fısıldayarak konuşmasının tatlılığına daha fazla dayanamadım ve kucağımda onu öpücüklere boğdum.Ben onun bal yanaklarını öpüp söylediklerini onaylarken o kucağımda; Yıldızları yüzüne nasıl koydun ? Yüzüne nasıl sığdılar ? Annen ve abindede var onlar nasıl koymuşlar yüzlerine yıldızları.?Geceleri parlıyor mu ? gibi sorular soruyordu.
Şu çoçuğa doğru düzgün anlat kızım yıldız işinin aslını ciddi ciddi çillerini gökyüzünden yıldız diye toplayıp suratına yapıştırdın sanıyor...
*************************************
Gece devam ederken Azer'in keskin bakışları altında çoğu zaman Kadirle oynayarak çoğu zamanda Asi ile konuşarak vakit geçirmiştim.Asi adı gibi asi bir kızdı bunu iki dakika onunla konuşsanız anlayabilirdiniz.Azer'in annesi Haje çok ama çok iyi bir kadındı yüzü dövmeli, mavi gözleri olan, esmer ve tüm çocuklarına geçirdiği güzelliğiyle çok asil bir kürt kadınıydı.Onunla şimdilik iyi anlaşmıştık umarım hep böyle devam ederdi.
İsteme bittikten sonra yüzükler takılmış ,eller öpülmüş, yarınki nikah hakkında detaylar konuşulmuş ve halledilmişti. Yarın nikahı kıydıktan ertesi gün sonra alış verişe çıkılacak, bir sürü şey alınacaktı.Çok ama çok işimiz vardı dinlerken yorulmuştum resmen.
Şu önümüzde ki 5 gün hayatım en yorucu 5 günü olacaktı.
Misafirleri yolcu ederken Azer yanıma doğru geldi.Eğilerek yüzünü bana doğru yaklaştırdı. Gözleriyle kıyafetimi gösterek "Çok güzel olmuş." Diye fısıldadıktan sonra göz kırparak yanımdan uzaklaştı.
Nefes almayı bırakma sakın.!! Nefes al aptal.! öleceksin.
Lanet iç sesim yüzünden ana odaklanamıyordum ki.!
Herkes gidip kapı kapandıktan sonra bile hala aynı yerde dikilmeye devam ediyordum içimde garip bir gıdıklanma vardı.Böyle rampadan hızlı geçersinde yüreğin bir an hoplar ya.? hah işte onun gibiydi.
Yüzümde istemsizce aptal bir gülümseme oluştu.Kafamı kaldırdığımda merdivenlerden bana bakan Selma ile göz göze geldim.Bütün gece bir köşede hiç sesi çıkmadan oturmuş, varlığını belli etmemişti öyle ki burada olduğunu bile unutmuştum.Bana hafifçe gülümseyerek mırıltı gibi, varla yok arası bir sesle iyi geceler diledikten sonra gitti.
Bende yarın ki yoğun gün için artık uyumam gerektiğini düşünerek odaya çekildim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.