Canset'ten
Pat!! pat !! pat !!
( İki demir gibi ) bir şeyin sabit ve sinir bozucu bir düzen içinde çıkardığı sesle uyandım. Kollarımda felaket bir acı vardı ve bacaklarım uyuşmuştu. Betonun üzerinde oturduğumu hissedebiliyordum. Soğuk derimin altına işlemişti resmen.
Uyuşmuş boynumu arkaya doğru yatırmaya kalktığımda büyük bir acı ensemi vurdu. Ne zamandır kafam öne eğik duruyordu ki ? Büyük bir kolona bağlıydım. Kollarım arkaya doğru gerilmiş, karnımdan omuzlarıma kadar halatlarla büyük sütuna sabitlenmiştim.
Öncelikle bedenimde bir hasar kontrol yaptım. Eller ayaklar sağlam. Parmaklar toplamda 1, 2 ,3, 4,5,6.... 20 Güzeel.
Beni uyandıran yüksek ses, odanın köşesinde ki büyük makineden geliyordu. Etrafa biraz göz attığımda geniş bir depo gibi bir yerde olduğumu gördüm. Duvarlarda ve tavanda küfler oluşmuş, örümcekler yuva yapmıştı. Zaten pis olan bu yerin pis kokusu da cabası... Etrafda yünler, ipler ve yumaklar vardı. Eski ve büyük boya kazanları , tuhaf makineler ve ne işe yaradığını asla bilmediğim ve hala bağıran makine...Eski bir iplik fabrikası falan mıydı burası ?
Kafam kazan gibiydi cidden. Beynimin içinde çanlar çalıyordu. Felaket bir baş ağrısının yanı sıra kollarımda ki acı dayanılmazdı. Eğer kollarımı çözerlerse büyük bir et yığını gibi kullanılmaz olacağından emindim çünkü uyuşma aşamasını bile geçmişti. Hissetmiyordum.
Ustum başım leş gibiydi. Berbat korkuyordum. Omuzlarıma dökülen saçlarımın yağı gözümü alıyordu resmen. Evsiz bir Meksikalı gibi göründüğüme eminim. Allah aşkına ! Sanki 30 yıldır bu kolona mı bağlıyım !!
Yerimde kıpırdanmaya çalıştığımda kalçama ve belime ağrılar girdi. Yok yok ben kesin bu kolonda fosilleşme yolunda emin adımlarla yürüyordum. Kaç gündür burada bu haldeydim Allah aşkına ?
Ben oturduğum yerde hareket etmeye, debelenmeye yada herhangi birşey yapmaya çalışırken demir kapı büyük bir gıcırtı ile açıldı ve içeriye iki adam girdi. Onları gördüğüm anda aklıma ilk gelen şey Keloğlan masallarında ki huysuz ve uzundu.
Evet biliyorum çok saçma ama tipleri o kadar uygundu ki. Biri sıska ve uzundu suratında malak bir ifade vardı. Diğeri kısa boylu ve dünya gibi kutuplardan basık ekvatordan şişikti. Yanlamasına genişliyordu ve yüzünde sinsi bir ifade vardı.
Kısa boylu olan bir adam yani 'huysuz' bir adım öne çıktı. " Sonunda uyandın. Uzun bir uyku oldu " dedi sırıtarak.
Ben daha cevap veremeden uzun boylu olan yani 'uzun' atladı. Gülümseyerek bana baktı ve " Günaydın" dedi neşeyle. Ben daha idrak edemeden Huysuz ona öfkeyle bakarak sertçe söylendi.
" Ne yapıyorsun Hayrican ? "
Hayrican ?
Yaratıcı.
" Ne yapmışım ki Alican ? " Dedi Hayrican safça.
Alican ?
Olur.
" Off !! oldu olacak birde kahvaltısını ayağına getir. "
Hayrican bana baktı. Yüzüne mahcup bir ifade takınmıştı. " Kusura bakma bacım. Düşünemedim. Açsın ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANSET | TAMAMLANDI
Literatura KobiecaYayınlanma tarihi (Başlangıç) : 1 Mart 2023 🍃🍃 Kızılca kadınlar serisi #1 İki ailenin birbirinin kızlarını karşılıklı olarak gelin almasına berdel denir. Size pekde ilginç olmayan bir bilgi söyleyeyim ; Berdelin kelime anlamı ' Değiş tokuş ' dur...