A£ 38

8.6K 607 31
                                    


Canset'ten 

Anahtarı elimde o kadar sıkı tutmuştum ki avucumu kesmişti. Yine de bunu umursamadım. Yaptığım bu hareket bebeğim için çok riskliydi biliyordum. Her ne kadar karnımı korumaya gelen darbeleri sırtımla kolumla bacağımla hatta yüzümle karşılamaya çalışmış, karnıma vurmalarını önlemeye çalışsam da ne kadar başarılı olduğumu bilmiyordum.

Bebeğimin akıbeti ne durumdaydı bilmiyordum.

Tutunduğum tek dal henüz küçük bir embriyo olduğu için darbelere karşı şu an çok da hassas olmamasıydı.

Dışarıdaki curcunadan faydalanarak ayağa kalktım. Şimdi küçük bir kıvılcıma ihtiyacım vardı. Kaynar su olan makinenin arkasına geçtim buralarda bir yerlerde Bu makineyi çalıştıracak bir priz olmalıydı değil mi ? Tuhaf makinelerin arasında küçük bedenimi sokarak bir inceleme yaptım. Bana bir priz lazımdı fakat çok daha iyisini bulmuştum bir üç yol... Dahası kabloları dışında olan, korunaksız ve bir yangın çıkarmaya oldukça müsait bir üç yol...

Eğer lisede aptalca şeyler yaptığınız aptal bir arkadaş grubunuz varsa, güzel anılarla birlikte birçok gereksiz bilgi de biriktiriyordunuz. Mesela ben dandik bir prizden nasıl yangın çıkaracağını biliyorum... Bana gereken şey iletken bir Demir ve birazcık fizik bilgisiydi.

Diğer makineleri de kurcaladım. Boruya benzeyen ince uzun makinenin aslında bir kurutucu olduğunu da böyle öğrendim. Kurutucunun önünü arkasını kurcalarken küçük metal bir kapak dikkatimi çekti. Bir süre tereddütte kalsam da kapağı çekerek açtım. Anında burnuma dolan ve genzimi yakan benzin kokusu ; benim için adeta yıllardır Kara görmeyen bir gemici gibi Umut kaynağıydı.

Hızlı olacaktı.

Ve basit...

Önce ipliklerden uzun bir şerit çektim. Bu şeritlerden 3 tanesini yan yana yatırarak uzun bir örgü ördüm. Örgüyü duvar kenarından geçirip kapının oraya kadar sürüdüm. Yediğim tekmelerden ve günlerdir uyumaktan dolayı aşırı halsizdim ama buradan çıkmam gerekiyordu. Borumsu makineden aldığım benzini ördüğüm kocaman ipin üzerine döktüm. Ördüğüm büyük ip yumağı Rapunzel'in örgülü saçlarına benziyordu.

Prizden ufak bir mekanizma yardımıyla aldığım kıvılcımla ufak bir yumağı tutuşturdum. Daha sonra elimde ufak bir alev topu tutuyormuş gibi görünerek kapının yanına koştum ve yavaş olmaya Özen göstererek kilidi açtım. Kafamı uzatıp koridora baktım. Kimse yoktu...

Elimdeki Alevi benzin döktüğüm, rapunzel'in saçlarına benzettiğim örgünün en tepesine bıraktım ve örgü saniyeler içinde alev alırken ben koşarak dışarı çıktım.

Rapunzel'i de hiç sevmezdim zaten...

Krokiyi bildiğim için hızlı adımlarla çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım. Koridorun diğer ucundan gelen bağırış sesleri beni ürkütsede hızlı adımlarla yoluma devam ettim. Muhtemelen yarım dünya hala sakinleşememişti.

Yukarı çıkan merdivenlerin yanına geldiğimde tuhaf bir şekilde karşıma hiç kimse çıkmamıştı. Bunun verdiği cesaret ve özgüvenle hızlıca merdivenleri tırmandım fakat erken konuştuğumu kulübe gibi bir yerin içine çıktığımda anladım.

Tahta eşyalarla döşenmiş basit ve ucuz bir kulübenin ortasındaydım. Gördüğüm kadarıyla solumda bir mutfak bozması, sağımda bir oda vardı. Odanın içinden sesler geliyordu ve birileri konuşuyordu. Kulübenin çıkış kapısıysa tam karşımdaydı.

İçinden sesler gelen odanın kapısı açık olduğu için eğer kapıya gidersem, beni göreceklerini biliyordum bu yüzden ufak adımlarla mutfağa doğru yanaşmaya çalışırken, bir kadın çığlığı duydum. Biliyorum yapmamam gerekiyordu ama kendime hakim olamamıştım. Ufak adımlarla sese doğru yaklaştım ve hafifçe kafamı kapıdan uzattım.

CANSET  | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin