39. Bölüm

1.1K 55 2
                                    

Leyla : Oğuz (03.22)

Leyla : Kendimi çok kötü hissediyorum

İsimsiz çevrimiçi

İsimsiz yazıyor...

İsimsiz : Leyla, ne oldu iyi misin?

Leyla : Ağlamamı durduramıyorum

Leyla : Gecenin bir vakti çok kötü oldum

İsimsiz : Arıyorum.

Göz yaşlarım akmaya devam ederken saniyeler içerisinde telefonum çalmaya başlamıştı. Oğuz'u bekletmeyip burnumu çektim ve aramayı cevaplandırdım.

"Leyla..."

"Oğuz, rüyamda babamı gördüm"

Gördüğüm rüya aklımdan çıkmazken, babamı özlediğimi hissediyordum. Aklıma tekrar o görüntüler geldiğinde ağlamam şiddetlenmişti.

"Güzelim, ağlama lütfen"

"B-ben onu çok özledim"

Bir elim telefonu tutarken diğer elim Oğuz'un bana aldığı, babamın ölüm tarihinin yazdığı kolyenin ucundaydı.

"Kıvırcığım ağlama yoksa yanına gelmek zorunda kalacağım" Oğuz'un sesinden onun da ağladığını farkettiğimde onun dediklerini duymamış gibi rüyamı anlatmaya başladım.

"Onu gördüğümde koşarak gittim sarıldım. Kokusu hala aynıydı, o kollarının sıcaklığı bile... Başımı öpüp koklamıştı sonra birden onu en son gördüğüm gibi hastane yatağında yatarken gördüm"

Size yaşadığım bu durumu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Bir kızın ilk aşkı veya ilk kahramanı çocukken ki onu eğlendiren babasıdır. Benimde öyleydi ve onu kaybetmiş olmamı ne kadar zaman geçerse geçsin kaldıramıyordum.

"Sevgilim babanın yerini doldurabilecek hiç kimse yok biliyorum. Onu ne kadar çok özlediğini de tahmin edebiliyorum. Keşke babanı geri getirebilsem ama maalesef ki bu imkansız. Her ne olursa olsun ben senin yanındayım. Belki babanı geri getiremem ama baba sıcaklığını sana hissettirebilirim, olmaz mı?"

"Oğuz ya" dediğimde güldüm. Gerçekten ne yapması gerektiğini çok iyi bilen bir insandı. "Sanırım sana sarılmadan rahatlayamayacağım"

"E ben geliyorum o zaman" arkadan hışırtı ve kapı kapanma seslerini duyduğumda gözlerimi fal taşı gibi açtım. "Oğuz dur bu saatte gelmeni istemiyorum. Yarın okulda görüşeceğiz nasıl olsa"

Arkadaki hareketlilik durduğunda tebessüm ettim. Bana bu kadar değer veriyor olması çok hoşuma gidiyordu. Beni hiç kimsenin sevmeyeceği şekilde seviyordu.

"Emin misin? Gelebilirim bak"

"Gelsen bile ben evden çıkamam. Hem seninle konuştum ya bu bana iyi geldi"

"Hmm, öyle mi gerçekten?"

Bakışlarımı kaçırdım. "Öyle"

"O zaman" dediğinde yatağa yatma sesi duydum. "Yat bakalım yarın o güzel gözlerini kızarmış ve şişmiş görmek istemiyorum"

Onun dediğinin yapıp yatağa uzandım ve yorganı hafifçe üzerimi örttüm. Ağladığım için gözlerim kapaklarımın ağrıdığını hissediyordum.

"Yattım"

"Sana bir şeyler anlatmamı ister misin?"

"Hıhım, olur" uykulu sesimle mırıldandığımda Oğuz'un burnundan çıkardığı sesle güldüğünü duymamla tebessüm ettim.

"9. Sınıfın ilk dönemi hiç unutmuyorum. Seni gördükten haftalar sonra sınavda seninle arka arkaya oturmuştuk. Sen o kıvırcık saçlarını hafif topuz yapmaya çalışmıştın ve sınavın ortasında topuzun yavaş bir şekilde çözülüp tokan masama düşmüştü"

"Sakın bana o tokayı sakladığını söyleme"

"Evet saklıyorum, hatta-" dediğinde arkadan bir tıkırtı sesinin gelmesiyle kaşlarımı çattım. "Şuan elimde"

Gözlerimi açmazken bu kadar sene tokamı saklıyor olması beni utandırırken ne cevap vereceğimi bilemediğim için sustum.

Dakikalar sonra ise uykuya daldığımda arama kapanmadan önce duyduğum en son ses Oğuz'undu.

"İyi uykular kıvırcığım"

KIVIRCIK || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin