26. Bölüm

1.5K 71 32
                                    

Allah rızası için yorum yapın mabznzjsnsn

×××

(Irmak'ın anlatımıyla)

Leyla, yanımdan ayrılıp sınıfa gitmek için spor salonundan çıktığında gözlerimi etrafta gezdirdim. Bizimkilerin gelmesini bekliyordum ama ortalıkta görünmüyorlardı.

Sanırım, soyunma odasına gitmişlerdi.

Tribünlerden inip sahaya ilerlediğimde onları beklerken biraz basketbol oynayanilirdim sanırım. Kenarda duran basketbol topunu aldım ve sektirip potaya attım.

Top potaya girmediğinde dudaklarımı büzdüm. Topu alıp tekrar sektirdim ve potaya attım fakat bu kez de girmemişti.

Topun girmemesi beni daha da sinirlendirirken hırs yapmıştım. Bir kez topun potaya girmesi lazımdı. Çünkü... Girmesi lazımdı işte.

"Topu yanlış tutuyorsun"

Arkadan gelen sesle bakışlarımı yanıma gelen Mert'e çevirdim. "Öylesine atıyordum zaten"

"Ama top potaya girmeden buradan ayrılmazsın" beni bu kadar iyi tanıması sırıtmama neden olurken devam etti. "Haksız mıyım?"

"Haklısın" diye mırıldandım.

Bakışlarımı üzerinde gezdirdiğimde üzerindeki spor kıyafetlerini değiştirmiş olduğunu görmüştüm. Enseninde duran ise küçük bir havlu vardı ve uzun saçları alnına dökülüyordu.

"Dur ben sana doğrusunu göstereyim"

Birden ben daha ne olduğunu anlamadan arkama geçtiğinde elini elimin üzerine koyup topu doğru bir şekilde tutmamı sağladı.

"Bak, şu hareketi yapacaksın" diyerek eliyle bileğimi nasıl atmam gerektiğini göstermişti. Bu kadar yakınımda olması dikkatimi dağıtıyordu.

Elini elimin üzerinden çekip benden uzaklaştığında derin bir nefes aldım ve Mert'in gösterdiği şekilde topu attığımda top potaya girmişti.

"Aferin benim gü-" kaşlarımı çattığımda düzellti. "Aferin benim güzel arkadaşıma"

"Sayende" diye mırıldandığımda onunla konuşmam gerektiğini hatırladım. "Kerem nerede?"

"Üzerini değiştirip arkadaşlarla konuşuyordu gelir birazdan. Sen onu mu bekliyorsun"

"Yok yani sizi bekliyordum işte"

"Anladım" dediğinde ilerleyip futbol topunu aldı ve kendi çapında oynamaya başladı.

"Mert, benim seninle bir konu hakkında konuşmam lazım"

Kafasını toptan kaldırmayıp mırıldandı. "Ne konuşacaksın?"

"Her fırsatta Kerem ile ilgili imalar yapıyorsun. Sana kimseye bir şey söylememen gerektiğini ifade etmiştim"

"Eee?" Dedi umursamazca. "Ben kimseye bir şey söylemedim zaten"

"Ama" dediğimde ona doğru yaklaştım. "İmalar yapıyorsun ve Kerem rahatsız oluyor"

Topu sertçe bırakıp duvara şut çektiğinde çıkan ses salonda yankılanmıştı. "Onun rahatsız olmasını mı istemiyorsun?"

"Evet, istemiyorum. Lütfen bu tarz imalar yapmaktan vazgeç. Zaten neden yaptığını da bir türlü anlamıyorum"

Gülüp kafasını iki yana salladığında dibimde bitmişti. "Kerem sana o şekilde bakmıyor, senş kardeşi gibi görüyor. Bence vazgeçmelisin"

Yüzüme karşı bu söyledikleri morelimi bozarken sesimin titremesine engel olamamıştım. "Konuştunuz mu yoksa? Sana böyle mi söyledi?"

KIVIRCIK || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin