16. Bölüm

1.5K 59 40
                                    

Okula girer girmez Irmak'ı aradım. Bir yandan gözlerimi okulun bahçesinde gezdiriyordum.

"Efendim Leyla?"

"Okulda mısın?"

"Hayır otobüsteyim"

Oflayıp okulun kapısından içeri girdim. "İyi tamam o zaman" bir şey demesine izin vermeden telefonu suratına kapattığımda umarım bu hareketimi yanlış anlamazdı.

Bugün isimsizi aramaya çalışacaktım ve bunun için Irmak'ın yardımına ihtiyacım vardı.

Sınıfa çıkmadan önce kantine girdim. Sabah kahvaltı etmeden evden çıkmıştım ve hayliyle acıkmıştım.

Çantamın içindeki cüzdanı çıkartırken kantinci abiden simit ve su istemiştim. Çıtır ve sıcak simitin yeri benim için her zaman ayrıydı.

Cüzdanı alıp içinden parayı çıkartacakken birisinin bana çarpmasıyla elimden kayıp düşmekte olan cüzdanımı zor tuttum.

"Abi bana bi kahve versene"

Yüzüne bile bakmadan konuşan kişinin Atakan olduğunu farketmemle bir adım geriledim. Muhatap olmak istemiyordum.

Sanırım Atakan beni farketmiş olacak ki, "Aa bebeğim sen de mi buradaydın?" Diye ukala bir tavır sergilemişti.

Kantinci abi bana simit ve suyu uzatırken parayı ona verdim ve en sonunda bakışlarımı Atakan'a çevirdim.

"Bana bebeğim deme"

Benim bu dediğimle Atakan güldü. Neye güldüğünü anlamamıştım ama yeterince sinirlerimi bozuyordu.

"Normalde bebeğim kelimesi çok hoşuna giderdi"

Hayır, bana bunları hatırlatmak zorunda değildi.

Hiç bir şey söylemedim. Gözlerinin içine öfkeyle bakmaya çalışıyordum ama o yüzsüz gibi sırıtarak gözlerini yüzümde gezdiriyordu.

Bundan rahatsız olup onun yanından ayrıldığımda arkamdan Irmak seslenmişti. "Leyla!"

Bana koşarak yetiştiği sırada ona gülümsedim. "Bugün seninle çok önemli işimiz var"

***

Öğle arası gelip çattığında elimizde kağıt kalem sınıfları geziyorduk.

Bulacaktım onu, takmıştım kafaya.

Biz Irmak ile C şubesinde olduğumuz için A şubesinden aramaya başlayacaktık.

"Bunu yaptığımıza inanamıyorum"

"Bende" diye mırıldandığımda, A şubesinin sınıfından içeri giriş yapmıştık.

En baştan başlayarak, ilk önce kıvırcık saçlı kişilerin tek tek adını soyadını not ettik. Herkes bizim ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu ama biz kulüp kuracağımızı söyleyerek onlara basit bir yalan uydurmuştuk.

Sayısalcı, üç sınıfı, bizim sınıfta dahil olmak üzere bütün kıvırcık saçlı erkeklerin ismini not ettiğimizde hiç kimse gözüme şüpheli olarak gelmemişti ve tam tamına 10 kişinin ismini not almıştık.

Daha sonra kağıdı katlayıp cebime koydum. Bugünlük bu kadar yeterdi. İsimleri daha sonra analiz edecektim. Önce isimsizle konuşmam gerekiyordu.

Irmak ile kantinde ki masalara oturduğumuzda Kerem ve Mert de yanlarımıza gelmişti. Onlar neyseki eşit ağırlık sınıfındalardı, yoksa bizi sorguya çekip dururlardı.

Mert, Irmak'ın yanına oturduğunda kolunu sandalyenin arkasına koydu. "Bugün ki Edebiyat sınavı çok güzel girdi gerçekten bana"

Ah, evet. Bugün edebiyat sınavına girmiştik.

KIVIRCIK || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin