14. Bölüm

1.5K 69 13
                                    

"Bak, şu soru kökünü gördüğün zaman hemen bu formülü kullanacaksın" ben formülü kullanarak soruyu çözdüğümde sonucu yuvarlak içine aldım.

"Anladın mı?"

"Formülü unutmazsam okeydir"

"Yani son saat çalışmak sana ne kadar fayda sağlar bilemiyorum"

Bir dahaki ders matematik sınavı vardı ve Irmak'a kalan son dakikalarda ders çalıştırıyordum.

"Morelimi bozma be benim"

"Tamam sustum" elimle ağzıma fermuar çektiğimde arkama yaslandım.

"Hocam kaç dakika kaldı?"

"Son 5 dakika gençler"

"Ay ben çok heyecanlandım!" Irmak kendi kendine cırlarken kıkırdadım. Benim hiç bir zaman sınavlardan yana korkum olmuyordu. Bu yüzden içim rahattı.

"Hangi sınıftasın?"

Irmak kolunu açıp keçeli kalemle not aldığı sınıfına baktı. "10-C, hemde en öndeyim Allah kâhretsin ya"

"Senin bu şanssızlığın beni bitiriyor be Irmak"

"Hiç sorma ya, sen neredesin?"

"11-A, hemde en arkalarda bir yere denk geliyorum"

Bizim okulda sınavlar kelebek sistemi ile olduğundan dolayı her yıl bu işgenceyi maalesef ki çekiyorduk.

O sırada zil çaldığında kalemliğimi alıp ayaklandım. "Başarılar"

"Sağol canım sana da"

Ben 11-A sınıfının yoluna düşerken herkes gireceği sınıfını aramakla meşguldü.

11-A sınıfının kapısına geldiğimde derin bir nefes alıp içeri girdim. Otuzuncu sırayı sayarak saniyeler içinde bulduğumda daha yanımdaki kişinin gelmemiş olduğunu farketmiştim.

En arkanın bir önünde duvar kenarındaydım.

Saniyeler sonra yanıma bir kız geldiğinde ona gülümsedim.

Kızla kısa bir sohbet ettiğimde 10. sınıf olduğunu öğrenmiştim. Onların da sınavı matematikti.

Ders zili çaldığında hoca elinde kağıtlarla sınıfa girmişti. Tek tek doğru sırlara oturup oturmadığımıza baktığında nihayet sınav kağıtlarını dağıtmaya başlamıştı.

Saniyeler sonra kağıdı alıp 10 tane klasik soruyu tek tek çözmeye başladığımda soruların gayet kolay olduğunu farketmemle gülümsedim.

20 dakikanın ardından bütün soruları çözmüştüm ama tek bir soru kalmıştı. Temelden nasıl çözüldüğünü biliyordum ama formüle ihtiyacım vardı. Ama kahretsin ki bir türlü hatırlayamıyordum.

Dakikalar sonra sırtımda bir parmak hissettiğimde kaşlarımı çattım. Arkamı dönemezdim. Oturduğum sandaleyeye sırtımı verip kafamı hafifçe arkaya attım.

Umarım arkamdaki kişi kıvırcık saçlarımdan rahatsız olmuyordur.

"Kıvırcık, hangi soruda takıldın?"

Hitap şeklinden bana fısıldayan kişinin 'isimsiz' olduğunu anladığımda kaşlarımı havaya kaldırdım.

Hocanın bakışları bana döndüğünde saçımı kaşıyormuş gibi yapıp ona gülümsedim.

Hoca okuduğu kitaba tekrar yönelirken, hemen bende geriye doğru fısıldadım. "Sekizinci soru"

Yanımdaki kız, benim bu hallerime gülerken ona göz kırptım.

"Söylüyorum" ardından 'isimsiz' bana formülü hatırlattığında ona daha sonra teşekkür edeceğimi aklımın bir köşesine not ettim ve soruyu çözdüm.

Hocaya kağıdı verdiğimde geri sırama oturana kadar sırf 'isimsiz'i görmemek için başım eğik bir şekilde yürümüştüm.

Ulan başımı mı eğdirecektin be izimsiz, helal olsun.

Sırama geri oturduğumda içimden bu dediğime gülmüştüm. Deli değilim, hayır.

Ulan keşke, sınıfa girmeden önce arkamda kim oturuyor bir baksaydım.

Ben bunları düşünürken birden saçımda hissettiğim parmaklarla bir anlığına nefesimi tutmuştum.

Benim buklelerimle mi oynuyordu?

Kalbim deli gibi atıyordu. Kalan dakikalar bir türlü geçmezken isimsiz zil çalana kadar elini saçlarımdan çekmemişti.

15 dakikanın ardından zil çaldığında yanımdaki kız, bana dönmüştü. "Arkada saçınla oynayıp duran çok yakışıklıymış"

Gözlerim fal taşı gibi açıldığında kız gülerek yanımdan gitmişti.

Bende görmek istiyordum ama!

×××

Bölüm kısa olunca dedim bir bölüm daha atayım ahbanjsms

Oy vermeyi unutmayınnnn! <3


KIVIRCIK || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin