25. Bölüm

1.5K 63 4
                                    

"Benim güzel kankam nasılmış?"

Mert yanımıza gelip yanaklarımı sıktığında kıkırdadım. "Bugün bininci kez sordun, farkında mısın?"

Mert, ellerini yanaklarımdan çektiği sırada Kerem yanımıza gelmişti. "Farkındayım ama sen hep iyiyim diyorsun"

"Kötüyüm mü diyeyim?"

"Kötüysen öyle diyeceksin tabikide"

Gülerek gözlerimi devirdiğimde Irmak oturduğu yerde dikleşti. "Leyla'yı sık boğaz etmeyin, kız iyiyim diyor işte"

"Sana yazan meğersem Oğuz muymuş?" Kerem'e bakışlarımı çevirdiğimde kafamı salladım. "Şerefsizler senin yakanı bi bırakmadılar gitti"

"Kerem haklı" dedi Mert. "İzin vermiyorsun ki gidip bi hesap soralım"

"Saçmalamayın. Olayı büyütmenin bir anlamı yok"

"He yani yaşandı ve bitti saygısızca, diyorsun"

"Aynen öyle" diye mırıldandım.

"Öğle arası maçımız var, izlemeye gelecek misiniz peki?"

Kerem'in sorusuna tam 'ben gelmeyeceğim' diyecekken Irmak hemen araya girdi. "Tabikide geleceğiz. Sizi hiç yalnız bırakır mıyız?"

"Sen şuna Kerem'i yalnız bırakmak istemiyorum desene" Mert'in sert sözüyle birden hepimizin bakışları ona dönmüştü.

"Mert" dedi Irmak uyarırcasına. "Ne saçmalıyorsun?"

"Aynen kardeşim ne diyorsun?"

Kerem'de sinirli bir şekilde araya girdiğinde ortamın gerilmesi beni de gererken gülümsedim. "Bende geleceğim tabikide"

"Anlayan anladı" Mert'in kolunu cimciklediğimde Kerem yanımızdan kalkıp gitmişti. "Ben gidiyorum, yoksa birilerinin kalbini kıracağım. Öğle arası görüşürüz"

Kerem gider gitmez Irmak girdi araya, "Sen ne yaptığını sanıyorsun Mert? Çocuk gibi davranmayı kes artık"

Irmak da kalkıp gittiğinde bakışlarımı Mert'e çevirdim. "Ben nerde yanlış yapıyorum Leyla?"

"Sen" dedim ama gerisinde diyecek bir şey bulamadığım için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Kerem böyle imalardan hoşlanmaz, biliyorsun"

"O da bilsin, Irmak Kerem'den hoşlanıyor nasıl olsa. Ne güzel aşk yaşarlar!"

"Mert, yapma bunu kendine"

"Benim bir şey yaptığım yok, sevmekten başka hiç bir bok yapmıyorum"

Mert de gidince bankta yalnız kalmıştım.

Ne olacaktı bunların hali?

***

Irmak ile spor salonuna girdiğimizde her zaman oturduğumuz yere oturduk. Söyledikleri gibi maç birazdan başlayacaktı.

"Kendini kötü hissediyorsan sınıfa çıkabiliriz"

"Hayır, sonsuza kadar kaçamam sonuçta" Irmak beni onayladığında bu sabah dediği şeyi merak edip sordum. "Şey, Oğuz sana ne yazdı tam olarak?"

"Senin neden okulda olmadığını sordu, hasta dedim. Beni öğrendi değil mi? Diye sordu, öğrendi dedim. Çok pişmanım, beni engellediği için onunla konuşamıyorum ama açıklamam gereken şeyler var dedi. Bende vakti gelince konuşursunuz dedim"

"Açıklayacağı şeyler varmış" diye mırıldandım kendi kendime. Benim nasıl duygularımla oynadığını mı anlatacaktı bana?

Kafamı iki yana salladım. Maç başlamıştı. Gözlerimi sahada gezdirdiğimde Oğuz'un maç ile ilgilenmediğini bakışlarının tribünlerde gezdiğini farkettim.

Ve göz göze geldik.

Ne o bakışlarını çekti, ne de ben. Gözlerimden anlamasını istedim. Anladı mı bilmiyorum ama bakışlarını hayal kırıklığı içerisinde benden çekmişti.

Maç ilk başta 1-0 oldu. Atakanların takımı öndeydi. Daha sonra, 2-0 oldu. Bizimkilerin takımı gol atamıyorlardı.

"Oğuz kendine gel!"

Kerem'in Oğuz'u uyardığını duymuştum. Oğuz bunun üzerine topu alıp sanki hırs yapmışçasına kimseye pas vermeden kaleye doğru koşmuş ve ardından sert bir şut çekerek kaleye golü atmıştı.

1 hafta önceki anlar aklıma geldiğinde tam şuan dejavu yaşıyordum. Oğuz gene bana bakmıştı fakat bu sefer üzgündü...

"Sana bakıyor" diye mırıldandı Irmak. İçimden "Mert de sana bakıyor" diye geçirmiştim fakat dile getirmemiştim. Gerçekten de öyleydi. Mert, Irmak'a bakmadan yapamıyordu resmen.

Güldüm. Kimse hakettiğini yaşamıyordu.

Sadece bir kaç dakika sonra maç bittiğinde skor 2-1 olarak kalmıştı. Herkes dağılırken Irmak ile bizde ayaklandık.

"Ben sınıfa çıkıyorum"

"Tamam, ben bizimkileri bekleyeceğim. Hem... Mert ile konuşmam lazım"

"Kalbini kıracak bir şey söyleme" diye uyardım Irmak'ı. Kafasını salldığında o burada kalırken spor salonundan çıktım.

Zilin çalmasına daha vardı. Hava almak için bahçeye çıkmaya karar verdiğimde montumun sınıfta kaldığını hatırladım fakat gidip almaya üşendiğim için öylesine çıktım dışarı.

Adımlarımı öylece bahçede atarken kafamdan Oğuz'u atmaya çalışıyordum ama her fırsatta aklıma girmeyi başarıyordu.

"Daha da üşüyüp hasta olma"

Birden omzumda hissettiğim ağırlık ile arkamı döndüğümde donakaldığımı hissettim.

Oğuz, kendi montunu benim omuzlarıma örtmüş karşımda dikiliyordu.

"Benim... Gitmem lazım"

Saçma sapan şekilde konuştuğumda ne yapacağımı bilemiyordum. Kahretsin karşımda olması beni heyecanlandırıyordu ve elim ayağıma dolanıyordu.

Oğuz, önümü kestiğinde diğer taraftan gitmeyi denedim. Fakat o şekilde de önüme geçip beni durdurmuştu.

"Kıvırcık"

"Bana kıvırcık deme, sakın"

"Sadece konuşalım, lütfen"

"Benim seninle konuşacak hiç bir şeyim yok" dedim ve en sonunda bakışlarımı ona çevirip gözlerinin içine baktım. "İsimsiz"

"Seninde benimle konuşmak istediğini biliyorum ama diyeceklerimden korkuyorsun"

"Ben hiç bir şeyden korkmuyorum" sesimin titremesine engel olamamıştım. "Neden girdin hayatıma? Neden duygularımla oynadın? Neden Oğuz neden?"

"Çünkü sana aşığım"

Güldüm. Evet güldüm. Kesinlikle benimle dalga geçiyordu. "Sen şaka mısın ya? Dalga mı geçiyorsun benimle? Ne aşkı?"

"Sana tam 3,5 senedir aşığım"

"Hayır hayır" kafamı iki yana salladığımda gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. "Beni kandırıyorsun sana inanmıyorum"

"Kıvırcık" dedi acı çeker gibi. "Nolur bak yalvarıyorum dinle beni. 1 haftadır kafayı yedim. Beni engellediğin için sana ulaşmama izin vermedin. Hasta olduğunu öğrendim, geçmiş olsun bile diyemedim"

Bana bir adım yaklaştığında olduğum yere çivilenmiştim resmen. "Sana her şeyi anlatacağım. Bu duyduklarından sonra istediğin kararı verebilirsin. Sadece beni dinlemeni istiyorum. Anlatmama izin verir misin kıvırcık?"

Yutkundum. Ne diyecektim? Asıl önemli olan Oğuz ne diyecekti?

Kalbimin sesini mi dinlemeliydim yoksa aklımdan gelen sese mi kulak vermeliydim?

"Tamam, anlat dinliyorum"

KIVIRCIK || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin