Heyecanlı bir şekilde hazırlanmaya çalışırken ne yapacağımı unutuyordum sürekli. Elim ayağıma dolaşmıştı resmen.
Üzerimi en sonunda giyindiğimde aynanın karşısına geçip çok fazla olmayacak şekilde makyaj yapmaya çalıştım. En sonunda neredeyse kendi kokum haline gelmiş parfümümü de sıktığımda çıkmak için hazırdım.
Bugün Oğuzcuğum geliyordu! Hem de temelli bir şekilde. Haziran ayına yeni girmiştik ve ben kaç aydır ayrı olduğumuzu bile hatırlamıyordum.
Telefonumu açıp saate baktım. Saat 15.10 idi. Tam şuan annesi ile otogardan inmişlerdi. Babası onları alıp eve götürecekti bu yüzden de aile arasına girmek istemediğim için bu sefer karşılamayı yapamamıştım ama dışarıda buluşacaktık.
"Anne ben çıkıyorum bir kaç saate gelirim"
Koridorun girişindeki aynadan kendime bakarken o adamın yanıma gelmesiyle omuzlarımı düşürdüm. Artık babam demek bile gelmiyordu içimden.
"Nereye bu halde?"
"Arkadaşımla buluşacağım"
"O çocukla buluşacaksın değil mi?"
"Seni ne ilgilendiriyor?"
"Çabuk odana geçiyorsun izin vermiyorum çıkmana"
Şok içinde kollarımı aşağıya indirdim. "Senden izin alan yok zaten"
"Leyla beni sinirlendirme odana geç"
"Ne oluyor burada?" Annem yanımıza geldiğinde saygısızlık etmemek için kendimi sakinleştirmeye başladım. "Senin bu kocan evden çıkmama izin vermiyor"
"Bırak da çıksın işte canım"
"2 hafta sonra sınava gireceksin millet masa başında sabahlıyor sen git elin erkeğiyle vakit geçir"
Ona doğru bir adım attım. "Ben fazlasıyla ders çalışıyorum merak etme. O sınava girip bu evden çekip gittiğimde sen de ben de çok rahatlamış olacağız"
"Leyla-" annemi duymamazlıktan gelerek evden hızlı bir şekilde çıktım. Otobüs durağına kadar yürüdüğümde dolan gözlerimden akan yaşlara engel olamamıştım.
O adam evimize gelerek her şeyi mahvetmişti. Annem ile aramdaki ilişki bozulmuştu, ne yapılması gerektiğine sürekli o karar veriyordu ve özel hayatıma da fazlasıyla karışmaya başlamıştı. Bu durumdan gerçekten çok sıkılmıştım. Babamın eksikliğini hep hissediyordum.
Telefonum çalmaya başladığında göz altlarımı silip boğazımı temizledikten sonra aramayı cevaplandırdım. "Efendim?"
"Sevgilim ben evden çıktım. Nereye gidelim?"
"Sen nereye istersen oraya olsun"
"Leyla ağladın mı sen?"
Sessiz kaldığımda otobüs durağına gelmiştim bile. "Anlaşıldı birileri benim sevgilimi ağlatmış. Sahilin sonunda piknik alanı varya oraya gel"
Görmesede buruk bir tebessümle kafamı salladım. "Tamam geliyorum"
Telefonumu kapattığımda az önceki halimden eser kalmamıştı. İçimde oluşan heyecanla otobüse binip Oğuz'un dediği yere dakikalar sonra geldiğimde bakışlarımı etrafta gezdirip sevgilimi aradım.
Oğuz'u bulamayıp biraz daha ilerlediğimde burada çok az kişinin olduğunu farketmiştim. Biraz daha ilerledikten sonra onu bir masada otururken görünce hemen adımlarımı hızlandırıp yanına gittim.
Oğuz, kafasını kaldırıp beni gördüğünde gülümseyip ayağı kalktı. Koşarak onun boynuna atladığımda çok geçmeden kolları belimi sarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIVIRCIK || texting
General Fiction(TAMAMLANDI) Leyla : Seni merak ediyorum. Leyla : Bu yüzden de, seni aramaya çalışacağım Leyla : Ve eğer seni bulursam o zaman karşıma çıkacaksın ve anlatman gerekenleri anlatacaksın Leyla : Söz mü? İsimsiz : Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. İsimsi...