Selammmm, nasılsınız görüşmeyeli???
Final bölümünde de söylediğim gibi özel bölüm yazmaya karar verdim. Son kez bu çiftlerimizi okumayı hak ediyoruz bence.
Bu bölüm Asu ve Kerem'i yazdım. Onları kitap boyunca çok az yazdığımı farkederek çok güzel bir bölümle geldim, aşırı iyi oldu bence.
Bölüm sonunda ufak bir süprizim olacak, şimdilik iyi okumalar!
×××
ASU'DAN
Binadan içeriye girip merdivenleri çıkarken kalbim şimdiden yerinden çıkmayı planlamış gibi atmaya başlamıştı bile. Dairenin önüne gelip kapıyı çaldığımda elimle saçlarımı düzelttim. Kerem, kafasını kaldırıp bana baktığında nutku tutulmuş gibi bana bakıyordu. "Asu" dedi şaşkın bir şekilde. "Sen gitmiyor muydun doğum günü partisine?"
"Evet ama sana süpriz yapıp yanına gelmek istedim. Doğum gününe daha 1 saat var"
Gözleri ışıl ışıl parlarken beni bileğimden tuttuğu gibi içeriye çekip arkamdan kapıyı kapatınca kollarını sıkıca bana doladı. Sınav senemde olduğum için dershane, okul derken Kerem'i haftada 1 kez ya görüyor ya da göremiyordum. Şimdi, arkadaşımın doğum günü partisi sayesinde evden çıkabilmiş ve bunu fırsat bilerek kendimi hemen onun kapısında bulmuştum.
Bende kollarımı boynuna doladığımda kafasını boynuma gömmüş kokumu içine çekiyordu. "Çok özlemişim seni asi kızım benim" bana hitap etme şekline kıkırdarken geri çekilip yüzüne baktım. "Ben de..."
Kerem, geri çekilmemi fırsat bilerek beni baştan aşağıya süzdüğünde kendi etrafımda dönüp kollarımı iki yana açtım. "Nasıl olmuşum?" uzun kollu, hafif göğüs dekolteli dizlerimin üzerinde çokta mini olmayan siyah bir elbise giymiştim.
"Böyle mi gidiceksin?" diye sordu kaşlarını çatarak. Verdiği tepkiye bir anlam veremeyerek kafamı salladım. "Evet, kötü mü olmuş?" morelim bozulmuştu. Neden böyle söylemişti ki?
"Çok güzel görünüyorsun"
"Yüz ifaden öyle söylemiyor ama?"
"Asu" uzanıp ellerimi tuttu. "Bu elbise biraz kısa sanki" takıldığı nokta bu muydu gerçekten?
"Kerem ben sana güzel olmuş muyum diye soruyorum senin söylediğin şeye bak" sinirlenip evde kimsenin olmadığını bilerek rahat bir şekilde mutfağa girip içmek için kendime su aldım. Üst dolabı açıp bir bardak aldığımda Kerem de arkamdan mutfağa giriş yapmıştı. Suyu içip bardağı sertçe tezgaha bıraktım.
Ona doğru dönüp kalçamı tezgaha yaslayıp kollarımı göğsümün üzerinde bağladım. "Sakin misin?" kafamı sallayıp yanıma gelmesini izledim. Önümde durduğunda dudaklarını araladı. "Bak şimdi" dediğinde beni birden belimden tutarak havalandırdığında beni tezgahın üzerine oturtmuştu. Ellerini her iki yanımdan tezgaha yaslayınca ne yapmaya çalıştığını anlamadım. "Ne yapıyorsun?" diye sordum soğuk olmaya çalışarak ama kendisi bu şekilde yakınımda dururken bu pek mümkün değildi.
"Sen bir yere oturduğun zaman bu elbise daha da kısalacak" bakışlarıyla bacaklarımı işaret ettiğinde gerçekten de elbisenin fazlasıyla kısaldığını farketmiştim. "Bu görüntüyü başkalarının görmesi bana göre hiç hoş bir durum değil" sakin bir şekilde kendini ifade etmeye çalışıyordu ama gözlerindeki koyuluk bu durumu desteklemiyordu.
"Kimin gördüğü umrumda değil"
"Ben seni ilk defa bir elbiseyle görüyorum güzelim. Ve sen buraya gelmeseydin benden önce başkalarının seni bu şekilde görmesi gerçekten can sıkıcı" dediğinde derin bir soluk çekti içine. "Sen de gördün işte ayrıca bu elbise bana yakışmamış mı cidden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIVIRCIK || texting
Fiction générale(TAMAMLANDI) Leyla : Seni merak ediyorum. Leyla : Bu yüzden de, seni aramaya çalışacağım Leyla : Ve eğer seni bulursam o zaman karşıma çıkacaksın ve anlatman gerekenleri anlatacaksın Leyla : Söz mü? İsimsiz : Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. İsimsi...