MURAT
Hayatta her zaman farklı şekillerde sınanırmış insan. Ancak hiçbir sınav insanın kendi benliği ile verdiğine benzemiyor. Ailemin ilk evladı olsam da annemin beni doğurmak adına canını vermesi ile hayata bir sıfır mağlup başlamıştım. Ama yine de şanslıydım ki babam yeniden evlenirken beni ihmal etmemiş, Fatoş abla da beni ailenin dışında tutmamıştı. Yine de Fatoş ablanın hamileliği ile kendimi eksik hissetmeme engel olamamıştım. Altı yaşımın sonu yedi yaşımın başıydı ilk defa eve benden başka bir çocuğun gelişi. Kıskandım dersem yalan olur zira Fatoş abla sağ olsun beni hiç bir zaman çocuğundan ayrı tutmadı, sadece elimde olmadan yalnız hissettim ,sahipsiz, yarım. Çoğu insana göre şanslıydım ama pek akıllı olmadığımı kabul etmem gerek zorla bitirdiğim lisede fark ettim kendimi. Korktum, kendi canımı yaktım. Olmaması gereken duygularımla tek başıma savaşmaya çalıştım. Ta ki kaldıramayacak hale gelip dağılana kadar...
FLASHBACK
Eve gelene kadar içimdeki duygulara gem vurabilsem de eve girer girmez kendimi odama kilitledim. Okulda yaşadığım olay ile fark ettiğim gerçekler uzun zamandır kabul etmediğim benliğimle beni yüzleşmek zorunda bırakmıştı. Ellerimi saçlarıma geçirip odanın içinde turlarken kendime okuduğum lanetlerin dışarıdan duyulması bile umurumda değildi. Kapımı yumruklayan Fatoş anamın endişeli sesi kulaklarımı doldursa da kapıyı açmadım."Kuzum Murat oğlum ne oldu? Aç kapıyı da anlat bana, korkuyorum..."
Korkuyorum evet ben de korkuyorum hem de çok korkuyorum. Hissettiklerim öğrenilirse ölmüş anama, bana analık eden Fatoş anama, sevgisini göstermese de hep bana destek olan arkamı kollayan babama yapacakları diyecekleriydi korkum. Allah'ıma şükür bir can borcum vardı verir kurtulurdum ama ölmekten beterdi sevdiklerine eziyet çektirmek.
Ben bunları düşünürken kapıya birinin yaslandığını duyunca yüzümü kapıya döndüm."Sorunun ne olursa olsun yanındayız can özüm, doğurmasam da canımdan Can olan. "
" Ya yüzünüzü yere düşürürsem?"
Hafif bir kıkırtı geldi kapının arkasından ben bu ses ile kapıya omzumu verip çöktüm."Birini mi öldürdün?"
" Hayır"
"Birinin namusuna mı zevallik verdin?"
"Hayır"
"Birinin malını emeğini mi çaldın?"
"Hayır"Sakince söyledikleri kelimeler son bulduğunda derin bir iç çekti. Aklına bile gelmeyecek bir günahtı benim ki ve istese de yüzünü yerden kaldıramazdı. Ama Fatoş anamın vazgeçmeyi niyeti yoktu ve o fazlası ile akıllı bir kadındı.
" Olmayacak birini mi sevdin?"
İşte turnayı gözünden vurmuş olan analığıma cevabım sessizlikti sadece. Az önce odada deli danalar gibi tepinen ben şimdi sessizce başımı öne eğmiş susuyordum. Suskunluğum Fatoş anamın sesi ile hayrete dönüştü.
" Sevginin imkansızı yoktur oğul. Sevmek seveceğin kişiye bağlı da olsa karşı koyamayacağın yönetemeyeceğin bir duygudur. Seni anlıyorum diyemem ama kimi seversen sev ben her zaman arkanda olacağım."
" Ya sevdiğim ya da seveceğim kişi onaylayamayacağın herkesin ayıplayacağı biri olursa?"
Sorumun cevabını beklediğimden değil sadece yaşadıklarımı anlamasını istediğimden sormuştum. Belki de bir an önce yıkılan yıkılsın kaybedeceklerimle hayatımın vazgeçilmezliğinden kurtulayım diye düşündüm. Ama cevap beklemediğim kişiden gelince kalbim bir an da olsa atmayı unuttu.
" Kimi seversen dedi anan ,kadın erkek fark etmez. Benden doğanı kınayacak kadar cahil değilim. Çık da konuşalım artık."
Biliyordu ben yeni anlamışken o biliyordu. Yerimden yavaşça kalkıp kilidi çevirdikten sonra kapıyı usulca açtım. Başımı yerden kaldırmadan kapı aralığında durdum. Vereceği her tepkiye hazırdım ama o beni her zamanki gibi şaşırttı. Elini omzuma atıp sıktıktan sonra:
" 3 ay önce sen doktorun oğlu ile konuşurken bizim azalardan Selim'in oğlu dillendirdi. Biliyorsun Selim oğlanı Ankara'ya bu yüzden saldıydı. Biz cahil olabiliriz ama sorduk konuştuk. Ne yapalım elden gelen bir durum yokmuş. Ama sen sen ol sakın rengini belli etme. Benim ilk göz ağrımsın seni kaybetmeye yüreğim dayanmaz." dedi.
Elini çekip ardına bile bakmadan kapıya yöneldi babam Anam ise benim yarım kadar boyuna aldırmadan yakamı tutup boynumu kavrayarak sıkıca sardı beni. Babam da Fatoş anam da cesur insanlardı ve ben fazlası ile şanslıydım. Beni anlamıyorlardı ama ellerinden geldiğince destek oluyorlardı ya bu bile böyle bir yerde paha biçilmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMBAT (BXB)
General FictionAnkara hikayeleri: 1-ANKARA'YA GÜNEŞ DOĞDU: Eymen- Murat Muğla'nın küçük bir kasabasından Ankara'nın bir köyüne ana okulu öğretmeni olarak atanan Eymen ve Ankara ayazı kadar keskin , sert bir adam olan muhtarın oğlu Murat. Zaman bu iki zıt kutbu nel...