FİNAL

237 25 10
                                    

  Şu an Altun'un oturma odasında yaşadığımız kaosun başlangıcını düşündüğümde bunların yaşanacağını gelirken hayal etmediğimi fark etmiştim. Oturma odasındaki ikili koltukta yan yana oturan Zeliha abla ve Turan abi başlarını eğmiş diz dize iken Altun odada volta atıyordu. Bazı şeyleri tahmin etse de bu tahminlerinden çok öteydi. Zeliha ne kadar kardeşi olsa da her zaman kapalı bir kutuydu. Altun onunla yakın olduğunu düşündüğü için şu an ki durum onun canını fazlası ile sıkmıştı. İkili korku ile arada bana bakış atarken artık bu duruma el atmam gerektiğini fark edip ayaklandım ve Altun'un karşısına dikildim. Sevdiğim adan anında durduğunda dikleştim.

" Altun yeter artık dur. Bak Zeliha abla da Turan abi de endişeliler. Hem unutma onlar yetişkin insanlar."

" Yavrum ne dediklerini duymadın mı? Biri bacım biri kardeşim, olacak iş mi?"

 Derin bir nefes aldım, bu kadar akıllı bir adamın bu kadar aptal olması hayatın ironisiydi galiba.

" Hiç mi fark etmedin Altun'um onlar yıllardır birbirlerini seviyorlar."

" Ya delirtme beni Veysel kuzum, ablam bu kadar seviyordu neden Ali ile evlendi."

 Altun bu olayların hep dışındaydı. Kendi kimlik çatışmasından çevresine kör olmuştu. Oysa ailem öldüğü ve Zeliha ablanın kocası ile abisi kaza yaptıktan kısa bir süre sonra halama dert yanarken öğrenmiştim olanları. Ne kadar doğru bulmasam da yaptıklarını olan olmuştu. Üstelik Turan abi de Zeliha abla da bana her zaman destek olmuşlardı. Şu an birlikteysek bunda onların etkisi yok sayılamazdı. Kızması belki kendince haklıydı Altun'un ama yaşananlar bu iki aşığı bu noktaya getirmişti ki bu işin bu raddeye gelmesinin bir nedeni de ben ve Altun'duk.

" Boşa kızma sevdiğim, Turan abi de Zeliha abla da her zaman yanımda olan değerli büyüklerim o yüzden sakinleş konuşalım."

 Altun derin bir nefes aldı ve ikiliye bakışlarını sunup :

" Konuşun dinliyorum." dedi. Turan abi başını kaldırıp Altun'a baktı ve tekrar başını eğdi.

" Çok uzun zamandır seviyorum Zeliha'yı ama benim eşekliğim senin yönelimini öğrendiğimde densiz bir kaç laf ettim Zeliha'ma . O da doğal olarak ben senin gibi cahil ve dar kafalı bir adamla hele de kardeşime laf eden adamla olamam dedi. Sonra biliyorsun askerlik çıktı ve aramızı düzeltemeden gittim. O zaman Ali ve kardeşini öğrenmiş Zeliha , bunlar kara kara ne yapacaklarını düşünürken Zeliha evlenelim siz de korkusuzca birlikte olursunuz demiş. Biliyorsun Ali'nin babasını duysaydı onu da kardeşini de vururdu. İşte ben dönünce evlendi diye Zeliha'dan uzak durdum ama çok sevdiğim için kimseyi de hayatıma alamadım. Cenazede öğrendim olanları, konuştuk Zeliha ile , acınız büyüktü ve sen de kötüydü. Ben hatamı fark ettiğimi söyleyince Zeliha eğer abimler birleşirlerse seninle evlenirim dedi. Olan biten bu."

 Altun hala olanların şokunu atlatamamıştı ama sakince tekli koltuğa çöktü. Hangisine üzüleceğini bilmediğinden emindim. Kardeşinin ona gelmemesine mi yoksa bu yükü bacısının taşımak zorunda kalmasına mı? Sırtını geriye yasladığında yanına gidip elini tuttum.

" Artık olan oldu gideni getiremeyiz ama kalanı koruyabiliriz."

 Altun elimi tuttu ve dudaklarına götürüp hafifçe öptü.

" Zeliha , Turan ile evlenmeyi istiyor musun?"

" Evet abi."

" Turan kardeşimi üzmeyeceğine söz veriyor musun?"

" Evet Altun."

" Eğer bacımın gözünden bir damla yaş düşerse seni mahallede kazığa oturturum haberin olsun."

 Zeliha abla da Turan abi de gülümseyip birbirlerine sarıldıklarında Altun yenilmişcesine başını sağa sola salladı. Sevdiğimin boynuna kollarımı dolayıp kulağına eğildim.

" Koca yürekli aslanım benim."

O da elini belime atıp beni kendine yaslarken yaşanan o kadar acıya rağmen geç de olsa gelen mutluluğum için içimden Allah'a şükürler ettim.

...........

" Veysel, kuzum çok heyecanlıyım."

" Tamam Zeliha abla ilk defa evlenmiyorsun sonuçta sakin ol."

 Zeliha abla gözlerini gözlerime dikip kaşlarını çattı.

" Oğlum o evlilik miydi ki? Hem ben Ali'ye hiç kocam gözü ile bakmadım eli elime değmedi."

 Zeliha ablaya gülümserken çalan kapı ile ikimizde durduk.

" Zeliha canım gelebilir miyim?"

" Gel Altun abi gel."

 Altun içeri girdi ve kapı ağzından Zeliha ablayı baştan ayağa süzdü. Sonra yanına gidip başını elleri arasına alıp alnına bir buse kondurdu. Sonra da ceketinin cebinden çok zarif bir kolye  çıkarıp boynuna taktı.

" Mutlu ol kardeşim hepimiz adına özgürce mutlu ol. Zira bu ülke de biz mutluluğu kapalı kapılar ardında yaşamak zorunda olsak da sen yaşayan ve aramızda olmayanlar adına da mutlu ol. Allah'ım pişman etmesin."

 Altun'un gözünden akan bir damla yaş ile Zeliha abla kollarını beline doladı.

" Teşekkür ederim Altun çok teşekkür ederim."

" Etme gül yüzlüm asıl hayatımda olduğun için ben teşekkür ederim."

 Düğün için anons yapılırken Altun yanıma gelip alnıma bir öpücük kondurduktan sonra Zeliha ablanın yanına gidip kolunu uzattı. Zeliha abla Altun'un koluna girdiğinde duruşlarını dikleştirip salona doğru yürümeye başladılar. Arkalarından yavaş adımlarla ilerleyip halamın yanında durdum. Halam bakışlarını bana çevirmeden elimi tuttuğunda gülümsedim. O sırada Altun'un babasının tok sesi ile yana döndüm.

" Çok şükür bir evladımı koruyamadım ama diğer üçü mutlu oldular."

 Tekerlekli sandalyesini bana döndürüp gülümseyen Hüseyin amca ile kaşlarım havalandı.

" Altun artık sana emanet oğlum. Size düğün yapamam ama sende bu vakitten sonra benim oğlum sayılırsın, mutlu olun birbirinizin kıymetini bilin zira bu yolda çok çektiniz."

 Tek dizimin üzerinde eğilip Hüseyin amcanın elini avucuma alıp öptüm ve alnıma koydum.

" Teşekkür ederim."

 Gülümseyip elimin üzerine elimi koyan Hüseyin amca ile gönlüm rahatlamıştı. Benim hikayem yaşadığım  sürece devam etse de artık bu yolda yalnız değildim.

İMBAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin