"aşk bahçemi süsleyen
inci çiçeğim misin
gecemi aydınlatan
ateş böceğim misin
gençlik başımda duman
ilk aşkım ilk heyecan
kovaladıkça kaçan
ateş böceğim misin
bahar dalında yaprak
yıldızdan daha parlak
gözyaşımdan yuvarlak
ateş böceğim misin"
Eymen 'e Tekin'i ve bize yardım edeceğini söyleyip gönlünü rahatlattıktan sonra açtığım radyodan gelen bu naif melodi ile dudaklarım kıvrıldı. Nedense Eymen'i her dem böyle neşeli şarkılarda dans edip gülümserken hayal ettiğim için olsa gerek bu şarkının ona ne kadar yakıştığını düşündüm. Eymen ile konuşmamızın ardından Eymen mutfağı toplamaya gitmiş ve beni salonda ne yapacağımı düşünür halde bırakmıştı. Açıkçası itirafımızı karşılıklı yapsak da hala bir şeyler eksik gibi geliyordu bana. Ne kadar seversen sev yine de bir evet cevabı aradığımı fark ettiğimde aklımı ona nasıl çıkma teklif ederim düşüncesi doldurdu. Bu arada sırtımda hissettiğim baskı ile geri dönecekken :
" Dönme" diyen Eymen'in sesi ile durdum. Bir süre nefesi sırtıma çarparak durduktan sonra elleri ile belimin iki tarafından kazağımı tutarak:
" Ben nasıl söylenir bilmiyorum Murat o yüzden yanlış bir şey söylersem ben konuşmamı bitirince söylersin olur mu?" dedi. Sanki büyük bir sır verecekmişcesine ciddi olan kelimeleri cıvıltılı sesi ile karıştığında tüm ciddiyetini kapatsa da. Ben ise bu haline tebessüm edip başımla onu onayladığımda derin bir nefes aldı.
" Biliyorum bu biraz klişe yani aslında fazlasıyla klişe ama benim sevgilim olur musun?"
Teklifi ile olduğum yerde dondum. Bu teklifi benim yapmam gerekiyordu diye düşünürken Eymen'in benden hızlı davranması beklediğim bir şey değildi. Ama kazağımın ucundaki eli titremeye başladığında onun ne kadar gerildiğini anlayıp şaşırma işini sonraya bırakarak kollarımı yanlarımdaki zarif ellere tutup sıkıca kavradım. Titreyen ellerinin üzerini hafif hafif baş parmağımla okşarken başını sırtıma yasladığında:
" Evet klişe gülüm ve yine evet senin sevgilin olmaktan büyük mutluluk duyarım." diyerek döndüm. Dönmek için ellerini bıraktığımda oluşan boşluk ile içim titrerken döner dönmez yana düşen ellerini yeniden avuçlarıma hapsettiğimde başını göğsüme gömüp dudaklarından bir hıçkırık kaçtığında nefesim kesildi. Ellerini bırakıp yüzünü avuçlamaya çalıştığımda ellerimi daha da sıkı kavrayarak:
" Üzüntüden değil üzüntüden değil. Çok mutluyum çok seninle olmak hayal edemeyeceğim kadar imkansız ve güzel bir şey." dediğinde bir damla yaş da benim gözümden aktı. Bana verdiği değer beni benden alırken telefonumun çalması ile Eymen'den ayrılmak zorunda kaldım. Telefonu aldığımda Tekin'in ismini görmem bir oldu. Hemen açtığım zaman arkadan gelen Ela'nın çığlığı ile bir süre ne olduğunu anlamaya çalışırken Eymen'de şaşkın bir yüz ifadesi ile başını yana yatırmış bana ve sesin kaynağı olan telefona bakıyordu.
" Murat kardeşim çok mutlu oldum. Allah'ım mutluluktan öleceğim. Sonunda senin de mürüvetini gördüm ya işte şimdi hayatım tam oldu."
Yüzüme mahçup bir tebessüm yerleşirken gözleri kocaman açılan Eymen alt dudağını ısırıp ellerini yüzüne kapatarak hızla mutfağa kaçtı. Onun bu haline gülerken arkadan Tekin 'in sesi ile dikkatimi telefona verdim.
" Murat , bu seninkinin babası kumar illetine girişmiş ve yüklü bir miktarda borcu var. Anlayacağın ailesi bahane adam kıçını kurtarmaya malları istiyor. Bir dilekçe hazırlayıp uzaklaştırma istedim ama Eymen kardeşimizin imzası lazım. Muhtara faksı geçtim, imzalat bana gönder. Ve dikkatli olun bulaştığı adamlar pek tekin adamlar değil."
Duyduklarım içime korku tohumları ekerken arkadaşıma teşekkür ettim. Bu arada Ela:
" Bak haftaya oradayız, bu yakışıklı enişteyi tanımak istiyoruz. " dediğinde :
" Ela kardeşim siz gelin ben size krallara layık bir sofra hazırlarım." dedim. Ela bir süre sessiz kaldıktan sonra:
" Murat enişteyi yalnız bırakma . Babası olan şerefsizin bulaştığı adamlar gördüğün her kötünün toplamından kötüler. Jandarma komutanı arkadaşımız adı Suat Başyol, bir sıkıntı olursa sana telefonunu yolladım ara yardım iste. Tek başına uğraşma bunlarla anladın mı?" dediği sırada telefonuma bildirim ulaşmıştı bile. Ela'ya da Tekin'e de teşekkür edip telefonu kapatırken mutfak kapısının kenarına çenesini dayayıp bana kırpıştırdığı gözleri ile üzgün bakan Eymen'i gördüm. Bu bakış korku değildi, ve ben bu bakıştan hiç hoşlanmamıştım. Yanına adımladığımda bakışlarını yere eğip:
" İstersen teklifimi bir daha düşünebilirsin. Alınıp kırılmam, yani kim bir baş belasını hayatında ister ki?" dediğinde her şey ile tek başına savaşmaya alışmış hali benim içimi yakarken yanına ulaşıp kapıya yasladığı yüzünü avuçlarıma aldım.
" Eğer ilk zorlukta vazgeçecek kadar basit mi sence sevgi. Ben sevginin her koşulda sevdiğinin yanında olanını severim. Ben aynı durumda olsam bana olan sevgin değişecek ya da kaçacak..."
" Asla seni seviyorum öleceğimi de bilsem senden vazgeçmem."
Cümlesini tamamladığında ne söylediğini fark eden küçüğümün " Hii" diye çığlık atarak odaya kaçmasına izin verdim. Zira bana yaşattığı mutluluğu anlaması ve söylediklerini önce kendisi hazmetmesi gerekiyordu. Geride yüzümde kocaman bir sırıtışla kalsam da aklım hala Eymen'i korumak için ne yapmam gerektiğindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMBAT (BXB)
General FictionAnkara hikayeleri: 1-ANKARA'YA GÜNEŞ DOĞDU: Eymen- Murat Muğla'nın küçük bir kasabasından Ankara'nın bir köyüne ana okulu öğretmeni olarak atanan Eymen ve Ankara ayazı kadar keskin , sert bir adam olan muhtarın oğlu Murat. Zaman bu iki zıt kutbu nel...