20

20.7K 740 110
                                    

                                 🦋

Arkasından gittiğim de gölün kenarında ki küçük masaya oturduk. Hava baya soğumuştu. Üşümüştüm. Amir bunu fark edecek ki üzerin de ki, ceketi çıkararak omuzuma attı. Her harakat ettiğin de kokusu burnumda birikiyordu.

Sert kokmasına rağmen ihtiyaç gibiydi kokusu.

Kahveyi dudaklarıma götürdüğüm de Amir her haraketimi dikkatle izliyordu. Bu da sıcak kahvenin dudaklarımı yakmasını sağladı.
Ama bunu ona bilirmemiştim.

"Benden çekinmen hoşuma gitmiyor" dediğin de elim de ki kahveyi masaya bıraktım.
"Çekinmiyorum.." dedim dilimin ucunda.
"O yüzden mi nefes dahi almıyorsun?" Tuttuğum nefesi dışarı verdim.

Etrafa baktığım da önüme koyulan gül buketi ile Amire baktım.
Nergis...
En sevdiğimdi nergis.
"Bana mı aldın?" Dedim şaşkın ve sevinçle. Amir başını salladığın da nergisleri alarak kokladım.
"Seversin" dedi.

"Teşekkür ederim " dedim hafif gülerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Teşekkür ederim " dedim hafif gülerek. Çiçekler beni mutlu etmişti, hele nergis olması.
Gülümsediğim de Amirin bakışları dudaklarıma kaydı.

Çiçekleri bir az daha kokladım. Böyle baktığın da utanıyordum. Bu yüzden araya başka konu attım.
"Mevsimi değil nerden buldun?" Dedim havalanan kaşlarımı daha da havaya kaldırarak. Nergis sevdiğimi nerden biliyordu ki?

İki yıl beni sevdiğini söylemişti. Neyi sevip neyi sevmediğimi öğrenmiştir elbet.
"Kolay olmadı, ama değdi. Tek gülüşüne değdi." Dediğin de yanaklarım al al olmuştu.

Amir pur dikkat beni iziyordu. Hayır yani şimdi düşüp bayılacaktım iyi mi olacaktı? Bilmiyorum ama fazla utanıyordum böyle şeylerde. Hele karşım da ki Amirse ..

"Utanınca yanaklarının kızarması mı, gülünce diş etlerinin gözükmesi mi? Heyecanlanınca parmaklarınla oynaman mı daha tatlı karar veremiyorum." Hepsi benim yaptığım şeylerdi. Baya baya ezberlemişti beni. Ama ben onun hakkında bir şey dahi bilmiyordum, sade kahve, soğan sevmez. Yanlız bu, sahi bilmekte istemezdim.

"Ben üşüdüm, eve girsem?" Başını salladığın da nergislerimi alarak eve gideceğim sırada ceketi çıkararak ona verdim.
"Üşürsün" dediğim de dudakları hafif kıvrılmıştı.

Eve girdiğim de kalbimi tuttum. Fazla iltifat, fazla ilgi, fazla detay vardı bu adamda.
Nergisleri suya koyarak son kez kokladım. Doyamıyordum ki.

                                   🦋

Yemek saatinin geldiğini gördüğüm de yemek yapmaya başladım. Aklıma birden Oğuzun gelmesi ile elimde ki bıçağı bıraktım. Ona aşık olduğumu sanıyordum, oysa son zamanlarda anlamıştım. Aşık değildim, sadece bir hoşlantıydı. Çocukluk isteğimi diyeyim ne diyeyim?

Oğuz iyi çocuktu ama, son zamanlarda ona karşı bir şey hiss etmiyordum.

Düşüncelere daldığım da Amirin telefonla konuşma sesi ile kendime geldim.
"Kapat baba" dediğin de mutfağa geldi. Ona aldırmadan işimi yapmaya çalşıyordum. Kapı kenardında durarak bana bakmaya başladı.

"Birlikte yapalım mı? "

Dedi. "Sen yemek yapmayı biliyormuydun?" Dedim hafif şaşkınlıkla. Ona dönerek.
"Öğretirsin?" Dediğin de yeniden önüme döndüm.

"Gerek yok, hizmetçiniz olarak ben yaparım." Dediğim de elerini cebine salarak bana yaklaştı. Bedenimi tamamen ona döndüğüm de bir elini sağ tarafıma bir elini sol tarafıma koymuştu. Arasında sıkışıp kaldığım da gözlerine bakamıyordum.

Açık olan üç düğmesin den göğüsüne kadar gelen dövmesini göre biliyordum. Boyu benimkinden baya büyük olduğu için hafif eğilmişti. Yanında küçücük kalmıştım.

"Bir daha sakın kendini hizmetçim olarak adlandırma" dediğin de ellerimi koyacak yer arıyordum.
"Öyle değil mi?" Gözleri tüm yüzümde gezinirken dudaklarım da takılı kalmıştı.

"Hayır, değil" dedi.

"Yapma şunu" dedim başımı yana yatırarak.
"Neyi?"

"Sıkıştırıp durma beni" dediğim de arkaya çekildi. Onunla birlikte kokusu da yok olmuştu.
Yanından geçerek yemeği yapmaya başladım.
Arada çaktırmadan Amire bakıyordum, bazen bana bazen de telefonuna bakıyordu.

                                    🦋

Masayı hazır ettiğim de Annemleri aradım.
"Anne?"
"Kızım, nasılsın iyimisin? Bir şey yaptı mı o adam sana?"

Annemleri tedirgin etmemek için bir yalan kurmam gerekti.
"Anne Amirle değilim, iş yerindeyim. Bu gece de burda kalmam gerek. Belki daha uzun. Benim için endişe etme."
"Ya yine gelirse? Eve gel sen"

"Anne gelmez buraya, rahat ol."

"Ne istiyordu senden?"

"Bilmiyorum, Amiri bilmiyormusun?!" Annem derin nefes aldı.
"Çoktan mı rahatsız mı ediyordu seni?"
"Hayır, ilk kez görüyordum. Anne kapatıyorum. Rahat ol iyiyim ben,tamam mı?"

"Tamam ama ara beni"
"Tamam" diyerek telefonu kapattım.

"Yemek hazır" dedim hafif bağırır gibi. Amir gelerek masaya baktı, kaşları çatıldığın da,
"Kendine niye koymamışsın?!" Dedi.

Abii sıkılmıyorsunuz umarım? 🙃

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin