8

27K 763 133
                                    

🦋

Öylece loş ışıkların altın da kaldığım da,derin nefes aldım.
Burdan çıkıp kenarda bir yerde oturmak istiyordum ama,adamlar bir birine girdiği için bir az zor olacaktı.

Arkamı döndüğüm an sert göğüse değdiğim, bir adım arkaya gittim. Kafamı kaldırıp bakmama kalmadan kokusundan kim olduğunu anlamam az zaman almıştı. Kalbine yayılan korku ellerimi soğutmuştu.

Yavaş bir şekilde başımı kaldırdığım an,siyah irislerine yakalandım. Hemen gözlerimi çekerek gideceğim sırada kolumdan tuttu.
Çekiştirdiğim de bırakmamıştı.
"Bıraksana" dedim hafif bağırarak. Çünkü şarkı sesinden duyulmazdı.

"Kaçmak huyun oldu"

Dedi benim aksime normal tonda. Çok net duya biliyordum sesini.
Başımı kaldırarak inada gözlerine bakmak istiyordum ama, bakamıyordum işte!

"Bu kadar titremenin sebebi ne?" Dedi boğuk sesle kulak ardımda konuşarak. Kolumu tuttuğu eli,yavaş bir şekilde yukarı kalktı. Kolumda ki her tüy resmen kalkmıştı. Yavaş bir şekilde boyun hizamı iki parmağıyla okşadığın da başımı yana yatırdım. Ve gözlerimi kapattım.

Dokunsun istemiyordum!

Ama isyan da edemiyordum.
"O kadar güzel olmuşsun ki... seni çiçekler bile kıskanır"

Güzel olmuşsun dediğin de aklıma oğuzun bana güzel olmuşsun dediği geldi. Kaşlarımı çatarak elinin üstünü elimi koyarak sert şekilde çektim.
Dokunduğim eline baktığın da on saniyeye kadar durdu.

"Oğuza neden öyle yaptın?!" Dedim sinrli sesimle. Şu istediğim adamı parmağım da oynatırım havaları bitmiyordu.
"Kıskandım" dedi net bir şekilde.
Kaşlarım havalandığın da,
"Hastasın sen! Çekil önümden"

Onu itmeğe çalışsam da önümde durdu. Her seferin de göğüsü ile burun buruna gelmen boyuma nefret etmemi sağlıyordu.
"Evet hastayım..sana, görmeyeceğim bir daha seni o sokak çocuğu ile görmeyeceğim!"

Bir cümlede üç kez bastıra bastıra görmeyeceğim demesi dikkatimi çekmişti.
"Sana soracak değilim!"

"Sinirlenince daha mı tatlı oluyorsun sen?" Dedi alayla dudaklarını kıvırarak.
"Şaka yaptığımı sanıyorsun öyle mi? Eğer görürsem o çocuk için iyi olmaz."

Onu iterek adamların arasından zar zor çıktığım da etrafta Elayı göremiyordum. Zaten kırmızı ışıkların altında kayb olmuştum. Etrafı incelerken kolumdan tutularak çekilmemle bir yere sürüklendim.

Kolumu çekiştirdiğin de beni odaya saldı. Savrulan saçlarımı toparlayarak ona baktım. Manyakmıydı?! Ne yapıyor bu adam?

"Ne yapıyorsun sen!"

Öylece yüzüme bakıyordu.
"Çekil şurdan!" Kapıya yöneldiğim de kollarımdan tutarak gitmemi engelledi. Dövmeli eli ile tek kolumu tutarak beni engellemeyi becermişti.
"Bırak!"

"Kapı kilitli"

Sakin sesi sinirimi bozuyordu. Çırpınmayı bıraktığım da yanaklarımdan soğuk yaşın aktığını hiss ettim. Kolumu elinden kurtarak yanağımı sildim. Korkudan yada çaresizlikten ağlamıştım.

Yavaş bir şekilde bana yaklaştığın da sırtımı kapıya yasladım.
"Yaklaşma" ağlamaklı sesimle konuştuğum da bana aldırmadan yaklaşıyordu.

Önümde durduğun da gözlerimi kapattım. Elini göz yaşlarım da gezdirdi.
"Ağlamana nefert ediyorum" dedi kısık sesle.

"Ne istiyorsun?!" Derin nefes alarak gözlerimi açtım. Ama gözlerine bakmıyordum. Başımı aşağı salmış ağlıyordum. Zaten benden çok büyüktü. Burda olmak istemiyorum! Bana zorla bunları yapmasını, rahatsız etmesini istemiyordum.

"Konuşmamız yarım kaldı, ve sen yine kaçtın"

Başımı kaldırdığın da her yutkunduğun da göz önüne gelen adem elmesi ile karşılaştım.

"O çocukla bir daha görüşürsen-"

"Ne yaparsın öldürürmüsün?!" Dedim bağırarak. Bağırdığım da gözlerini kapatarak çatık kaşlarını daha da çattı. Yüzünü ekşittiğin de bağırmamı sevmediğini anladım.

"Sözümü kesme!"

"Sözün umrumda bile değil" onu iterek kollarından çıkacağım sırada iki kolum dan tutarak beni kapıya haps etti. Sırtımın kapıya değmesi ile ağzımdan bir inilti koptu.

Gözlerim de ki yaşlar daha da arttığın da derin bir iç çektim. Küçük ellerimi göğüsüne koyarak ittirdim ama milim haraket etmedi.

"Beni kıskançlığımla sınama küçüğüm. Kayb eden sen olursun" dediğin de kollarmı bıraktı. Yere düçeceğim sırada koca ellerini belimden geçirdi.
"Allah belanı v-versin" ağlamaktan yüzümün her yeri ıslanmıştı.

"Sensizlik en büyük belam zaten"

Kollarından çıkarak yüzümü sıvazladım.
"Sana nefert ediyorum. Anladın mı? Nefret"

"Şş ağlama.." elleri yüzüme yaklaşacağı sırada kapının kilidini açarak dışrı çıktım. Dokunmasıdan iğreniyordum resmen! İşte o böyle biriydi. Sözde beni seven ama sözünü geçirmeyince her şeyi yapa bilen bir adamdı.

Göz yaşlarımı silerek merdivenlerden indim. Işıklar kapanmış,az adam kalmıştı. Ela beni görünce koşarak yanıma geldi.
"Ya nerdesin ya? Neyin var? Gözlerine ne oldu?" Dedi elini yüzüme atarak.

"Yok bir şey yıkadım, hadi eve" başını salladığın da çağırdığı taksiye bindik. Yarın bu adamın evinde olmayı bilmek ağlama hissimi çoğaltıyordu. Ama madem en büyük belası bensizlik, bensin kalsın. Yarın da dura bileceğim kadar uzak duracaktım.

🦋

Amir hakkında fikirleriniz??

Sizce Amir dış görünüş olarak nasıl biri?

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin