62

12.5K 475 61
                                    

🦋

Aşk bir duygu değildir, yaşanıp bitsin. Yara bırakıp, kapatılsın. Aşk, kabullenmektir, aşk bazen gerçeği gömmektir.
Seveceksen kör olacaksın, seveceksen yaralanacaksın, seveceksen kabulleneceksin.
Seveceksen sadece seveceksin.

Sinirle Amire döndüm.
"Gedizele ne alakası var şimdi!"

"Bilmem zayıf yanın olur diye düşündüm!" Gözlerim istemsiz devrildi. Yavaş bir şekilde ayağa kalktım.
"Seni sevdiğimi dedim..ama seni kabul etmediğimi de dedim. Ya bu hayattan kurtul, ya da bitir başlamadan bizi." Diyerek yatak odasından çıktım.

Böyle giderse gerçekten boşanacaktım. Onun bu hayatında, hep korkuyla yaşayacak değilim ya?
O yüzden evli kalmamıza gerek yoktu.

Amir içeri girdiğin de bileğime kaydı bakışları.
"Acıyor mu hala?" Dedi soğuk sesle.
"Acımıyor" zaten bir oyundu.
"Ne zaman gideceğiz?" Amir dolabı açtığın da, karıştırarak bana cevap verdi.

"Ben gitmiyorum, gitmek istiyorsan yol açık" delirmiş her halde! Nasıl gideyim ben yanlız?

"Yanlız nasıl gideyim?!"
Eline aldığı içki ile bana döndü.
"Gidemeyeceğine göre?" Sinirle nefesimi dışarı verdim. Telefonu mu da evde koyarak geldim! Nerden biliyim buralara geleceğiz? Kapıda konuşup gidicez sanmıştım.

"Telefonunu veririmisin?

Bakışlarını bana verdiğin de, sıkıntıyla nefes verdi.
"Veremem" dediğin de, kaşlarımı çattım. Nasıl veremem?!
"Nasıl veremem?!" Kalçasını kanapeye yaslayarak ellerini, bir birine sardı.

"Vermiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Vermiyorum." Dedi rahat sesle. Alayla güldüm.
"Vereceksin" dedim emin sesle. Ona yaklaştığım da, önünde durdum.

Gözlerini hafif kısarak bana baktı.
Elimi ona uzattım, ve tek kaşımı kaldırarak,
"Ver!" Dedim. Dudakları alayla kıvrıldığın da, elimi tuttu. Açtığım avuç içimi öptü ve,
"Ala biliyorsan al" dediğin de, kalçasını kanapeden ayırdı.

Şimdi ona aşağıdan bakıyordum.
"Gitmek istiyorum" bana aldırmadan arkasını dönerek gitti. Sinirle ayağımı koca yatağa vurdum. Acımıştı!

"Git"

Dediğin de baya baya benle dalga geçiyordu. Avuçlarımı sinirle sıktım, dişlerimi bir birine vurarak koşarak sırtına çıktım.
"Vereceksin o telefonu!" Amir koca kahkaha attığın da, beni sırtına daha fazla aldı.

"Vermezsem ne yapacaksın?"

"Isırırım seni!"

Tekrak kahkaha attığın da, kolunu ısırdım. Hafif inledi. Beni yatağa attığın da, ayağa kalkmak istedim. Ama Amir beni iki bacağının arasına aldı. Nasıl çıkıcam şimdi ben!?

"Bıraksana!"

Ellerimi göğüsüne koydum. Bana yaklaştığın da, dudağıma eğileceği sırada, başımı yana yatırdım. Amir burnunu boğazıma sürrtüğün de, bedenime yayılan hisle gözlerimi kapattım.

"Canım sürekli seni görmek, sana dokunmak, sana sarılmak istiyor, haberin olsun."

Dedi fısıltıyla, kenarda ki, telefonu gördüğüm de, ona döndüm.
"Beni burda tutamazsın!"

"Tutmuyorum, dilediğin zaman gide bilirsin?" Gözlerimi devirdiğim de, bu adamın altından nasıl çıkacağımı düşündüm.
Hafif çırpındım ama, kalkamadım. Amir ise pur dikkat beni izliyordu.

Amiri gıdıklamaya başladığım da, üstümden kalktı. Bu sefer ben onun üstene çıktım. Amirin elleri belimdeydi. Uzun saçlarım Amirin üstene serpilmişti.

Şimdi ben Amiri dikkatle izliyordum, bu adam neden bu kadar yakışıklıydı?
"Verecekmisin?"

"Ala bilecekmisin?" Dediğin de, Amirin üstene oturmamak için mücadele veriyordum. Çünkü tam da erkekliğinin üstendeydim.
Hemen kalkarak Amirin telefonunu elime aldım. Açamama kalmadan, Amir arkandan tek elle telefonu aldı.

"Versene!"

Yataktan indiğin de ben de, indim.
Telefonu tek eline alarak havaya kaldırdı. Parmak uçlarıma kalkarak telefona uzandım, ama boyum yetmedi! Tekrar uzandım bu seferde yetmedi. Pes ederek ona baktım.
"Tamam sen kazandın, ben açım yemek yap"

"Emredersin"

Dedi. Arkamı dönerek hafif güldüm.
Etrafı incelediğim de, ağaçlara baktım.

🦋

Bir az oyalandıktan sonra Amirin yanına geldim. Yemek kokuları geliyordu,acıkmıştım.
"Ee hazır mı yemek?" Amir ellerimi kurutarak bana baktı. Koca bedeni ile, mutfakta yemek yapan Amir fazla komik duruyordu.

"Hazır"

Masayı birlikte hazırladık.
Masaya oturduğumuz da, Amir bana baktı.
"Sana bir şey aldım,bir keresinde istemiştin alamamıştın." Kaşlarım istemsizce çatıldı. Acaba neydi?
Amir ayağa kalkarak salondan çıktı. Amirin elinde gördüğüm şeyle ayağa kalktım.

 Amirin elinde gördüğüm şeyle ayağa kalktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçen yıl istemiştim, ama alamamıştım. Amir kuşları masaya bıraktığın da, hemen yakınlaşarak baktım.

"İnanmıyorum, aynısını nerden buldun?"

"Ya çok güzeller" dediğim de, kuşlara yeniden baktım. İçim kıpır kıpır olmuştu.
Kuşlardan ayrılarak Amire sarıldım. O da saçlarımı öptüğün de, ayrıldım.
"Çok teşekkür ederim"
"İsimleri ne olsun?" Dedi.

"Bilmem, birini sen koy birini ben" Amir hafif gülerek başını salladı.
"Pamuk, sarısı pamuk olsun?" Dedim.

" Beyazda Asi olsun" dedi Amir. ASİ güzeldi.

"Hadi yemek yiyelim" başımı saladım. yeniden masaya oturduk.

Kebeleklerim yorum yapın....

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin