75

9.2K 393 75
                                    

🦋

Karşımda kolu yaralı, oturan adama baktım. Hayır, böyle olamayacaktı. Doktora gitmek gerekti. Kana daha fazla bakamıyordum. Canı nasıl acımıyor bu adamın?!
Yardım çantasını getirerek, yanına oturdum. Oturduğum an, bakışları beni buldu.

"Yemek yedin mi?"

Şu an bunu mu düşünüyor gerçekten?
"Hayır, kolun kanıyor. Doktora gidelim,böyle olmaz."
Kolunu temizlediğim de, kanı temizledim.
Ama hala akıyordu, temiz bezle yavaş yavaş sardım.
"Sıyırdı, bir şey olmaz." Dedi.

"Acıyormu?"

"Eve ne zaman döneceksin, seni özledim." Daha sabah ayrıldık, ne özlemesi.
"Dönmeyeceğim." Net sesim, kulaklarına tırmandığın da, siyahları daha da karardı.
"Seni burda bırakmayacağımı biliyorsun değil mi?"

"Ne yapacaksın? Zorlamı götüreceksin?" Dedim, sinir ve  alay dolu sesimle. Amir, yüzüme incelerken, fazla rahatsız olmuştum.
Çünkü, öyle dikkatle izliyordu ki.

"Gerekirse evet!"
Gözlerimi devirdim. Bu özgüven değildi! Zorbalıktı. Kolunu tam sardıktan sonra, ayağa kalktım.
"Amir, senden gitmiyorum ki, sadece hayatından gidiyorum. O hayatta yaşayamam, hem kendim için hem de.." diyerek durdum. Amir kaşlarını çatarak bana baktı.

"Hem de?"

Dedi.
"Hemde senin için, annemler için.  yaşadığımız şeylere bak." Bebeği söylemeyecektim, bu hayattan kurtularak, normal bir insan gibi gelsin sonra.
"Olmayacak dedim ya, söz veriyorum. Beni seviyorsun, korkun aşkından daha mı güçlü?" Korkum bebeğimiz içindi..

"Lütfen..ben sözümü dedim. Karar senin."

Aşağı indiğim de, oda arkamdan geldi. Kapıya çıktığımız da, bana baktı.
"Doktora git" dedim, ona bakmayarak.
"Yemeğini ye sende" başımı salladım.

"Seni alacağım biliyorsun değil mi?" Başımı kaldırarak ona baktım.
"Senden kaçmıyorum ki, hayatından kaçıyorum." Dedim. Amir sustu, kapıyı kapatacağım sırada, kolumdan tutarak, koca bedenine habs etti bedenimi. Gözlerimi kapatarak, ona sarıldım.

Boynumdan öptüğün de, sanki yıllarca hastermiş gibi, kokumu içine çekti.
"Her şey geçecek kızım, sen mutlu ol diye her şeyi yapacağım." Diyerek gitti. Sadece o ben ve bebeğimiz, sade küçük hayat yaşayalım istiyordum. Para, şan şöhret, hiç biri umrumda değil.

🦋

Annemlerle bir az konuştuktan sonra odaya girdim. Ela annemle uyumak istedi. Üzerimi giyerek, yatağa geçtim. Elanın pijamaları rahat tutmuştu beni.
Elimi karnıma attım, acaba kızmıydı erkekmiydi? Doktora da gitmedim. Ama sorun çıkmaması için, doktora götürmek gerekti.

Telefonum çaldığın da, elimi karnımdan çekerek telefona baktım. Bilinmeyen numaraydı. Kaşlarımı çatarak, telefonu açtım.
"Alo?" Dediğin de, kısa süre ses gelmedi. Kapatacağım sırada, tanıdık sesle yeniden kulağıma götürdüm.

"Gediz?"

Dediğim de,
"Nasılsın?" Dedi. Niye beni aradı ki?

"İyiyim de, sen niye aradın?"

"Ben..öyle merak ettim." Dediğin de, gözlerimi kapattım. Bu arama beladan başka bir şey değildi.
"Gediz..bak, başımıza bela alacağız. Lütfen, arama" dedim kısacası.

"Amirle mutlumusun? Canını yakmıyor değil mi?"

Ah Gediz ya..

"Canımı yakmıyor. Benim değil de, senin canını yakar Gediz. Lütfen, sana bir şey yaparsa, asla kendimi affetmem." Gedizin sesi gelmedi.

"Anladım.."

"Seni kırmak istemedim, gerçekten"

"Yok, kırılmadım. Sadece, merak etmiştim o kadar" dedi. Başımı salladım sanki o görüyormuş gibi.
"İyi geceler" dedim.
"İyi geceler" dediğin de, telefonu kapattım.

Oflayarak, yatağa yattım. Yanım boştu, Amir yoktu. Bi boşluk hissetmiyorum değil. Belime sarılan kolların sıcaklığı hala kalıyordu tenimde sanki.

Uyuyamadığım için, ayağa kalktım.
Sürahide su olmadığı için aşağı indim. Su doldurarak yeniden odama çıktım. Kapıyı açarak içeri girdiğim de, cam önünde ki, karartı ile küçük çığlık attım. Elimdekini düşürmemek için zar zor durdum.

"Amir!"

Işığı açtığım da, kalçasını masaya dayayan Amiri gördüm. Üzerin de, ki beyaz gömleğin den kolunun kanamadığını anladım.

Elinde oynattığı telefonu kenara koyarak, ayağa kalktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elinde oynattığı telefonu kenara koyarak, ayağa kalktı.
"Ne işin var burda?!" Amir önümde durdu. İçki kokusu yüzüme vurdu. Niye içiyordu bu zıkkımı?!
Ama hala kendi kokusu, içki kokusunu bastırmaya yetiyordu.

"Uyuyamadım, seniz uyuyamıyorum."

"Git lütfen, ben sana yaklaşma uzaklaş, diyorum ama sen-"

"Ama ben sana köpek gibi aşığım hala" diye sözümü kesti.

"Kararını verdin mi?"

"Verdiğim karar değil de, senin duymak istediğin karar sonumuz olacak."

"Gidermisin?"

"Hayır, seni istiyorum" bileğimi tutarak, beni kendine çekti. Sarıldığın da saçımı okşadı.
"Dayanamıyorum sensiz. Tüm ev boş, kokun yok. Aklımda sen, ama yanımda yoksun"dediğin de, zar zor ondan ayrıldım.

"İsteme beni"

"Kimi istiyeyim karıcığım? Başka kadınları mı?" Dediğin de, ona baktım. Ne başka kadını?!

"Ne başka kadını?!"

"Beni anlayacak. Fazla dikkatli, söz dinleyen. Sarışın bir kadın?" Kahkaha attım. Sarışın mı?

"Sarışın?"

Dedim kaşlarımı havalandırarak.
Ona yaklaştığım da, açık göğüsüne elimi yavaş yavaş sürttüm.
"Eğer o sàrışın kadın, benim yerimi verecekse sana iyi eğlenceler."

"Senin kahve saçlarına gömülmeye hazırken, sarışlnlar dikkatimi çekmez"




Niye atıp tutuyon lan o zaman💀

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin