"Vaz geç! hayatını seni sevmeyen bir kadına adama!"
"o kadın sen sen adarım,sen de adayacaksın her zerreni bana adayacaksın"
dedi kemikli parmaklarının arasın da ezdiği saçlarımı yavaş bir şekilde öptüğün de .
Arkamı yavaş bir şekilde döndüm. Amir ceketini çıkararak koltuğa attığın da, kıravatını da çıkararak aynı yere attı. Halbim hızlanıyordu. Soyunuyormuydu o? Kollarının düğmelerini açarak kukarı kıvırdı. Yakasının düğmelerini de dört tanesini açtı.
Her haraketini izlediğim de, yatağın üstün de ki, kırmızı geceliği gördüm. Hayır, ben asla onunla uyumazdım ki. Ellerimi önümde birleştirdiğim de Amir önümde durdu.
Başımı yavaş bir şekilde kaldırdım. Elimi yüzüme atarak, okşadı. Sonra da, diğer elini yanağıma koyarak ellerinin arasına aldı güzümü. Kayb olmuştu koca avuçların da.
"Uukun mu geliyor?"
Dediğin de başımı salladım. "Uyuyalım o zaman" dediğin de şaşırdım. Yani bir şey yapmayacaktı? Sevinçten içimde çığlık atıyordum. Başımı salladığım da, ayakabılarımı çıkardım. Ayakabılarımı çıkararak doğrulduğum da, büyük farklılık hisettim.
Küçücük kalmıştım!
Rahatsızca etrafa baktım. Kırmızı geceliği zar zor mecburiyetle elime aldım. Giyinme odasına gireceğim sırada kolumdan tuttu. Kalbim hızlandığın da, durarak ona baktım. Geceliği elimden yavaş şekilde alarak, kenara attı.
"Rahatsız olacaksan giyme onu"
Dediğin de,dolabı açarak diğer geceliği verdi. Bu gömlekle, Kısa bir şorttu. Diğerinden daha iyiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerimi çıkararak, geceliği giydim. İyi ki bunu vermişti, bazen düşünceli ola biliyor işte. Makyajmı temizkeyerek dışarı çıktım. Gözüm elimde ki, yüzüğe sataştı. Elinden sakın çıkarma demişti.
Dışarı çıktığım da, Amir balkonda sigara içiyordu. Ayakta durdum öylece. Bence konuşacaktık, yani bana dokunmayı beklediğini gayet iyi biliyordum. Karımsın diyerek dokunacaktı belki..
Bunun hakkında bir şey söylecek diye düşünüyordum. Amire yeniden baktığım da, üzerinde ki beyaz gömleği çıkarıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bana döndüğün de, arkamı döndüm. Şortta kısaydı! Balkonun kapısını kapatarak içeri geldiğin de, yavaş şekilde ona döndüm. Üstündekini çıkarmıştı artık.
"Sana her şey istediğin gibi olacak demiştim, öylede olacak. Ama benimde isteklerim olduğunu belirtmiştim" dediğin de, başka bir şeyle ilgileniyor hem de benle konuşuyordu.
Elinde aldığı bardağa içki süzdü. Bana döndüğün de, devam etti. "Birlikte uyuyacağız" dediğin de kaşlarımı çattım. Onunla uyumak istemiyorum!
"Bu gerçek bir evlilik değil! Birlikte uyumak istemiyorum"
İçkiyi masaya sert şekilde vurduğun da, ellerimi bir birine birleştirdim. "Sana sözleşme sunmadım! Sana olan sevgimden böyle saygısızlık yapmak istemedim. Ama beni zorluyorsun. Benim isteklerim geçsin ki, seninkileri de yerine getire bileyim"
Onunla aynı odada kalmak? Aynı yatakta yatmak! Yapamazdım, ben utanırdım. "Niye her seferinde sonunu bildiğin şeyi teklif olarak sunuyorsun?! Sanki istemesem sonda burda uyumayacağım." Ellerimi önümde bağladığım da bana yaklaştı.
"Sebepler beni ilgilendirmiyor. Sonuç olarak karım oldun. Benimsin, benim soy ismimi taşıyorsan benim yatağımda yatacaksın. Senin bu evde olduğunu bile bile, ayrı kalmam imkansız" dedi.
Başımı salladım, en kenarda yatardım? Ne yapa bilir ki! Zorla dokunucak hali yok ya! Oflayarak yatağa oturduğum da, oturduğum için kalçalarım büyüdü, daha göze görünür bir hal aldı.
En nefret ettiğim şey!
Kısa şort beyaz tenimi açıkta bırakmıştı. Amirin bakışları bacaklarıma kaydığın da, utançtan yerin dibine giresim geldi. Yorganın altına girdiğim de başımı yastığa koydum.
On dakikanın ardından, Amir de yatağa yattı. Umarım yanlış bir şey yapmaz! Sırtım ona dönükken sert sesini duydum. "Yüzünü bana dön!"
"Neden?"
"Seni izleyeceğim, hep hayal ediyordum."
Derin nefes alarak, ona döndüm. Ama ben böyle uyuyamam ki! Rahatsız edici. "Sevin bence, hayal ettiğin her şey oluyor!" Dedim sinirle sırtımı yatağa vurduğum da.
"Bana sahipsin.."
Dedim dilimin ucunda. Amir de sırtını yatağa vurduğun da, bana döndü. "Sana zaten benimdin. Ama iki imzayla yetinmiyorum. Bana senin kalbin lazım. Kalbini bana ver, her şeyimi al. Ben kendimi senin kollarına bırakalı uzun zaman oldu" dedi.
"Mutlumusun? Beni sevmediğim adama, kendini de seni sevmeyen bir kadına mahkum ettin"
Dediğim de sağ gözümden yaş aktı. "Ben zaten sana mahkumdum. Ben gülünce kısılan kahve rengi gözlerine mahkumdum." Sözlerine aldırmadım. Kendisi mahkumdu diye beni de mahkum etti.
"Seni sevmememin acısını mı alıyorsun benden?" Dediğim de ona baktım. Amir derin nefes alarak, "İstesem de, senden bir şeylerin acısını alamam. Senin tek saç teline ömrümü veririm. Canın yanmasın diye can yakarım. Bana acımasız diye bilirsin ama..seni zorlamadım. Sadece seçim sundum. Sen de kabul ettin."
Haklıydı, zorlamamıştı ki babam için burdaydım. Ona onun için değil babam için mecburum.
"Üzülmemen için her şeyi yapıyorum. Israrla üzülmeği seçen sensin. Ama beni de sensizlikle sınama, sonu hiç kimse için iyi olmaz."
