36

14.9K 575 185
                                    

🦋

Arabada sessizce ağlayan kıza baktım. O adam için mi ağlıyordu? Yoksa yine canını mı yakmıştım?
Beni kandırarak buraya gelmesi beni deli etmişti.
İki yıl onu uzaktan, dokunmadan sevdim. İki yıl bir kez gözlerime bakmasını, bir kez ismimi söylemesini bekledim.

Beni sevmesini...

Ama şimdi iki günlük adamın,beş para etmez sevgisine yenilemezdim. İki yıldır bana bakmayan gözlerin iki gün önce gelen adama bakmasını kabullenemiyordum.
Nihanı, birine kayb edemezdim.
Tek korkumdu onu kayb etmek..

"Nerden anladın?"

Dediğin de yalan söylediğini anladığımı kast ediyordu.
"Yalan söylediğini anlayacak kadar tanıyorum seni"derin nefes alarak başını cama çevirdi. Hala ağlıyordu.
"Neden izin verdin?"

Dedi ağlamaklı sesi ile.
"Gör istedim, benden kaçışın olmadığını gör istedim"cevap vermedi. Ama ağlıyordu. Ağlaması Kalbimi acıtmasına rağmen,sinirime dokunuyordu.

"O herif için mi ağlıyorsun!"

Bağırmamla ağlamasını kesti. Elinin tersi ile gözlerini sildi.
"Senin için ağlıyorum! Böyle davrandığın için."
Ona becerdiğim kadar iyi davranmaya çalıştım. Ama o ısrarla kaçmayı seçti.

"Nasıl davranıyormuşum?"

"Kötü, sanki ben bir eşyaymışım gibi o tataf bu tarafa savuramazsın"

Arabayı aniden firen ettim. Böyle düşünmesi sinirimi bozuyordu.
Arabayı aniden durdurduğum da hafif öne geldi.
"Nasıl ıspatlayayım ha! Sen söyle, canımı verecek kadar seviyorum.
Ama bir herfe kayb etmeyecek kadar da kötüyüm evet!" Dediğim de cevap vermemişti.

"Rahat bırak beni!"

Kapıyı açtığın da kilitli olduğunu gördü. Bana döndüğün de,
"Aç kapıyı" dedi. Seni yorgundu, onun yorgun olması beni bitiriyordu. Elim de olsa tüm dertlerini sırtlanırım ama, derdim sensin dediğin de çaresiz kalıyordum işte.

"Konuşalım Nihan"

Sesimi sakin tutmaya çalışıyordum.
"Konuşucak bir şey yok! Aç kapıyı" yine kaçıyordu.
"Hayır" dediğim de eli ile cama vurdu. Sonra da ellerini yüzüne tutarak ağlamaya başaldı.

Kapımı açarak aşağı indim. Onun da kapısını açtığım da onu kendi tarafıma çektim. Kendim de hafif çömeldim. Elleri hala yüzündeydi.
"Ağlama artık, tamam konuşmayalım. Ne zaman istersen o zaman konuşalım." Dediğim de ellerini yüzünden çekti.

Küçük burnu, kızarmış uzun kiprikleri bir birine yapışmış ve kahve gözleri yaş doluydu.
Kıyamam ki bu haline..

🦋

Karşım da ki, adamın bakışlarını çözemiyordum. Ama bu adamdan kurtulacaktım. Gediz benden hoşlandığını söylemişti. Belki aşık olmamıştım ama, hoşlanıyordum bende.
Hayatım da, Gediz gibi biri olsun istiyordum. Ama Amir asla izin vermezdi.

Arabadan indiğim de Amir de ayağa kalktı. Bakışlarını üstümden bir an bile çekmiyordu. Etrafa baktığım da, karşıda büyük bir dükkan gördüğüm de Amirden hafif uzaklaştım.

Arkama bakmadan kaçtığım da, belki orda bana yardım ederler diye düşündüm. Dağ başı değil ya!
İki addım attığım da, Amir kolumdan tuttu. Ama fazla acıtmıştı. Galiba onu bu sefer fazla sinirlendirmiştim.

"Bırak!"

"Gedizin yanın da kala kala, senin de beynin yok olmuş!"

Dediğin de beni arabaya saldı.
"ALLAH BELANI VERSİN!" yan koltuğa bindiğin de kolumu hafif ovdum acımıştı.
"Kapa çeneni!" Gözlerimi devirdiğim de koluma baktım. Ne yaptı demir elle falan mı tuttu?!

***

Araba durduğun da, bir eve gelmiştik. Ama Amirin evi değildi. Başka eviydi galiba.
"Niye geldik buraya?!" Cevap vermemişti. Önde gittiğin de kolundan tuyarak durdurdum. Kolu avcuma sığmamıştı bile.
"Niye geldik?"

"Adam akıllı konuşacağız"

"Hayır"

"Ulan! Sonda sen de o eve gireceğini bildiğin halde, ne kafamı sikiyorsun?!"
Küfür etmesine nefret ediyordum!
Hıza eve girdim. Haklıydı ne kadar dirensem de o kazanıyordu.

Salonda öylece durdum. Amir bana yaklaştığın da bileğimi elinin içine aldı.
Morarmamıştı ama kızarmıştı, yani zorlandığı belliydi.

"Acıyor mu?"

Dediğin de elimi sinirle elinden kurtardım.
"Her seferinde kırıp döküp, böyle toparlayamazsın" dediğim de arkamı döndüm. Çünkü ağlama hissim fazla artıyordu.

Amire döndüğüm de,telefonum çaldı.
Elaydı, açarak kulağıma götürdüm.
"Ela?"

"Abla babam, lütfen gel. Fenalaştı bi-biz hastanedeyiz. Annem de bayıldı. Çok korkuyorum yalvarırım gel abla" dediğin de sesinin titremesi beynime yansıdı. Babama ne olmuştu ki?!

Allahım yalvarırım ona bir şey olmasın. Gözümden seller aktığın da, Amire baktım.
"Bàbàm" dedim titrek sesle.

"Ne oldu babana?"

"Amir babam, kötü olmuş. Yalvarırım beni babama götür"

"Gel güzelim, ağlama." Dediğin de elimden tuttu. Hemen arabaya bindiğimiz de,Elanın dediği hastaneye gittik.

Babama bir şey olursa toparlanamam..

Özenle yazım hatası yapmamağa çalışsam da, yazım hatasının çok olması tam da benim gibi salağın işi ha)🙂

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin