3

32.4K 895 93
                                    

                                   🦋

Elanın odasın dan çıkarak aşağı indim.
"Günaydın"
"Günaydın kızım" dedi babam. Sofraya oturarak bir iki lokma yedim. Hiç iştahım yoktu Amir yüzünden tüm keyfim bozuluyordu hem de 2 yıldır. Eskiden bu kadar önüme çıkmazdı oysa ki ama şu aralar hep peşimdeydi. Her şeyin altından çıkıyordu.

"Size afiyet olsun"

"Ne çabuk kalktın kızım?" Dedi babam.

"Daha bırak o iş bulacak!" Dedi Ela iğneler şekilde. Babam hafif gülümseyerek,
"Çok yorma kendini" dediğinde başımı sallayarak onu öptüm.

Sokağa çıktığım da yağmurdan sonra kokan sokakların havasını içime çektim.
Amir her an her yerden çıkacakmış gibiydi. Amiri iki yıl önce yani 16 yaşımda gördüm. Keşke görmeseyrim...

2 yıl önce..

Koşar adımlarla dükkandan çıktım. Ela için kar kulesi almıştım. Hep istiyordu sonunda paramı biriktirip almayı becermiştim. Koşar adımlarla  asansore koştuğum da birine çarpmamla omuzuma ağrı yayıldı.

Saçlarımı yüzümden çekerek adama baktığım da 20 25 yaşlarda biriydi.
"Çok pardon,benim suçum" dedim.
Adam sadece baktı.
"Sorun yok güzellik" dediğinde yüzümü buruşturdum.

Güzellik?

Başımı sallayarak gideceğim sırada adam kolumdan tuttu. Ne olduğunu anlamaya çalışarak önce koluma sonra adama baktım.
"Böyle olmaz,benle bir kahve iç seni öyle aff edeyim" dedi.

Ama ne gülüyordu ne de sinirliydi. Öyle donuk iğrenç ifade vardı suratında.
"Anlamadım?"

"Nesini alamadın?"

"Kolumu bırak! Yoksa bağıracağım!" Dedim kolumu çekiştirerek. Zorlamadan bıraktığın da arkama bile bakmadan asansore bindim.
Korkunca ve heyecan yapınca ellerim buz gibi olurdu şimdi de öyleydi.

Başımı kaldırdığım da adamın asansore doğru geldiğini gördüm. Ne yapacağımı bilmeyerek öylece durdum. Adam bindiğin de köşeye çekildim. Adam durmadan dibime girdiğin de daha da küçüldüm kenarda.

Asansor kapanacağı sırada karşım da oluşan bir beden le bakışlarımı oraya verdim.
Siyah paltosu ve siyah büyük botları olan, ama onlara zıt beyaz gömlek giymiş bir adamdı.
Boyu çok uzundu.

Siyah saçları alnına dökülmüş,kaşında ki küçük çapık daha da ürkütücü göstermişti bu adamı.
Dolgun dudakları ve kalkık bir burunu vardı.

Adam asansore girdiğin de önce kokusu girmişti. Adamdan bakışlarımı çekerek arkamda ki adama baktım.

Hala bana bakıyordu. Rahatsız şekilde kıpırdadım. Haraketlenmemle  yeni gelen adam bana baktı. Kısılmış gözlerini üzerime diktiğin de kalbime bir korku düşmüştü.
Allahım nereye düştüm ben!
Saçlarımın arasın da duyduğum nefesle öne geldim.

Adam baya baya bana taciz ediyordu!

Yine yanıma geçeceği sırada yeni gelen adam önüne geçti. Adamın koca bedeinin ardında kaldığım da nefes dahi almamıştım.
Asansor durduğun da sapık adam arkasına bile bakmadan gitti.

Ben se bu adam ve kokusu arasınsa sıkışıp kalmıştım. Kalbim korku ve sıkıntıdan parçalanacak gibiydi. Ve bu durum ağlama hissimi uyandırıyordu.

Adamdan uzaklaşarak göz ucuyla ona baktım. Adamın pur dikkat beni izlediğini gördüğüm de bakışlarımı kaçırdım. Ellerimi ellerimin içinde eziyordum. Yanaklarım kızarmıştı. Hemen asansorden çıkarak derin nefes aldım.
Teşekkür mu etseydim acaba? Ama bu adam o kadar garipti ki söz söylemeğe korkmuştum.

Bir cesaret arkamı döndüğüm de adamın hala bana baktığını gördüm. Kendi kendime gevelendim.
"Allahım az önce ne yaşadım ben?!" Bir kez daha arkama bakacak cesaretim yoktu. O yüzden eve yol aldım.

Şimdi ki zaman...

O gün bu gün Amir her yerdeydi. Ben nerdeysem ordaydı. İlk başta güzel sevse de sonralarda tam da bir saplantı haline getirmişti bu durumu.
Korkutuyordu bazen beni..

Sevemiyordum işte, bu adamı sevemiyordum. Tüm dünyayı ayaklarımın altına seriyordu ama hiç etkilenmiyordum. Onunla bir araya geldiğim de heyecan korku tüm vücüdumu ele alıyordu.

Onunla bir araya geldiğim de hemen bu durum bitsin istiyordum. Eve gitmek yada başka yere gitmek istiyordum uzaklaşmak istiyordum. Hele her an her saniye beni izlemesi...

Onu sevemememin en büyük sebebi ta kendisiydi. Kötü olması,ukala olması. Zorba olması,her şeyi elde etme çabası. Her şeye her kese başçılık yapması. Ve uğraştığı kirli işler...
Tam bir mafya babsıydı. Her şey onun elinden geçiyordu.

Saat üçtü ve ben hala iş bulamamıştım. Nereye gitsem işe alınamayacağımı söylüyorlardı.
Yine mi bulaşıkçı çalışacaktım?! Ama maaşı azdı.

Telefonu alarak bir cesaret Amiri aradım.

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin