2

40.4K 1.1K 346
                                    

                                   🦋

Karşım da ki adamla yağa kalktım. Koca gölgesinin altın da ezilmiştim.
Bir şey demeden gözlerine bakmadan yanından geçip gitmek istedim. Ama izin vermedi. Bir türlü bakamıyordum siyahın en koyu tonunu taşıyan gözlerine.

"Bırak beni"

Kolumu çekiştirdiğim de bırakmamıştı. Düz bir ifade ile bana bakıyordu.
"Bırak!"
"Bağırma!" Bana bağırma diyordu ama kendisi bağırıyordu.

Kolumu bırakacak sandım ama diğer kolumu da tutarak yüzüne bakmamı sağladı. Ama hala kaçırıyordum kahvelerimi siyahlarından.
"Şu öldüğümün gözlerini kaçırma benden" utanıyordum ve sıkılıyordum!

"Çek şu ellerini!"

"Lütfen" dedim ardından kısık sesle. Bu adamı baş kaldırarak yenemezdim.
Kollarımı bırakarak siyah gömleğinin yakalarını düzeltti.

"Ne istiyorsun?"

"Ne istediğim çok açık değil mi?"

Yüzüne hala bakmıyordum. Tuttuğu kollarımı kendime sardım.
"Yüzme bak" sesi hep sertti, yanlız benle konuşurken yumşuyordu o da bazen.
"Evimin önünsesin şu an! Gidermisin?"

"Sence bu umrumda mı?" Biçimli kaşkarını çatarak bana baktı.
"İş bulamamışsın?" Başımı kaldırarak ona baktım. Tabi ya o yaptı başka kim yapacak?

"Sen yaptın değil mi? Hepsi en başından senin oyunundu!"

"Benim oyunumdu. Ve anlarsın ki benim izinim olmadan iş bulamazsın" hafif alayla güldüm.

"Senden izin isteyen kim! İşsiz kalrım daha iyi. Seni görmek istemiyorum,seni sevmiyorum. Uzak dur benden!" Diyerek arkamı döndüm. Her an kolumdan tutup beni yine haps edecek sandım ama kendimi kapının önünde buldum.

"O telefonlar açılacak, numaralar engellenmeyecek. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."

"Nihan!"

Sert sesi kulaklarıma dolduğun da korktuğum için arkamı döndüm ve ona baktım.
"Seni seviyorum" bir şey demeden eve girdim. Çıldırmış bu! Evimin önünde ne yapıyor?! Her şey de onun oyunuymuş!

Hayır beni falan sevmiyor sadece bir takıntı kurmuş. Zamanla oda anlayacak.

Yavaş bir şekilde kapıyı araladım. Pahalı arabasının lastik izleri yerde kalmıştı yoktu gitmişti.
Gözlerimi korku ve sinirle kapattım. Kapıyı kapatarak salona girdim. Her kes uyumuştu.

Mutfağa geçerek su içtim,arkamı döndüğüm de Ela kapıya yaslanmış bana bakıyordu.
"Ablam?"

"Abla iş buldun mu?" Dedi meraklı ve sıkıntılı sesle. Başını hayır anlamında salladım. Oflayarak gözlerini devirdi.
"Of ya! Biliyordum. "

"Ne oldu ablam?"
"Para lazım. Çocuklarla bir vakıf gece partisine katılacağız. Bilet parayla  para da kimsesiz çocuklara mı ne gidecekmiş"
"Her kes mi gidiyor?"
"Bir ben kalıyorum!"

"Üzülme buluruz para" dedim saçını okşayacakken. Ama Ela hemen geri çekildi.
"Nasıl bulacağız?! Daha iş bulmadın."

"Sıkma canını."

"Ya abla ne sıkma ya?! Para lazım para! Bu küflü hayattan def olup gitmek için para lazım."
Dedi ceketinin önünü hırsla kapatarak. Arkasını dönüp gittiğin de"Ela" dedim kısık sesle.

Durmamıştı gitmişti.
Hepsi Amir yüzündendi o olmazsa iş bulacaktım!
Oflayarak odama girdim. Geceliklerimi giyerek yatağa geçtiğim de dolunaya baktım. Çok güzeldi.

Telefonuma gelen bildirim sesi ile gözlerimi aydan ayırdım. Bilinmeyen numaradan mesaj gelmişti. Amir olduğunu gayet iyi biliyordum. Yine her zamanki gibi engelleye bilirdim ama,o tehtidinden sonra bunu yapacak cesaretim çokta yoktu galiba.

Mesaja basarak baktığım da,
-Ay tam da tenin rengin de.
Yazmıştı. Kalkarak aya baktım.
-Ne istiyorsun?! Senin yüzünden iş bulamadım!"
Yazmayacaktım ama sinirim bozulduğu için bunu sinirimi bozan adamdan çıkarmak istedim.

-işin hazır. Yarın gel şirkette işe başla.

Yazdığı şeyle gözlerimi devirdim. Ölürüm de gitmem o şirketine.
-ölürüm de gelmem. Senle aynı yerde aynı havayı almak midemi bulandırıyor.

Kalbini her seferinde daha da fazla kırıyordum ki vaz geçsin ama bu adam daha da saplanıyordu.
-biliyorum.

Telefonu kapatarak yerine koydum. Bu adamın mesajına cevap vermek bile yanlıştı.

🦋
Sabah kalkarak eski ama değerli saatimi aldım ve erkenden dışarı çıktım. Saatimi satacaktım. Elanın okulda her kesden arkada kalmasını istemiyordum.
Saati saattıktan sonra eve girdim. Elanın odasına girdiğim de okul formasını giymiş aynada ruj sürüyordu.

"Günaydın" dedi bana bakarak. Kaşlarımı çattım.
"Ela okula mı gidiyorsun modaya mı bu ne hal?" Dedim hala çatık kaşlarımı daha da çatarak. Ela sıkıntılı nefes vererek üzerine parfüm sıktı.

"Abla! Sana ne?"

Bir şey demeden parayı ona uzattım.
"Al, bula bildiğim bu kadar. İdare et." Elimde ki paraya bakarak eline aldı.
"Abla sağ ol ya. Bir tanesin ama bu az?"

"Az mı? Kızım bilet almayacakmıydın sen ne azı? "

"Tamam tamam sağ ol. Sen iş buldun mu?" Ellerimi saçlarıma atarak hafif karıştırdım.
"Daha değil.."
"Bu gidişle bulmazsın zaten" dedi yanımdan geçip giderken. Hemen iş bulmam gerekti.



Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin