Bölüm 2: "İLK TANIŞMA"

4.9K 149 34
                                    

Büyük bir enerji sarmıştı kapının önünde Kamer'in bedenini sanki. Çalışan kadın Sevil arkasını dönüp diğer çalışanları " herkes işine dönsün " diye uyarmak için Züleyha hanımın kolundan çıkıp arkaya yönelmişti. İşte o an Kamer ve Züleyha hanım eve sağ ayaklarıyla birlikte adım atmışlardı. Bu karmaşık his ve duygular sadece Kamer'i  kaplamamıştı, Züleyha hanımda da  anlamını veremediği kalbinde rahatsızlıktan ziyade  adeta bir mücevher bulmuşta hızlanmış gibi bir his yoğunlaşmıştı. İki kadın birbirlerinden habersiz aynı duyguları yaşarken "Anne!" diye tok ve gür, bir o kadar da endişe ve merak içeren ses yükseldi gerilerden. Kamer arkasını dönemeden Züleyha hanım " Ömer, oğlum" deyiverdi. Züleyha hanım durmasıyla beraber Kamer de duruvermiş ve arkasındaki kalabalığın adeta bir yol gibi sağa ve sola ayrıldığını görmüştü.

 O yoldan uzun boylu, siyah bir takım elbise giyinmiş, saçları siyah ve sanki rüzgarda dağılmışçasına şekil almış, yüzü ise üzerindeki siyah rengine meydan okurcasına beyazdı ve beyaz yüzünün aksine özenle çıkmış  simsiyah kirli sakalları, çatık kalemle çizilmiş kaşları ve bir kurdun gözleri gibi simsiyah gözleri ve anlamlı bakışlarıyla tekrardan konuştu " anne ne oldu" diye koşup Züleyha hanımın Selvi'nin boşta bıraktığı koluna girivermişti Ömer. 

Kamer, Züleyha ve Ömer yan yana içeriye adımlarken çok garip hissediyordu Kamer. Zeynep'e bakmak için kafasını çevirdiğinde arkadaşını göremedi o hengamede iyice bir boşluk hissine kapılmıştı genç kız. Züleyha hanım ise sağında Kamer solunda oğlu Ömer'in elini tutunca sanki bir tamamlanmışlık hissi kapladı tüm vücudunu. Sanki yapbozun eksik bir parçasını yerine oturtmuştu. Yüzünü tebessüm kapladı Züleyha hanımın. Ömer iyice paniklemiş bu durum karşısında öfkelenmeye başlamıştı. Annesini büyük salonun koltuğuna oturtunca annesinin yanındaki kıza değdi gözleri.  

Siyah diz altında bir trençkot giyinmiş ve siyah bir şal takmış, oldukça uzun ve yüzü ay gibi bembeyaz parıldayarak Ömer'in siyah bakışlarına meydan okuyordu adeta. Genç kızın gözleri nereye bakacağını şaşırmış bir ara genç adamın gözlerine değmişti. Badem gibi gözleri yüzünün tüm güzelliğiyle bir bütün oluşturuyordu. 

Kamer ne yapacağını bilemez şekilde Züleyha hanımın başında, Ömer'in gerisinde beklerken "iyiyim oğlum ben ne bu telaş sizdeki de " dedi ve " Sevil bana bir su getir vallahi size laf anlatırken yoruldum" diye devam ederken kafasını yukarıya kaldırıp önce oğluna sonra da solunun hafif çaprazında kalan Kamer'e çevirdi bakışlarını. Züleyha hanım gördüğü manzarayı, birbirine bu kadar yakışan iki genci görünce kalbi yine hızlanmıştı anlam veremiyordu, derin bir nefes aldı Züleyha hanım ve kalbini tuttu. Ömer annesinin yanına oturarak  " iyi değilsin anne, Doğan çabuk arabayı hazırlayın" diyerek kapıdaki adamına bağırdı. 

Hırsla Kamer'e çevirdi bakışlarını  Ömer "ne yaptın anneme " diye yüksek bir sesle ayağa kalkıp genç kızın önünde dikildi, öfkeyle bakıyordu. Kamer karşısında çenesine yetişebileceği uzunlukta ki resmen kendisine bağıran bu adamı anlamayarak kafasını kaldırıp yüzüne baktı " ben mi ne yaptım!" der gibi bir ifadeyle.  Ömer " sana diyorum cevap versene " diye bağırmaya devam edince Kamer şoka girmişçesine  "ben..." diyebildi sadece bu arada Züleyha hanım gayet güçlü ve dominant bir sesle  " Ömer kendine gel oğlum, kızcağız benim için yolundan döndü beni eve getirdi bir Asafoğlu'na yakışan misafirperverlik mi bu yaptığın"  dedi. Bu esnada Zeynep de ortadan kaybolduğu yerden dönebilmişti ancak karşısında gördüğü manzara ve duydukları ile şaşkınlığa uğramıştı. 

Zeynep , babasından duyduğuna göre ailenin en hırçın ve en asi oğluydu Ömer. Öfkeli, herkesin önünde saygıyla durduğu 27 yaşlarında olmasına rağmen yaşça büyük insanların saygı gösterdiği ve övgüyle bahsettiği bir adamdı. Abisi Hamza ve kardeşi Yusuf 'un naif, insancıl, insana değer veren karakterlerinin tam zıttı bir insandı Ömer. 

HAYATIMIN ANLAŞMASI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin