Bölüm 47

2.5K 96 93
                                    

SELAMÜNALEYKÜM.......

Yol akıp giderken iki düşünceli aşık da daldıkları rüyadan uyanmışlardı. İlk önce bir kahvaltıcının önünde durmuştu arabalar. Herkes tek tek inerken son büyük aile kahvaltısını yapmak Kamer için acı verici olmuştu. Küçük bir lokantaydı burası, denize bakan nezih. Hepsi sırayla yerlerine otururken Kamer lavaboya gitmek için müsaade istemişti. Kalbinde değişik bir his vardı, sanki olmaması gereken bit şeyler oluyordu.

Güneş gece yarısı Musa'nın tüm konuşmalarına şahit olmuştu. Demek Kamer gerçekten de gidiyordu. Ne demişti Musa:

" O ikisini de geberteceğim yarın, ilk durakları kahvaltıcıymış hazır olun" demişti. Nereden öğrenmişti ki bunu. Güneş gözleri kapalı bir şekilde konuşulanları dinlemiş ve sabah da Musa'nın peşinden evden çıkmıştı. Taksi ile kocasını takip ederken sonunun nereye varacağını bilmediği kininin peşinden sürükleniyordu.

Kamer lavobadan çıkmış bir köşede Asafoğlu ailesini izlemeye koyulmuştu. Kalabalık ve birbirlerine sevgiyle bağlı, güzel bir aileydi. Züleyha hanımın durumu bayağı iyiye gitmişti. Onlarla ne kadar da çok şey paylaştığını düşündü birden. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme yayılırken yürümek için adım atmıştı ama kendilerinden başka kimse olmayan kahvaltıcıya siyah takım elbiseli adamların girdiğini gördü. Kalbi sıkışmıştı arkada ki adamı görünce, Musa'ydı bu. Hızla koşmak isterken adamlardan birisi tuttu kolundan o anda bir çığlık kopardı Kamer:

" Ömerrr! Çıkın buradannn"

Aile telaşla ayaklanırken Ömer Kamer'in acı çığlığı ile masadan kalkıp sesin geldiği yere girmek istemişti ama çok geçti Kamer'i kolundan tutmuş çekiştiren Musa'yı görünce yerinde çivilenmişti sanki. Ali bey adamlarına baktı hızla ama birkaç kişi dışında kimseyi görememişti. Yusuf'a baktı öfkeyle, nasıl bu kadar az adamla çıkardık der gibiydi. Erkekler eşlerinin önüne geçerken Ömer karşısında ki adamın elinde korku dolu gözlerle ona bakan kıza bakıyordu.

" Ömer gidin buradan, çabuk" demişti Kamer ama Musa elinde ki silahla kızın kafanı ittirip

" Sus lan sus" derken Ömer de Musa'nın üzerine yürümüştü hızla ama Musa'nın kalabalık köpekleri onu da tutmuştu. Z

" Şimdi benim sıram, Kamer'cim. Bana hayır dediğin günü hatırlıyorsun değil mi? Ahh ne gündü ama ben sana hayır dememiştim, namusumu ayaklar üzerine aldın, şerefsiz kocanı da üzerime saldın..."

" Kes lan kes bırak kızı, bırak çıksınlar senin derdin benimle" diye bağırdı Ömer.

" Ne oldu lan ne, adamların olmayınca kudurmuş köpek gibi bakarsın anca" demişti Musa ama Ömer'i 4 kişi zor zaptedebiliyordu.

"Ne olur bırak onlar çıksın ne istiyorsan bana yap tamam mı" diye konuştu Kamer. Musa büyük bir kahkaha patlattığında Asafoğlu ailesine baktı:

" Onlarında görmesini istiyorum ama sizin geberdiğinizi " demişti. Kamer:

" Allah aşkına bırak çıksınlar Züleyha teyze çok hasta, ne olur" derken Musa üzülmüş gibi dudaklarını büzdü.

" Tamam o zaman çıkın bakalım" demişti. Kamer zangır zangır titrerken Ömer'in gözlerine bakıyordu. Kafasını hayır anlamında sallıyordu.

Ali bey eşini çıkarmak için hareket ettiğinde:

" Olmaz Ali ben evlatlarımı burada bırakamam, bir şey yap" diye ağlıyordu Züleyha hanım. Tüm aile öylece bakarken Yusuf ve Hamza Ömer'i tutan adamların üzerlerine atlamak için hareket ettiklerinde havaya ateş açmıştı Musa.

HAYATIMIN ANLAŞMASI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin