"Dünü toprağa gömmezseniz yarınlarınız çiçek açmaz..."
La edri
●●●
Çalan kapıyla elimdeki tabakları da masaya bırakıp kapıya bakmaya gittim.Annem üst katta olduğu için duymamıştı muhtemelen.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm abimle şaşırmadan edemedim.
Bugün işi erken bitmişti galiba çünkü saat daha 7'ydi şu sıralar yüzünü çok göremediğim için özlemiştim.
"Abii hoş geldiiin."
Abimin boynuna sarılmamla o da benim belime sımsıkı sarılmıştı.
"Hoş buldum manolya çiçeğim. Ne yapıyorsunuz?"
Abim bana genelde manolya çiçeğim derdi.
Sebebini sorduğumda ise manolya çiçeği gibi koktuğum için öyle seslendiğini söylerdi.
"Ben masayı kuruyordum. Annem de üzerine yemek kokusu sindiği için değiştirmeye çıktı."
Abimden ayrılarak söylediklerimle abimde benden ayrıldı ve ufak bir tebessüm etti.
Daha çok yorgun bir tebessüm gibiydi.
"Bende üzerimi değiştirip geleyim manolya çiçeğim. Siz oturun sofraya."
Onaylar anlamda kafamı sallamamla yanağımdan öpüp merdivenlere yöneldi.
Bende mutfağa girdim.
Anam babam burası resmen bir harika.
Sanırım bu akşam en çok salata yiyecektim.
Çünkü ben yapmıştım.
Ehe zaten bir tek onu yapmayı biliyordu-
Aman canım salata yapamayan da var Asel boşver.
Yani vardır heralde.
Ben masaya otururken annemle abimde gelmişti.
Şu an ortam çok gergindi.
Anneme kırgınlığım halâ geçmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA
Teen FictionNe demek 5 üvey abi!? Ben abimle mutluydum ne gerek vardı 5 tane daha abiye. Bir de velet vardı! Ahh tabii bir de asker olan babalığı unutmamak lazım! Klasik abi kurgularından birazcık farklı. Yazım yanlışları veya mantık hataları varsa kusura bakma...