"Hiçbir şey söylemedi, öylece susup yüzüme baktı. İnsanları aşağılamak, küçük görmek bu dünyaya özgü..."
Dostoyevski
Medya; Boran
●●●
"Ya banane ben kabul etmiyorum. Hile yapıyorsun sen!"
Veletin cırlamasıyla yüzümü buruşturup ona baktım.
Ne mi oluyor? Hemen söyleyeyim yemekten sonra herkes içeriye geçmiş ve sohbet etmeye başlamıştı.
Bir süre sonra karnımın feci bir şekilde ağrımasına dayanamamış ve odama gitmiştim. Regl olduğumda ağrım ne kadar dayanılmaz olursa olsun hiçbir ilaç içmezdim. Bünyemin ilaçsız bir şekilde ağrılarla baş etmeyi öğrenmesi gerekiyordu.
Telefonla oynarken odamın kapısı çalınmış ve Arel beni abimin odasına PlayStation oynamaya çağırmıştı.
Bende ağrım hafiflediği için kabul etmiş ve gelmiştim.
Şu an ise Arel ile araba yarışı yapıyorduk ve onu bir kaç dakika öncesi de dahil toplam 9 kere yenmiştim.
Garibim erkeklik gururu kabul etmediği için seni yeneceğim diye tutturmuş ve yine yenilmişti.
Elimle omuzunu sıkmaya başladım.
"Arel biliyorum. Beni ve mükemmel yeteneğimi kıskanıyorsun ama artık bunu kabullenmen gerek. Benimle bir mücadeleye girdiysen eğer bir tek ben izin verirsem kazanırsın. Hem boşver çok kafaya takma sadece bir oyun. Dur sana okuduğum bir sözü söyleyeyim. Kalbin güzelse, kaybetsende kazanırsın. Bak hadi yine iyisin ikinci tavsiyemi de aldın."
Sırıtırken son söylediklerimle göz kırptım.
"Allah razı olsun."
Bana gözünü devirdi ve yerden kalkıp abimin odasında ki oturma takımına gidip oturdu.
Off bu hayatta ergen bir veletle uğraşmak kadar sinir eden bir şey varsa o da ıslak mendil paketinden bir tane almak istediğinde tüm paketin gelmesidir. Geri içine de doğru düzgün koyamıyordun değişik bir top gibi bir şey oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA
Teen FictionNe demek 5 üvey abi!? Ben abimle mutluydum ne gerek vardı 5 tane daha abiye. Bir de velet vardı! Ahh tabii bir de asker olan babalığı unutmamak lazım! Klasik abi kurgularından birazcık farklı. Yazım yanlışları veya mantık hataları varsa kusura bakma...