Okyanus mavisi gözlerinin içerisinde kaybolmak isterken kendimi tamda orada buldum.
"YÜZBAŞI KARAY!" Adını duyduklarında tüyleri diken diken olur, yüzünü görenlerin hepsi ölüdür. Yanından geçmeye cesaret gerekir.
Rüyalarında rengi olurdu; siyah, b...
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı satır arası yorum yapmayı unutmayalım.🧡
Kırmızı kalplerinizi bu satıra bırakabilirsiniz.
Bölüm şarkıları; Aydilge- Aşk Paylaşılmaz
Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer
Çalın Davulları - Hakan Yeşilyurt
KEYİFLİ OKUMALAR!
Bu bölümde geçen her şey kurgudan ibaret olup gerçeklik ile hiçbir alakası yoktur.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
23. DAĞLAR DUMAN ALMIŞ
Dağlar duman aldığında kalbinde ki o kor alevde duman alır. Göğüs kafesimin tam orta yerinde bir kuş çırpınıyor, oradan kaçıp özgürlüğüne kavuşmak için. Serbest bırakacağım, çok az kaldı.
Sanki bedenime bir şok verilmişti ve etkisi her geçen süre daha da artıyordu. Çakır'ın yüzüne öylece bakarken çok ciddi olduğunu gördüm. Söylediğin de fazlasıyla ciddiydi ve bu beni şaşırttı.
"Vesselam." Ağzımdan bir anda çıkan tepkiyle Çakır tepkisiz kaldı. Ben olsam bende tepki vermem sonuçta adam iltifat etmiş karşısında ki odun 'vesselam'diyor.
"Sağ olun." demekle yetindim.
Biraz fazla geldide bu söz yan etki yaptı bende.
"Önemli değil." Burada durmamam gerektiğini hissettim bir an önce gitmem lazım gibi hissediyordum.
Öylede yaptım. Çakır'a başka da hiçbir şey demedim ve orayı terk ettim. Kalırsam daha fazla saçmalamak gibi bir özelliğim doğabilir.
Hızlı adımlarla çadırıma giderek nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Bir cümle benim kalbimi bu kadar heyecanlandırmaması gerekti.
Kendime bile itiraf etmekte zorlandığım o duygu mu kaplıyordu bedenimi?
Yok canım olmadı ben kapattım o defteri.
Başımı onaylar anlamda salladım ve üzerimi değiştirip uyku tulumumun içine girip güne gözlerimi kapattım. Yorgunluktan dolayı gözlerimi kapatır kapatmaz uyku âlemine kendimi bıraktım.
***
Sabah her zaman ki gibi aynı şeyler olmuştu, kalktım ve bu daracık çadırda üzerimi giyinmeye çalıştım. Hava güneşli olduğu için beyaz çiçekli bir elbise giydim. Çalışırken gayet rahat çalışabilirdim bu elbiseyle. Saçlarımı da düzeltip çadırdan çıktım. Daha kimseler yoktu bu yüzden sevindim ve barakanın içinde bulunan yere gidip elimi yüzümü yıkadım. Dişlerim ağrıdığı için birde dişlerimi fırçaladım.
