52. EN GÜZEL GÜN

21.4K 1.7K 854
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı, satır arası yorumları boş bırakmamayı unutmayalım <3

Yorum ve vote sayısı fazlaca düşük, okunma sayısına göre. Lütfen okuyan herkes küçük yıldıza basın aralara da düşüncelerinizi yazın <3

Renkli kalplerinizi bu satıra

Başlama saatlerini de bu satıra

Keyifli okumalar

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

52. EN GÜZEL GÜN

Her mutsuzluğun sonunda mutluluk, her mutluluğun ardında ilelebet mutsuzluk vardır. Bu doğanın hatta evrenin bir kanunudur. Kanunlar yıkılmaz, bozulmaz ve değiştirilmez. Çok küçükken bir söz okumuştum; "Gülmenin sonu ağlamaktır. Vuslatın sonu hicran... Yazın sonu hazan... İkbalin sonu zeval. Hayatın sonu ölüm!"

Bu sözdü işte her şeyi açıklayan. 

Arabada Çakır ile birlikte gün almaya giderken gayet sessizdim. Çakır ise dikiz aynasından sürekli arka tarafa bakıp duruyordu. Benimde bakışlarım arka tarafa değdi ama hiçbir şey yoktu. Bir kaç araba dışında. 

"Bir sorun mu var Çakır?" dedim ve bakışlarımı pür dikkat ona çevirdim.

"Hayır, yok." dedi ve bana doğru baktı. Dudakları olmadığını söylese de gözleri bunun tam tersini iddia ediyordu. 

"Neden arkaya bakıp duruyorsun o zaman?" dediğimde yutkundu. 

"Şu gri araba teminden beridir bizi takip ediyor." dediğinde arabayı ani bir fren ile sağa doğru kırdı. Onun bahsettiği gri arabaya bakmak için arkamı döndüm ve onunda ani bir fren ile sağa kırdığını gördüm. 

"Manyağa bak o da geliyor." dediğimde Çakır ağzının içerisinde ufak bir küfür mırıldandı. Biraz daha ilerledikten sonra bir köşede durdu. 

"Bu arabadan burnunun ucunu bile çıkartma." dedi ve o kapıyı açmak için yeltendi. Kolumla onu durdurdum, bütün kuvvetimi vermiş oldum.

"Nereye? Gidemezsin! Başına bir bela daha almana izin vermem." dedim ve gayet nettim. Daha ölüm döşeğinden yeni kalkmıştı. İyileşmemişken, bir belaya daha kapı aralıyordu.

"Bir şey olmaz, çömez olduğu belli." dedi ve tuttuğum kolunda ki elimi alıp dudaklarına götürdü. Öptükten sonra geri çekildi. Kapısını açıp dışarıya çıktığında gergin bir bekleyiş içerisindeydim. 

Gri araba önümüzde durdu ve gayet rahat bir şekilde kapısı açıldı. İçinden genç yaşlarda bir erkek çıktı. Üzerinde simsiyah bir kıyafet vardı. 

"Kimsin lan sen?" dedi Çakır ve üzerine yürüdü. Çocuğu döveceğini anladığım an arabadan indim. Çakır kapı açılma sesini duyduğu an bana döndü ama ben umursamadan kapıyı kapatıp yanlarına kadar gittim.

SİYAH RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin