12. Bölüm

2.3K 85 6
                                    

Medya: Deniz♪

12. BÖLÜM
Son pişmanlık neye yarar?

Kıza suyunu götürmüşdüm.
Şimdi ise kahvesini hazırlıyorum.

Daha 2 dakika geçmemişti ki, bir şey söylemek için ağzını açtı. Burdan bir çakıcaktım gidicekti o.

" Pardon. Benim kahvem ne zaman hazır olucak? 1 saattir bekliyorum" dedi.

Gözlerimi devirdim. Lan ne 1 saati daha 2 dakika olmadı.

" Birazdan hazır olur" dedim yalandan gülümseyerek.

Zorda olsa kahvesini yapmıştım. Ama ben hala bir şeyi anlamamıştım. Anlamadığım şu ki, abi bu neyin egosu? Başkanın kızı falan mısın? Kızın birazdan saçını başını yolucam ya!

" Birazdan dediniz ama hala hazır olmadı. Ne uyuşuk'sunuz" dedi.

Artık dayanamayarak dedim;
" Eee artık gına geldi. 1 saatdi susuyorum ama yeter! Daha 5 dakika bile geçmedi hanımefendi " dedim.

" Aa cevap veriyor birde. Ben burda müşteriyim haddinizi bilin!" Dedi.

" Önce siz haddinizi bilin ve saygılı olun! Ondan sonra bana öğüt nasihat verirsiniz." Dedim.

Kız şoktan cevap veremedi. Sonra ise önüne döndü.

Kızın kahvesini önüne koydum. Daha bir yudum bile zor almıştı ki dedi;
" Bunun buzu az olmuş " dedi.

En az 6 tane buz koymuştum ben ona. Kahveyi alıp mini mutfağa gittim. İçine bir tane buz koydum. Bu sefer de çok bozlu olmuş dememesi için. Kahveyi hemen yeniden götürdüm.

" Sanki bu seferde az çikolatalı olmuş" dedi.

Sabır sabır. Allah'ım sen bana sabır buna da akıl ver. Kahveyi yine götürdüm.

" Hmm. Sanki bu seferde az sütlü olmuş" dedi.

Bir dakika bu kahveyi sütlü mü istemişti? Birazdan aklımı yitiricem imdat!

Kahveyi mini mutfağa doğru götürdüm. Pul biberi alıp hepsini kahvenin içine döktüm. E artık bıkmıştım. Benim yerimde kim olsa bunu daha önceden yapardı.

" Buyrun hanımefendi. Ama şimdiden söylüyorum bu seferki çok iyi oldu. Bu sefer böyle, çok büyük bir yudum alın. " Dedim yalandan gülümseyerek.

" Teşekkür ederim " dedi.

Aa bu teşekkür etmesini bilir miydi?

Bir yudum alır almaz ağzındaki'ni püskürdü.

" Bu ne böyle?!" Dedi.

" Kahve" dedim.

" Sen bana şaka mı yapıyorsun?" Dedi.

" Yoo. Ne alakası var?" Dedim sırıtarak.

" Seni şikayet edicem. Görüceksin sen!" Dedi masadan kalkarken.

" Tabii canım tabii. Edersin sen" dedim.

" Saygısız!" Dedi giderken.

Arkasından gülüyordum. Bir aptaldan daha kurtuldum.

Evime gelmiştim. Baya yorulmuştum. WhatsApp'a girdim. En son ki, konuşmamda Komutan bey vardı. Onunla neredeyse 1 haftadır konuşmuyordum.

Acaba çok mu abartmıştım? Sonuçta beni üzmemek için söylememişti. Ama bende bir yerde haklıydım! Bana yalan söylemişti.

Yorulmuştum. Her şeyden yorulmuştum. Bana tek iyi gelen kişiyi bile kırmıştım. Denizi... Komutan bey'i...

Oysaki o sadece beni üzmek istememişti. Suçlu olan benim ailemdi. Ama ben sinirimi Deniz'den çıkarıyordum. Beni tek anlayan kişiden...

Pişmandım. Hemde çok. Onu dinlemeden ona atarlandığım için pişmandım. Onu kırdığım için pişmandım. Bana tek iyi gelen şeyi kaybettiğim için pişmandım.

Ama bir söz vardır bilir misiniz?

Son pişmanlık neye yarar?

Benimkisi de işte oydu. Umarım Deniz benim affeder. Onu çok kırmıştım. Hemde çok.

Telefonu elime alıp ona yazmaya başladım.

Güneş: Selam bebek.

Güneş: Naber?


Oy ve yorum atmayı unutmayın!

152 GÜN || YARI TEXTİNG ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin