14. Bölüm

2.1K 81 6
                                    

14. BÖLÜM
Cevapsız sorular...

Deniz bana neden öyle davranmıştı bilmiyordum. Hemde hiç. Sanırım artık beni sevmiyordu. Zaten beni kim seviyordu ki? Beni ne ailem sevdi, ne de arkadaşlarım, sevgilim.

Gerçekten ben bu kadar çok sevilmiyecek biri miyim? Bilmiyorum... Tıpkı Deniz'in bana neden öyle davrandığını bilmediğim gibi...

Zaten öyle davranması doğru. Hiç tanımadığım hatta yüzünü bile görmediğim biri hakkında neden bu kadar endişeleniyorum ki? Gerçekten neden? Bilmiyorum. Bunu da bilmiyordum.

Hiç bir şeyi bilmiyordum. Cevapsız soruların için de, kalmıştım. Bir boşluktan gibi hissediyorumdum.

Düşünceler içinde üstümü giyinip okula gitmek için yola koyuldum. İlerde bir otobüs görüp hemen bindim. Arka koltuklarda bir yerde yerimi aldım. Kablolu kulağımı takıp bir şarkı açıp düşünmeye başladım.

İlerde moda tasarımcısı olmak istiyordum. 3 yıldır okuyorum. Gelicek yılı da bitirip mezun olucaktım. Hemen de bir iş bulup çalışmaya başlayacağım. Zaten yetenekliyim iş bulmam kolay olucak.

Okula gelip çantamı sırama koydum. Ah, yine mi?! Burak geliyordu. Yanıma oturdu ve o aptal ağzını açtı;

" Güneş, naber?" Dedi.

" Seni görmeden önce müthiş'tim" dedim boş bakışlarla.

" Hadi ama Güneş. Gel yine eskisi gibi olalım" dedi.

Bu beni ne sanıyordu? Alnımın üstünde enayi falan mı yazıyor?

" Siktir git Burak" dedim.

" Güneş! Ya benim olursun ya da benim" dedi çenesini sıkarak.

Ayy çok korktum.

" Tamam bad boy Burak" dedim.

Bu seferde kolumu kavrayıp sıkmaya başlayarak dedi " Güneş, beni yorma dediğimi yapıcaksın!"

Hop hop noluyor? Orada bir dur bakalım sen.

" Delirdin ha sen. Ben sana eskiden nasıl dayanmışım ya?" Dedim kaşlarımı çatarak.

" Hadi Güneş. Yorma beni de gel yine eskisi gibi olalım" dedi. Hala eli kolumdaydı.

Kolumu sertçe çekerek dedim:

" Gerçekten siktir git Burak. Herhalde Edayla aran bozulmuş" dedim .

" Siktir et şimdi Eda'yı. O aptalı ben ne yapayım. Sen varken ona mı bakıcam?" Dedi sırıtarak.

" Haa sen Edayla ayrıldın? Şimdi belli oldu senin niyetin. Ben senin bildiğin o sürtükler'den değilim" dedim.

O tam ağzını açmıştiki zil çaldı.

" Birazdan seninle görüşücez" dedi. Ve yerine geçti.

Hı hı aynen görüşürüz.

Burcu bana anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Sessiz bir şekilde, ağzımı oynatarak dedim;

" Anlatıcam".

Şu anda Burcu ile beraber eve gidiyorduk. Ben Burcu'ya her şeyi anlatmış.

" Vay amına" dedi Burcu.

" Ne şerefsizmiş bu mal kafa" dedi Burcu.

Dediği şeyle gülmeye başladım.

" Sen beni şimdi boş ver de. Senin Yağız'la işiniz ne oldu" dedim.

" Ne işi?" Dedi Burcu.

" Aşk işi aşk " dedim 32 diş sırıtarak.

" Ha o iş " dedi Burcu.

" Evet o iş " bende dedim o taklit ederek.

" Şey oldu işte"

" Ney oldu?"

" Eee. Sanırım biz sevgiliyiz."

" Sanırım ne be kızım?"

" İşte bana dediki 'Sen çok güzel kızsın, seninle çıkmak isterdim,' falan filan işte "

" Neeee. Bu çocuk sana yürümemiş, koşmamış, uçmamış bildiğin ışınlanmış" dedim bağırarak.

" Senin şu komutan beyin nasıl?" Dedi piç smile atarak.

Derin bir nefes alarak anlattım.

" Kızım malsın sen. Çocuk kırılmış işte. Eve gider gitmez çocuğa yaz hemen" dedi.

Bölüm fotoğrafı♪

Oy ve yorum atmağı unutmayın!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oy ve yorum atmağı unutmayın!

152 GÜN || YARI TEXTİNG ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin