37. Bölüm

1K 49 13
                                    

Yazarınız bu bölümü sinirden deliye dönerek yazıyor. İçinde intikam arzusu olarak yazıyor. Sinirden çıldırıcam lan. Anne tarafından da, baba tarafından da nefret ediyorum (bazı kişileri çıkmak şartıyla). Sinirle yazdığım bölüm max bu kadar oluyor.

Bir şey daha söylemek istiyorum. Hikayeyi 28. Gece kitabına benzeten çok kişi var. Her kitapta olduğu gibi kitaplar birbirine benziye bilir ama bu o demek değil ki, tıpatıp aynı. 28. Gece kitabını bende okudum evet ilk 2 bölüm benziyor ama diğer bölümlerin alakası yok. Ve artık bu mevzuyu kapatın! Her kitapta olduğu gibi bazı sahneler benziye bilir. Bu mevzuyu konuştukça artık bende rahatsız oluyorum.

37. BÖLÜM
" İlk yakınlaşma..."

Denizle olan konuşmamın üzerinden 2 hafta geçmişti. Arada bir unutup ona yazmak istiyordum ama sonradan onu engellediğimi görüyordum. Bu yüzden vaz geçiyordum. Off acaba artık barışsam mı? " Güneş!" Dedi Asya. Bu kız da artık kendine bir ev bulsun ya! Geliş o geliş!

" Ne var?" Dedim. " Git ekmek al" dedi Asya. " Bu ne ekmek sevdası ya? Ekmeği burdan alıyorum ordan bitiriyorsunuz" dedim. Cidden ya. Daha yeni ekmek almadım mı ben? 1 günde 5 tane ekmek yiyorlar. " Hadi git al!" Dedi. " Ben gitmem zaten hep ben gidiyorum " dedim. " Senin Komutan sevdan yüzünden son 2 haftadır hep ben gidiyorum " dedi Asya. " Bu günde gitsen ölür müsün?" Dedim.

Bana öyle bir bakışlar yolladı ki Asya, korkudan hangi ara ayakkabımı giyip dışarı çıktığımı anlamadım. Hemen asansöre binip bakkala doğru gittim. " Merhaba" dedim bakkalcı amcaya. " Merhaba kızım" dedi bakkalcı amcada bana. Ekmeklerin olduğu tarafa başımı çevirmiştim ki, hemen başımı önüme döndürdüm. Olamaz!

Deniz burda!

Şansıma sıçayım! Ya neden hep bununla karşılaşıyorum ki? Beni görmüş olmalı ki benim yanıma geldi. " Merhaba komşu" dedi sırıtarak. " Hı hı" dedim kendimden geçerek. Ne güzel sesi var öyle onun.

Ne oluyor ya bana?!

Daha sert olmam lazım! Sırıtarak yanımdan geçti. Gitmesini fırsat bilerek hemen ekmek reyonuna gittim ve ekmek aldım. Parayı ödemek için bakkalcı amcanın yanına gittim. Deniz bakkalcı amcanın yanında durmuştu. Beni görmesiyle yine sırıttı.

Ne güzel gülüyor ya! Yerimm

Güneş! Sert ol! " Buyrun geçin" dedi. Hemen geçtim onu önüne. Nefesini boynumda hissetmemle dondum. Ya noluyor bana böyle?! Elimdekileri bakkalcı amcaya gösterdim " B-bunlar ne k-kadar?" Dedim kekeleyerek. Neden kekeliyorum ya ben? " 7 TL kızım " dedi amca. Cebimden parayı çıkarıp verdim. " Görüşürüz komşu" dedi Deniz. Hemen çıkıp gittim.

Hızlı adımlarla binaya girdim. Arkamdan adım sesleri duydum. Deniz hemen benim önünde durdu. Adımlarını sağa doğru yöneltdim. Sağıma geçti. Sola doğru yöneltdim soluma geçti. Kaşlarımı çatıp ona baktım. " Çekilir misiniz?" Dedim. " Hmm bi düşüneyim" dedi oyunbaz bir ses tonuyla. Yavaş adımlarla üzerime doğru geliyordu. " D-düşün" dedim kekeleyerek. Biraz daha geldi. " Düşündüm" dedi. " Ne düşündün?" Dedi. Sırtım duvara çarpınca durdum. Ama o durmadı. Ayakkabılarımızın ucu birbirine değince durdu. " Seni" dedi. " Seni düşündüm" dedi. " E ben gideyim" dedim. Gitmek için sağa doğru yöneldim. Elini sağa koydu aynısını solada yaptı.

Yüzünü yüzümle aynı hizaya getirdi. Burnumuz bir birine değiyordu. Dudaklarımızın arasında santimler vardı. Kalbimin sesini duyduğuna yüzde yüz emindim. Kalbim neden bu kadar hızlı atıyordu ki? " Şey gidebilir miyim?" dedim. Konuşurken dudaklarımızın bir birine değmemesi için büyük bir çaba sarf ediyordum.

152 GÜN || YARI TEXTİNG ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin