32. Bölüm

1.2K 51 22
                                    

32. BÖLÜM
"Eğer bu kadar kalpsiz olduğunu bilseydim kalbimi sana vermezdim..."

" Burcu neyin var?" Dedim. Bu aralar çok dalgındı. Hep bir yere bakıp dalıp gidiyordu. Canını sıkan şeyler vardı. Buda normal olarak benim de canımı sıkıyordu. Bazen Burcuyla hangi ara bu kadar yakınlaştığımı düşünüyordum. Ama bir cevap bulamıyorum. Sadece sevdiği ile biraz daha yakın olmak için benimle sözde arkadaş olmuştu. Ama şimdi... Şimdi arkadaşlığımız gerçeğe dönüşmüştü. Yakınlaşmak istediği çocukla sevgili olup ayrılmıştı. Ama benimle hala aynıydı. Hala en yakın arkadaştık. Arkadaştan öteydik biz. Biz artık kardeş gibiydik. Hiç ayrılmayacak, kardeş gibi olan arkadaştık biz...

" Burcu" diye bir daha seslendim. Muhtemelen Yağız yüzünden bu kadar dalıp gidiyordu. Çünkü onunla ne kadar ayrılsada aklı ve kalbi hala ondaydı. Geçen yanında gördüğü kız onun daha da canını sıkmışa benziyordu.

" Ha, efendim Güneş" dedi bana yorgun bakışlarla. Uyumamıştı. Bu onun her haliyle belliydi. Gözlerinin içi kıpkırmızı, göz altları ise mosmordu. Saçları dağılmıştı. Her gün makyaj yapan kızın yüzünde şuan makyajın m'si bile yoktu.

" Burcu en son ben ne dedim?" Diye sordum.

" Buzları getimemi söyləmişdin" dedi kendinden kesinlikle emin olmayan bir sesle. " Burcu onu ben yarım saat önce dedim" dedim kaşlarımı çatarak.

" Özür dilerim dalmışım " dedi başını eğerek. " Özür dilemene gerek yok. Sen gece uyumadın mı?" Dedim.

" Hayır!" Dedi hemen. " yani uyudum" dedi. " Emin misin?" Dedim bir kaşımı kaldırarak. " Tamam uyumadım" dedi. " Neden?" Dedim bu seferde. " Uyku tutmadı" dedi gözlerini kaçırarak. " Yalan söylüyorsun. Şimdi bana gerçeği anlat. Hemen!" Dedim.

Burcu derin bir nefes alarak dedi; " Yağız yüzünden..." Dedi mırıldanarak. Tahmin ettiğim gibi... " Her gün onu düşünüyorum. Güneş... Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ben her gün onu düşünmekten kafayı yiyorum fakat o... Onun beni bi gram bile düşünmediğine eminim. Her gün onun yüzünden acı çekiyorum. Fakat bu onun umrunda bile değil. Bir kere olsun bile beni düşünmüyor. Beni umarsamıyor bile. Bu beni çok derinden yaralıyor. Bu yara çok kanıyor hemde çok. Ve ben bunu durduramıyorum. Güneş lütfen bana yardım et. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sanki bir boşluğa düşmüşüm de, oradan nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Kurtarılmayı bekleyen biriyim ben. Beni kurtaran kişiyi bulamıyorum. O kişi sen ol lütfen. Beni bu boşluktan kurtar Güneş. Çünkü... Çünkü eğer ben bu boşlukta biraz daha kalırsam kafayı yicem. " dedi Burcu dolu gözlerle.

" Neden o kişi aramıyorsun? Neden o seni kurtarmak için gelen kişiyi bulmaya çalışmıyorsun? Hatta belki de bulmuşsun da onu görmüyorsun. Hatta belki o kişiyi kabul etmiyorsun. Edemiyorsun..." Dedim.

" Ne demeye çalışıyorsun?" Dedi Burcu.

" Diyorum ki, neden bu kişi ben olayım? Neden bu kişi Yağız olmasın ki? Ona bir şans daha ver Burcu. Bana güven. Çünkü oda seni seviyor. Senin onu sevdiğin kadar oda seni seviyor. Belki de senden daha çok seni seviyor." Dedim gülümseyerek.

" Güneş ben bunu yapamam..." Dedi Burcu.

" Sana şimdi yap demiyorum hazır olduğunu zaman onunla konuş. Ama bu zaman çokta geç olmasın. Yoksa her şeyi kaybedersin." Dedim.

" Hadi şimdi kalk. Bu kadar duygusallık ve edebiyyat yeter." Dedim ayağa kalkarak.

" Nereye?" Dedi Burcu. " Kafamız nereye eserse oraya " dedim.

152 GÜN || YARI TEXTİNG ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin