KARANLIK SULARDA ⚓ - 1

706 29 5
                                    

Soğuktu. Hem de çok ama çok soğuk. Gözlerimi açamıyordum. Burnuma pis bir koku çarpıyordu. Hareket edemiyordum ama titrediğimden emindim. Yattığım zemin çok sertti ve üstüne yattığım tarafımı hissedemiyordum.

Parmaklarımı oynatmaya çalıştım ve başarınca içimde küçük de olsa bir umut belirdi.

Belki de ölmeyecektim?

Kirpiklerimi hafifçe araladım. Etraf çok karanlıktı. Karanlıktan korkardım. Ama korkacak gücüm bile yoktu.

Parmaklarımı tekrar oynattım ve fısıldadım,

"Yardım edin..."

Sesimi duymakta ben bile zorlanmıştım. Çaresizce gözlerimden yaşlar döküldü. Donmak üzereydim, hareket edemiyordum, açtım ve... Nerede olduğumu bilmiyordum.

Hafifçe esen bir rüzgar tüm bedenimi yaladı ve beni iliklerime kadar titretti. En sonunda yavaşça hareket etmeyi başarıp dizlerimi karnıma çektim ve kollarımı dizlerimin etrafına sardım.

Ve o anda fark ettim. Islaktım! Hem de sırılsıklamdı tüm vücudum. Bu yüzden donmak üzereydim sanırım.

Başım çatlıyordu, düşünemiyordum. Hatırlayamıyordum... Nasıl gelmiştim buraya, nasıl?!

Ne kadar süre orada öylece yattığımı bilmiyordum. En sonunda kendimi zorlayarak doğruldum ve sürünürcesine hafif bir ışık sızan tarafa doğru ilerledim. Yaklaştıkça daha da doğruldum ve neredeyse yürümeye başladım.

Bacaklarım isyan ediyordu. Tüm vücudum olduğum yere çökmem ve sessizce ölümü beklemem için bana yalvarıyordu resmen. Dudaklarım soğuktan titriyordu ve morarmışlardı.

Küf ve hayvan pisliği kokan yerden çıktığımda yardım istemek için etrafıma bakındım ama upuzun kumsalda ve onun bitiminde başlayan limanda tek bir kişi bile yoktu. Gecenin karanlığında, yusyuvarlak ayın yaydığı ışık ufku görünmeyen suyun üstünde parıldıyordu.

Kumsalda bata çıka yürüdüm birkaç saniye, sonra yere yığıldım. Arkama baktığımda çıktığım pis kokulu soğuk yerin kumsalın dik yokuşunda neredeyse görünmeyecek kadar saklanmış bir mağara olduğunu gördüm.
Üstümde yırtık ve eski kıyafetler vardı, saçlarım kafamın üstünde kuş yuvası gibi birbirine girmişti. Ve hava çok soğuktu.

Kumsalın ilerisine baktığımda yakınlarda bir kasaba gördüm ve kendimi ayağa kalkmaya zorladım. Kasabaya varmak en fazla yarım saatimi alırdı ama ben o kadar dayanabilecek miydim? Şansımı denemeye karar verip son bir umutla ileri atıldım ve tökezleyerek, düşe kalka, yavaşça ilerledim.

Yavaş yavaş... Yavaş yavaş...

O süre içerisinde çektiğim acıyı, hissettiğim çaresiz umudu, dökülen soğuk gözyaşlarımı hayatım boyunca unutamayacaktım.

Nefes nefese kasabanın girişine geldiğimde şafak sökmek üzereydi.

Allah'ım, başarmıştım... Ölmeyecektim, ölmeyecektim!

İçimde artan umutla kasabanın ilk yapılarına doğru ilerledim. Ama beslediğim umut çok kısa bir zaman sonra, bir hanın önünden geçerken yok oldu.

Tüm enerjimin bir anda çekildiğini hissettim ve... Bayıldım.

KARANLIK SULARDA ⚓ (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin