KARANLIK SULARDA ⚓ - 13

124 9 19
                                    

"Oraya gidemem, oraya kimse gidemez bayım."

"Çok para vereceğim. 100? 200? Ne kadar isterseniz."

Adam bir adım geri çekildi ve düşünürken dudağını dişledi.

"500 verirseniz olur."

"Tamam." "Hayır."

Jack'le aynı anda konuşunca birbirimize baktık.

"Jack, bence bunun için verebiliriz." dedim ' şansını kaçırma ' ifadesiyle.

"Bu adama kazıklanacağımıza gider kendi teknemizi yaparız. " dedi.

"Saçmalama Jack."

Kafamı tekrar adama çevirdim ve Jack'in önüne geçtim.

"Kelips'e gider gitmez 200'ünü, oradan Terma'ya geçince de kalanını alırsınız." dedim.

Adamın gözleri parladı.

"Saat 8'de gelin. Yarın akşama doğru orada oluruz."

İtiraz etmek üzere olan Jack'i kolundan çekiştirerek şehrin içine sürükledim. Yol boyunca kazıklandığı için sinirli sinirli homurdandı.

"Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordum.

"Gel benimle."

Elimi tutmadı.

Ben önden, o hemen arkamdan ilerlemeye başladık. Eli her ihtimale karşı ve beni yönlendirmek için sırtımdaydı.

Karanlık bir sokağa girdik ve yaklaşık 20 adım sonra durduk. Karşımda terk edilmiş bir ev vardı. Her tarafı kırık döküktü, hava aydınlıkken bile insanı ürperten bir görüntüsü vardı. Kahverengi boyaları ve sıvası dökülmüş, her penceresi özellikle yapılmış gibi kırılmıştı. Kapının olması gereken yerde yarı açık demir parmaklıklar vardı.

Ben evi izleyip ürkmeye devam ederken Jack önüme geçerek beni de kendiyle birlikte içeri soktu.

Evin içi de en az dışı kadar kötü durumdaydı. Jack, kolumdan tutarak beni birkaç odadan ve labirent gibi koridorlardan geçirdi. En sonunda bir odaya girdik ve Jack duvara asılı duran kilimi yana çekerek ortaya gizli bir kapı çıkardı.

"Arkamda kal ve başını yerden kaldırma."

Kapıyı yumruklayarak çaldı ve bir adım geri çekildi.

"Ne bek- "

"Şşşş. Sesini çıkarma."

Yaklaşık on saniye sonra kapı açıldı ve bir adam onu takip etmemizi işaret ederek kapının bitişiğindeki merdivenlerden aşağı inmeye başladı. İki kat aşağı indik ve yarı loş bir alana vardık. Etraf sigara ve ter kokuyordu. Geniş alanın etrafında sıra sıra dükkanlar vardı, insanlar bazı köşelerde uyuşturucu çekiyordu.

"Yere bak ve benim dibimden ayrılma." diye fısıldadı Jack.

Alanın karşısındaki bir dükkana ilerledik ve içeri girdik. Burası bir silah dükkanıydı. İçerisi her ne kadar küçük olsa da çok çeşitli onlarca silah vardı bu dükkanda. Tehlikeli ve her an patlamaya hazır hissettiriyordu.

Jack satıcı adama yaklaştı ve bir şeyler söyledi. Konuşmalarından sadece ' kaçak ' ve ' ucuz ' sözcüklerini ayırt edebildim.

Biraz sonra satıcı adam tezgaha bir sürü kesici alet ve silah yaydı. Yarı otomatik tabancalar, keskin hançerler, hafif kılıçlar ve ne işe yaradığını bilmediğim iğne gibi aletler.

"Hepsini alıyoruz."

Jack parayı ödedi ve silahları bir bir kemerine yerleştirmeye başladı. Kendi işi bitince de birkaç bıçak ve silahı da benim kemerime sokuşturdu. Bir hançer ayak bileğime, küçük bir iğne el bileğime ve keskin görünüşlü bir katana da sırtıma.

KARANLIK SULARDA ⚓ (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin