Giriş

624 20 0
                                    

"Neden?" Sesim çıkmıyordu artık bağırmaktan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Neden?" Sesim çıkmıyordu artık bağırmaktan. Neden diyordum hâlâ. "Sen neden bıraktın beni abi? Neden?"

"Mine, yürü gidelim yağmur yağacak birazdan." Kolumu tutan Barış'ı görünce hızla itekledim. "Hasta olursan sana bakamam. Hasta bakmayı bilmiyorum."

"Hasta olup ölürsem beni abimin üzerine gömer misin Barış?" Başını hızla iki yana salladı.

"Hadi gidelim. Üşüyorum."

"Gel yanıma, abimin toprağı sıcacık. Abim gibi. Abime de ne zaman sarılsam sıcacıktı. Mis gibi toprak kokardı benim abim, Barış. Çok seviyorum kokunu derdim ama yemin ederim bunu kastetmedim. Yemin ederim." Gözlerimden kan yaşlara mani olamıyordum. Barış yanıma gelerek abimin ıslak toprağına oturdu. Saçlarıma dokunarak yavaşça okşadı. "Yapma," diyerek geri çekildim. "Abim çok severdi saçlarımı. Sen sevme, başka kimsenin izi olmasın saçlarımda. Abiciğim.."

"Yeter artık, zulmetme kendine." Başımı hızla iki yana salladım.

"Abim.. Niye bıraktın beni? Annem gibi.. Babam gibi.. Niye bıraktın?"

"Mine, lütfen gidelim. Herkes gitti zaten."

"Herkes gidiyor, herkes hakkını helâl edip gidiyor Barış. Olan kalana oluyor. Bana oluyor. Abim de gitti. Kalan ben oldum. Sadece ben. Yalnızca ben."

"Gel buraya." Beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

"Barış abim öldü değil mi? Öldü mü? Benim abim.." Kabullenemiyordum. Abim ölmemiş gibi geliyordu. Ölemezdi benim için benim abim. Ölemezdi. O benim ölümsüz prensimdi. Ölemezdi.

"Mine, yapma güzelim bunu kendine. Yapma."

"Barış, beni yalnız bırak."

"Bırakmam."

"Yalnız bırak! Sen buradayken gelmez abim! Gelmez!"

"Güzelim, lütfen."

"Git!" Hıçkırıklarım artarken bir anda beni kucağına almıştı. Ne ona engel olmaya gücüm ne de takatim vardı. Başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Burnumu çekerek sessizce ağlamayı sürdürdüm. Arabaya yatırıldığımı hissettim. Arka koltuğa yatırmıştı beni. Gözlerimi kapatıp üzerimdeki abimin büyük montunun içine sindim ve kokusunu soldum. Sanki abim yanımdaymış gibi. Sanki o kurşun abimin o sevdiğim kalbini delmemiş ve abim şu an saçlarımı okşayarak beni uyutuyormuş gibi.. Bir elim saçlarıma çıktı ve kendi saçlarımı okşadım. Keşke yanımda olsan abim. Keşke. Gözlerimi içerisinde abimin de olduğu güzel rüyalara kapattım..

...

Geldiğim ev teyzemlerindi. Teyzem ve eniştem benim vasim olacakmış üç yıl boyunca. Yani ben on sekiz yaşıma gelene kadar. O kara günün üzerinden tam bir hafta geçmişti ve teyzem işine gitmeye başlamıştı. Evde yalnızdım. Telefonuma gelen tanımadığım numarayı hızlıca meşgule attım. Bir kez daha çaldı ve yeniden meşgule attım ve bir kez daha çaldı. Yeniden meşgule attığımda bilinmeyen numara bir mesaj göndermişti.

Kül KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin