Yüzümün her köşesine kondurulan minik öpücüklerle açtım gözlerimi. Gülümsediğimde gülüşümün üzerinden öptü.
"Günaydın bebeğim," dedi ve karnımın üzerine bir öpücük bıraktı. "Ve günaydın bebeğim."
"Günaydın sevgilim," dediğimde sesim çatallı çıkmıştı. "Saat kaç."
"Dokuza yirmi var."
"Erkenciyiz bugün."
"Evet. Bugün şirkette birkaç işim var. O yüzden erken kalktım ben. Sen uyu ama biraz daha."
"Uyumayacağım," dedim yanağına bir öpücük bırakarak. Ardından yataktan çıkarak banyoya ilerledim. Yüzümü yıkadıktan sonra hızlı bir şekilde kahvaltı hazırlamıştım ve Kaya'da bana yardım etmişti. Telefonu çalmaya başladığında yatak odasından telefonunu alarak yanıma geri geldi.
"Efendim dede? Bir saat? Tamam. Emir alacak seni havaalanından. Ben şirkette olacağım. Tuğçe uyuyordur daha, kalkmaz o bu saatte. Sorgu mu? Tamam dede. Görüşürüz şirkette." Telefonu kapatıp sıkıntılı bir nefes verdi. Önümde durduğunda elimi uzatıp sakallarının üzerini okşadım.
"Ne oldu?"
"Sorguya çekecekmiş beni. Kaçma sakın dedi."
"Gazamız mübarek olsun sevgilim."
"İnşallah bi' tanem."
"Sence deden bizim hakkımızda ne düşünecek?"
"Dedemle çok fazla zaman getirmedim ben. O hep yurt dışındaydı. Ben de hep burada. Yılda bir geliyor yalnızca. O da genelde yaz ayında: Temmuz gibi geliyor ama şu an nedeni var. Hesap sormak. Dedemle fazla görüşmesek de geldiğinde kaliteli zaman geçiririz. Yaşına bakma, hepimizi gömer o. Jet Ski'ye binmeye bayılıyor. O derece yani. Ama yine de dedemi çok tanımıyorum güzelim. Kızdığında ne tepki verir? Ya da neye kızar, sinirlenir bilmiyorum. Bu yüzden bir öngörüde bulunamıyorum. Ayrıca bu düşüncelerimden sonra sizi yalnız bırakmaktan vazgeçtim. Be konuşacaksanız benim yanımda konuşursunuz."
"Ama Kaya.."
"Aması yok bi' tanem. Seni kıracak şeyler söylemesini istemiyorum. Ve biliyorum ki saygından dolayı hiçbir şey söylemezsin. Ben buna izin veremem. Dedem dahi olsa, seni kimse incitmez." Dudaklarımı dudaklarına yasladım.
"Sen, muhteşem bir adamsın."
"En azından manyaklıktan terfi ettik." Gülerek başımı iki yana salladım.
"Seni seviyorum."
"Bu huyun çok hoşuma gidiyor."
"Hangi huyum?"
"Böyle, birden o cümlenin kuruyorsun ya.. Hareketlerin de aynı şekilde. Anî gelişen öpücüklerin."
"Kendiliğinden olan her şey güzeldir Kaya."
"Biz de öyle mi olduk sence?"
"Tamamen kader diyemeyeceğim, ama şu anımızdan bahsedersek, evet. Kader. Benim seni sevmem.. Hiç aklımda yokken gönlümü düştün resmen."
"Biliyor musun? Seni Evren'in odasında ilk gördüğüm an tanımıştım. Ama sizi Evren'le sevgili sanmıştım. Hatta, Emir'de öyle sanmış. Sana nasıl baktım bilmiyorum ama siz Evren'le konuşurken Emir bacağıma vurup sevgilisi var kızın demişti."
"Evren'le aranızdaki şeyi anlamak mümkün değil. Bunu öyle rahat dile getirdin ki. Evren'le sevgili sanmıştım sizi dedin. Ama o kişi Evren değil de herhangi bir başka adam olsaydı o kadar kolay dile getiremezdin bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Kedisi
Ficțiune adolescenți"Ayakkabını düşürdün, Kül Kedisi." Koşmayı bırakıp arkamı döndüm ve elindeki topuklu ayakkabıya baktım. Bu benimdi. Balo gecesi işlediğim cinayetten kaçarken düşürmüştüm. Ben Mine Sever. İlk defa falso vermiştim ve bunu hiç yapmamam gereken birine y...