31. Bölüm : Karahan

60 3 0
                                    

3 Yıl  7 Ay 15 Gün Sonra:
12 Aralık 2021 Pazar:

"Biriciğim." Başımı kaldırıp bana seslenen abime baktım.

"Efendim abiciğim?"

"Hiç," dedi yanıma gelerek. Öylece koltukta oturuyordum ve abim yanıma gelerek oturdu. Kolunu başımın arkasından attığında ona sıkıca sarıldım. "Sanırım yıllar geçse de sana olan özlemim dinmeyecek kardeşim."

"Senin mi benim mi?" dedim gülümseyerek. Saçlarımın arasına bir öpücük bıraktı. O sırada merdivenlerden inen Sera'yı görmüştüm.

"Bensiz mi?" dedi kendini sevimli göstererek. Bir kolumu ona doğru açtığımda gülümseyerek bana sarılmıştı.

"Ne bu samimiyet?" dedi Kaan banyodan saçlarını havluyla kurutarak çıkarken.

"Kıskanma canım," dedi Sera, Kaan'a dil çıkararak. Kaan ona iki buçuk çekti.

"Mete abi görüyor musun pisliği?" Sera onu şikayet ettiğinde Kaan omuz silkti.

"Oğlum sen doktorsun," dedi abim gülerek. "Ne bu çocuk çocuk hareketler?"

"Benim ruhum genç bir kere," dedi Kaan evin içinde elindeki havluyla gezinirken. "Siz yaşlanmış olabilirsiniz ama ben çok gencim."

"Mine, bu salak bu Dünya'da yaşamış ve yaşayacak tüm insanların ruhunun aynı anda yaratıldığını bilmiyor galiba." Sera'nın söyledikleriyle beraber kahkaha attım. Kaan koltuğun arkasından dolanıp onun saçını çekti. "Ah! Acıdı be özürlü köpek!"

"Acısın diye yaptım ya zaten."

"Gel lan buraya!" Sera hızla ayağa kalkıp evin içinde Kaan'ı kovalamaya başladı. Ben ise kahkahalarla gülüyordum hâllerine. Ardından ayağa kalktım. Mutfağa girdiğimde babamı gördüm. Babam eskiden şefmiş ve evin yemekleri de ondaydı. Mükemmel yemekler yapıyordu. Onu izledim bir süre öylece. Sırtını. Kaç yıl geçmişti ancak ben yine de onun varlığına alışamıyordum. Seviyordum onu. Tanımadan sevmiştim ama tanıdığımda.. İşte o zaman bir baba nasıl olur anlamıştım. Benimle geçiremediği tüm zamanları telafi etmeye başlamıştı. Beraber bir baba kızın bu hayatta yapabileceği her şeyi yapmıştık.

"Kolay gelsin," dedim yanına giderek. Başını bana doğru çevirip gülümsedi. Yüzündeki gamzesi belirginleşmişti. Abimin gamzesiyle aynı yerdeydi.

"Sağ ol canımın içi."

"Baba," dediğimde başını doğradığı biberlerden kaldırmış ve bana gülümseyerek bakmıştı. Baba dememe ona hâlâ değişik geliyordu. Ve bu kelime hoşuna gidiyordu, bunu belli ediyordu.

"Efendim kızım?" Kızım.. Belki de hayatımda duyup duyabileceğim en merhametli kelimeydi.

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Bilmem. Öyle, içimden geldi. Abimle biraz duygusallaştık içeride, yanına gelmek istedim." Ellerini yıkadı ve havluya kuruladıktan sonra bir elini uzatmış ve belime kadar gelen saçlarımı okşamıştı. Saçlarım çok uzamıştı.

"Güzel kızım," dedi içten gelen sesiyle.

"O hâlde ben de senden bir kez daha özür dilerim. Sana yaşattıklarım için."

Kül KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin