...
Gözlerimi yorgunlukla araladığımda duyduğum ses kendi kalp atışlarımdı. Başaramamıştım. Ölmeyi bile becerememiştim. Bakışlarım odada gezindiğinde teyzemi gördüm. Hüzünle camdan dışarı doğru bakıyordu.
"Teyze.." Sesim çatallı çıkmıştı. Sesimi duyduğunda hızla bana döndü.
"Mine! Şükürler olsun Rab'bime! İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun?"
"Yorgun."
"Bir haftadır neler çektim bilemezsin Mine. Öldüm öldüm dirildim."
"Bir hafta mı?"
"Bir haftadır uyuyorsun Mine. Neden yaptın bunu kendine? Neden ölmek istedin?" Herhangi bir cevap vermedim. "Kaya hepimizle çok ilgilendi. Özellikle de seninle."
"Kaya mı? Siz nereden yanılıyorsunuz?"
"Seni hastaneye o getirmiş. Üstü başı kan olmuştu. Bir haftadır hastanedeydi. Bir kez bile ayrılmadı başından. Duş alması gerektiğini söyledim. Zorla gönderdim herkesi."
"Evren?"
"Herkes buradaydı bugün. Yolladım onları da. Barışlar geldi Ankara'dan. Nişanı iki hafta daha ertelemiş Barış. Hatta Gülçin'le sırf bu yüzden kavga etmişler. Barış, Mine bu haldeyken ben yapmam demiş. Ayrılma noktasına geldiler. Şu an durumu bilmiyorum."
"Barış benim için iki hafta sonra nişanlanacağı sevgilisinden mi ayrıldı?" Kaşlarım havalandı. O sırada kapı iki kere tıklanmış ve açılmıştı.
"İyi akşamlar." İçeri giren kişi Kaya Han'dı. Beni fark etmemişti. Bakışları bana kaydığında yorgun bakan gözleri açılmıştı.
"Teyze, bize birkaç dakika müsaade eder misin?" Teyzem gülümseyerek başını sallamış ve kapıyı kapatarak çıkmıştı. Kirezli yanıma geldi.
"İyi misin?"
"Neden izin vermedin?"
"Öyle gerekiyordu."
"Öyle falan gerekmiyordu. Bana bir sebep vermek zorundasın."
"Doktor uyandığını gördü mü? Ben doktora bakıp geleyim."
"Kaya!" Bağırmamla beraber göğsümdeki ağrı şiddetlendiğinde acıyla inledim. Öylesine fazla bir arıydı ki gözlerim doluyordu.
"Bağırma. İyileşmedin henüz. Cevap mı istiyorsun Kül Kedisi? Cevap ver o hâlde. Neden Dila'yı vurdun."
"Öyle gerekiyordu."
"Öyle falan gerekmiyordu," dedi az önceki repliğimiz tersine dönerek. "Hadi, sen de buna cevap versene? Veremezsin. Veremeyeceğin yanıtlar yüzünden yanıt bekleme benden. Öyle gerekiyordu. Senin Dila'yı vurman gerekiyordu. Benim de senin ölmene izin vermemem gerekiyordu."
"Bir haftadır neden zebani gibi başımda dikiliyorsun öyleyse?"
"Teyzen mi söyledi?"
"Soruma soruyla yanıt veriyorsun. Kaçıyorsun."
'Ben kaçmam. Yanıtı olmayan bir şeye cevap veremem değil mi?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Kedisi
Teen Fiction"Ayakkabını düşürdün, Kül Kedisi." Koşmayı bırakıp arkamı döndüm ve elindeki topuklu ayakkabıya baktım. Bu benimdi. Balo gecesi işlediğim cinayetten kaçarken düşürmüştüm. Ben Mine Sever. İlk defa falso vermiştim ve bunu hiç yapmamam gereken birine y...