Kapı açıldığında içeri giren kişi Evren'di.
"Bir şey mi oldu?" dedim merakla. Barış iyi miydi?
"İyi," dedi asıl sormak istediğim şeyi anlayarak. "Ama seni görmek istiyor."
"Şu anda ben onu görmek istemiyorum. Alkollü falan mı? Kafası yerine gelsin ondan sonra konuşuruz."
"Mine, işin garip yanı da alkollü falan değil. Garip davranıyor."
"Git istersen," dedi Kaya. Ancak gitmemi istemediğini biliyordum.
"Gitmeyeceğim."
"Biricik, daha kötü bir şeye yol açabilir. Konuşsan iyi olacak." Birkaç saniye düşündüm.
"Sen de benimle gelir misin?" dedim Kaya'ya bakarak.
"Ben o adamı görürsem sakinliğimi koruyabileceğimi sanmıyorum. Ben burada olacağım. Sen git."
"Eğer istemiyorsan gitmem."
"Sen bilirsin Kül Kedisi."
"O zaman, gelince anlatırım ben sana ne konuştuğumuzu." Gülümsedi ve başını salladı. "Teyzem uyanırsa haber ver."
"Veririm." Evren'le beraber odadan çıktık.
"Sen bu adama ne yaptın? Pamuk gibi olmuş. Normalde hastaneyi yıkması gerekiyordu."
"Sadece birbirimizden eminiz biz. O yüzden böyle."
"Kaya'nın yanında söylemedim ama, Barış seni öptüyse sana karşı bir şeyler hissediyordur biricik. Peki sen ne yapacaksın? Barış'ın duygularının olması önemli mi senin için?"
"Evet, önemli. Ama o anlamda önemli değil. Bunu Kaya duyarsa iyi şeyler olmaz. Bu yüzden önemli. Ayrıca Barış'ın nişanlısı var Evren. Her ne kadar sevmesem de bir kadını böyle kullanamaz."
"Ceyda hakkında ne düşünüyorsun?"
"O konuyu hiç açma. Ceyda, gerçekten beni sırtımdan vurdu. Ve ben bir şey anladım Evren." Kapının önünde durduk ikimiz de. "Benim tek dostum sensin." Gülümsedi ve sıkıca sarıldı bana.
"Biricik, her ne olursa olsun yanında olacağım. Unutma bunu."
"Biliyorum. İyi ki varsın."
"Asıl sen iyi ki varsın. Hadi girelim artık." Kapıyı açtığımda Barış yatakta oturur bir şekilde duruyordu. Yüzüne pansuman yapılmıştı. Kolunda ise bir serum vardı.
"Bize izin verir misiniz?" demişti Barış.
"Ceyda çıksın ama Evren kalabilir. Mâlûm, sonra bildiklerini azıcık canı yanınca ötüyor. Bir şey duymasına gerek yok." Ceyda bana baktı. Ben ise onun yüzüne bile bakmadım.
"Gel, çıkalım," demişti Evren onu dışarı çıkararak." Kapı kapandığında Barış biraz daha dikleşti yattığı yerde.
"Neden söylemedin bana?"
"Neyi?"
"Beni sevdiğini." Ayağa kalktı ve kolundaki serumu çıkarıp attı. "Ben yıllardır bana karşı ufacık bir şey hissetmeni bekledim Mine. Ufacık, küçücük bir kıvılcım. O herifle beraber olduğunu söylediğinde delirdim. Ben bana gelmeni beklerken bir başkasına gitmene delirdim. Ama artık biliyorum. Beni seviyorsun. Onu değil. Beni."
"Seni sevmiyorum Barış. Sen benim arkadaşımsın, dostumsun, abimsin, hatta yeri geldiğinde babamsın ama başka bir şeyim değilsin. Evet, ben sana karşı bir şeyler hissettim ama o Kaya'yı görene kadardı. Ben Kaya'yı seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Kedisi
Teen Fiction"Ayakkabını düşürdün, Kül Kedisi." Koşmayı bırakıp arkamı döndüm ve elindeki topuklu ayakkabıya baktım. Bu benimdi. Balo gecesi işlediğim cinayetten kaçarken düşürmüştüm. Ben Mine Sever. İlk defa falso vermiştim ve bunu hiç yapmamam gereken birine y...