48. Bölüm : Sızı

51 3 0
                                    

Gözlerimi araladığımda Kaya'nın henüz uyuyor olduğunu görmüştüm. Bir süre yalnızca onu izledim.

"Hmm, güneşim doğmuş," dedi gözlerini açmadan. Sesi fazlasıyla uykulu çıkmıştı.

"Günaydın," dedim gülümseyerek. Gözlerini aralayarak gözlerime baktı.

"Günaydın bi' tanem." Yanağına uzanıp bir öpücük bıraktım. "Bugünkü planımız nedir?" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Parmaklarımı sakallarına dokundu.

"Aslında, benim çok güzel bir fikrim var."

"Öyle mi? Nedir?"

"Kocam ve ben gün boyunca bu yatakta kalacağız." Dudakları kıvrıldı hızla.

"Ah, güzel karıcığım. Bu ömrü hayatımda duyduğum en mükemmel plan." Gülümsedim.

"O hâlde biraz daha uyuyabiliriz."

"Gel buraya." Bana sıkıca sarıldığında ben de başımı omzuna yaslamıştım. Bir elim ise yüzündeydi. Yavaşça sakallarına okşarken gözlerimi kapattım.

"Güzelim benim." Saçlarımı üzerine bir öpücük bıraktı.

"Yine de akşama Tuğçelere uğrasak iyi olacak. Sonuçta yarın dönüyoruz."

"Evet, ama akşama. Şu an yalnızca seninle olmak istiyorum."

"Ne anlamda?" dedim gülerek. Dudakları kıvrıldı.

"Her anlamda karıcığım. Her anlamda."

"Hmm, daha önce böyle bir şey duyduğumu zannetmiyorum Kaya Bey. Bana göstermeniz gerekecek."

"Seve seve Mine Hanım. Seve seve." Sözlerinin ardından hızla dudaklarımızı birleştirmişti.

...

"Abi, buradaki işimi hâlledeyim, hemen sonrasında dedemle beraber geleceğiz."

"Tamam Tuğçe'm. Sadece, kendine de, dedeme de dikkat et. Dedemin durumunu biliyorsun zaten. Hassas bir dönemden geçiyor ve kötü bir şey olmasından korkuyorum. Dikkatli olun kardeşim."

"Merak etme abiciğim." Kaya ve Tuğçe birbirlerine sarıldıklarında onlara gülümseyerek baktım. Tuğçe, abisinden ayrılıp sıkıca bana sarılmıştı. "En yakın zamanda görüşürüz Mine."

"Çok özletme kendini," dedim gülümseyerek.

"Öyle bir huyum var," dedi gülerek. "Şaka şaka. Merak etme, en kısa zamanda geleceğim. Her ne kadar benim için zor olsa da."

"Sadece sana zor gelmeyecek." Sıkıntılı bir nefes verdi.

"Neyse. Şimdi konuşmayalım bunu. Size iyi yolculuklar. Varınca haber verin."

"Veririm," dedim gülümseyerek. Ardından oradan ayrıldık. Arabaya bindiğimizde Kaya derin bir nefes almıştı.

"İçim hiç rahat değil," dedi bana endişeyle bakarak. Elini tuttum güven vermek istercesine.

"Yalnızca iki hafta Kaya. Sonrasında gelecekler. Kötü bir şey de olmayacak. Aklına sokma böyle şeyleri."

"Haklısın," dedi başını sallayarak. "Kötüyü çağırmamak gerek. Her neyse. Bir an önce uçağa binelim." Gülümseyerek başımı salladım. Arabayı çalıştırdığında bu kez benim de içimde kötü bir his vardı ancak bu his Tuğçe veya Tahsin dede ile alakalı değildi. Buna emindim. Uçağa doğru giderken camı soğuk hava biraz olsun rahatlatır diye açmıştım ancak aksine içimdeki bu his sanki biraz daha büyüyor ve körükleniyordu. "İyi misin?" dedi bir yola bir bana bakarak.

Kül KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin