"Gerçekten beni almıyor musun?" dedi Kaya ben makyajımı yaparken.
"Gerçekten seni almıyorum sevgilim. Hem sen Evren'le plan yapmadın mı?"
"Yaptım ama seninle olmak farklı onunla olmak farklı. Ayrıca özlüyorum ben seni."
"Öyle mi? O hâlde şöyle söyleyeyim. Gecenin sonunda, yine sen ve ben, ikimiz, bu yatağa beraber gireceğiz."
"Ama şimdi girmek farklı üç-dört saat sonra girmek farklı."
"Kaya ama. Bahane üretiyorsun sen şu an. Üzüyorsun beni."
"Yaa, sevgilim benim. Buraya gel." Bana kollarını açtığında kollarının arasına girdim. Saçlarımın üzerine küçük küçük öpücükler bıraktı. Bir eli karnımın üzerine dokundu.
"Bebeğim. Annene dikkat et. Siz ikiniz benim için çok değerlisiniz. Bir de halan var. Benim minik kardeşim.""Bebeğimizle vedalaşmak bittiyse ben çıkıyorum." İki parmağı yavaşça çenemi tutarak havaya kaldırdı ve dudaklarımızı sürdüğüm kırmızı ruju alacak şekilde öptü. Dudaklarımızı ayırdığında bakışlarım dudaklarına inmiş ve bulaşan rujum komik durmuştu. Baş parmağımla sildim dudaklarının üzerini. Ardından rujumu yeniden sürdüğümde gülmüştü.
"Seni seviyorum," demişti ben çantamı alırken.
"Ben daha çok seviyorum." Ardından beraber evden çıktığımızda ben kendi arabama, o da kendi arabasına binmişti. Önden gitmem için eliyle işaret ettiğinde gaza bastım ve yola çıktım. Yaklaşık iki dakika sonra Tuğçe Mesaj atmıştı.
Tuğçe:
Ben geldiiiiiim. Seni ve minik yeğenimi bekliyorum.
Mesajı üstten görüp kapattım telefonu. Bugün oldukça keyifliydim çünkü Tahsin dedeyle konuşmuştum. Resmen içim rahatlamıştı çünkü Kaya dedesinin beni kıracağından bahsetmişti ama hiç böyle olmamıştı. Aksine, çok iyi davranıştı. Sonunda geldiğimde arabayı park ederek çantamı aldım ve içeriye girdim. Tuğçe'yi ararken bana el salladığını fark etmiştim. Yanına ulaştığımda ise birbirimize sarıldık.
"Hoş geldin Mine," dedi gülümseyerek.
"Hoş buldum Tuğçe." Beraber oturarak yemeklerimizi sipariş ettik ancak bir türlü konuya girmiyordu.
"Senin bugün bahsettiğin konu neydi?"Dedemle konuştunuz mu?" dedi konuyu nereye çekeceğini bilemeyerek.
"Konuştuk. Ama sen konuyu dağıtıyorsun. Tuğçe? Benden mi çekiniyorsun sen? Aşk olsun."
"Of ya, nasıl söylesem ki.. Hani ben sana geçen gün kafede birinden hoşlandığımı söylemiştim ya."
"Evet? Birlikte falan mısınız?"
"Hayır. Birkaç gündür görmedim onu. Ve ben sana şey diyeceğim. Kim olduğunu söyleyeceğim."
"Yaptığın heyecana bakacak olursak benden hoşlandığını düşünmeye başlayacağım." Sesli bir şekilde güldüğünde biraz olsun rahatlamış gözüküyordu.
"Ben, Evren'den hoşlanıyorum," dedi pat diye.
"Ha?"
"Ben Evren'den hoşlanıyorum."
"Sen ciddisin."
"Ciddiyim."
"Bizim Evren?"
"Evet. Çok hoşlanıyorum. Aşırı yani. Birkaç gündür göremiyorum ya, ölüyorum meraktan. Şu an nerede, kiminle, ne yapıyor, çok merak ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Kedisi
Teen Fiction"Ayakkabını düşürdün, Kül Kedisi." Koşmayı bırakıp arkamı döndüm ve elindeki topuklu ayakkabıya baktım. Bu benimdi. Balo gecesi işlediğim cinayetten kaçarken düşürmüştüm. Ben Mine Sever. İlk defa falso vermiştim ve bunu hiç yapmamam gereken birine y...