"Hoş geldiniz," dedim kapıdan geçen ailemi karşılayarak. Abim sıkıca bana sarıldı ve sarılmamıza babam da katılmıştı.
"İyi olduğuna çok sevindim kızım," dedi babam gülümseyerek. Gülümsedim.
"Ben de sizi gördüğüme çok sevindim. Hadi hadi, içeri geçin hemen." Abimler içeri geçtiğinde Kaya'da yanlarındaydı. Sera hızla yanıma gelerek bana sıkıca sarıldı.
"Öldüm be kızım korkudan. Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Hepsini, teker teker."
"Uzun hikâye. Ah, Emirler geldi."
"Emir mi? Emir de mi gelecekti?"
"Evet. Emir bizim ailemizin bir parçası Sera. Tabii ki gelecek. Bana Kaya'yı çağırır mısın?"
"Çağırıyorum." Sera içeri geçtiğinde Kaya yanıma gelmişti.
"Efendim sevgilim?"
"Emirler geldi de, beraber karşılayalım istedim." Gülümsedi ve yanağıma büyük bir öpücük bıraktı. Kapıyı açtığımda Sırasıyla Emir, Evren, Tuğçe ve Tahsin dede içeri girmişlerdi. Hepsiyle sarılarak selamlaştıktan sonra içeri geçtik. Çok geçmeden Çiğdem ablalar da gelmişlerdi.
"Ne alırsınız?" dedi Kaya içki reyonuna doğru ilerlerken. "Beyaz? Kırmızı? Ya da başka bir şey?" Ortak bir şekilde beyaz şaraba karar verdiklerinde Kaya kadehleri doldurmuştu. Bana verdiği kadehin içerisinde ise elma suyu vardı. Ancak kendi kadehinde de elma suyu vardı.
"Sen neden içmiyorsun?" dediğimde bakışları kadehten bana doğru kaydı.
"Çünkü sen içmiyorsun. Bu yüzden ben de içmeyeceğim." Gülümsedim. Derin bir sohbete girilmişti. Birer kadeh şaraptan sonra büyük masaya geçtik yemek için. Kaya serviste bana yardım etmişti. Keyifli bir sohbetin ortasındayken Kaya bana baktı. Söyleyelim diyordu artık. Başımı salladığımda boğazını temizleyerek ayağa kalktı.
"Bizim, size söylemek istediğimizi bir şey var," dedi Kaya gülümseyerek. Bakışları benim üzerimdeydi."Ne söyleyeceksiniz?" dedu Vedat abi merakla.
"Sevgilim?" Kaya elini uzattığında tutarak ayağa kalktım. Derin bir nefes aldım ve masadaki herkese baktım tek tek. Ardından Kaya'ya döndü bakışlarım.
"Bizim bir bebeğimiz olacak." Sözlerimle kısa bir an sessizlik oldu ve hemen ardından herkes coşkuyla birbirlerine sarılmaya başlamışlardı. Kaya gülümseyerek bana doğru döndü ve başımı göğsüne yasladım. Sevinçle birbirine sarılan aileme baktım ve o an düşündüm. Başardık, dedim kendi kendime. Başardık. Dağılmadan birleşebilmeyi, onarabilmeyi başardık. Kısa bir süre sonra yeniden sakinlik sağlandığında herkes tebrik edip bize sarılıyorlardı. Abim sarıldı sıkıca.
"Hayatımda gördüğüm en mükemmel anne olacaksın biriciğim."
"Teşekkür ederim abi. Yanımda olduğun için." Gülümsedi. Benden ayrıldıktan sonra herkesle sırayla sarıldım.
"Helin nerede?" dedim etrafıma bakınarak."Lavaboya gitmiş olmasın?" dedi Sera. Adımlarım bu kattaki banyoya ilerledi. Kapıyı tıklatım. Ancak içeriden ses gelmedi.
"Helin? İçeride misin bebeğim?" Yine ses gelmedi. Bir kez daha tıklattım ve bu sefer kapıyı açtım. İçerisi karanlık ve boştu. Koşar adımlarla yukarıdaki tuvalete baktım ancak burada da yoktu. "Helin! Neredesin?! Kaya, Helin yok! Helin yok, lütfen bulalım onu. Lütfen Kaya. Helin'i bul."
"Bulacağım güzelim. Sakin ol. Sakinleş. Fazla uzağa gitmiş olamaz. Emir, Evren'le arka bahçeye bakın. Mete, Kaan biz de öne bakalım. Kaya camın önüne doğru ilerlediğinde bir kurşun sesi duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Kedisi
Teen Fiction"Ayakkabını düşürdün, Kül Kedisi." Koşmayı bırakıp arkamı döndüm ve elindeki topuklu ayakkabıya baktım. Bu benimdi. Balo gecesi işlediğim cinayetten kaçarken düşürmüştüm. Ben Mine Sever. İlk defa falso vermiştim ve bunu hiç yapmamam gereken birine y...