3.4

121K 8.5K 6.1K
                                    

Melendi - La Promesa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Melendi - La Promesa

Bir buçuk hafta sonra.

Sanırım bir insanın en gururlu olduğu an ailesinin ona verdiği emekleri boşa çıkarmayıp annesiyle babasının göğsünü kabarttığı andı. Senin için dişini tırnağına takmış, iyi yerlere gelmen için yıllarını harcamış insanları hayal kırıklığına uğratmadığını gördüğünde gururla karışık bir huzur doluyordu insanın kalbine. Okula başladığım ilk günden beri bunun için çabalamıştım. Ortaokul mezuniyetimde, lise mezuniyetimde okul birinciliği ile bitirip onur belgesi aldığımda annemle babamın gözlerinde gördüğüm o ifade içindi her şey.

Şimdi bir elimde rulo hâline getirilmiş, kırmızı kurdele ile bağlanmış mezuniyet belgemi tutarken gözlerim o kadar kalabalığın içerisinde annemle babamdaydı. Bir de ortamdan sıkıldığı için sürekli annemi çekiştirip duran yaramaz kardeşim Asel'de.

Ortaokulda ve lisede yaşattığım gururu bir kez daha tattırıyordum aileme. Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde bölümümü birincilikle bitirmiştim şu saniye itibariyle. Son sınavlarda dörde yakın ortalamam biraz düşmüş olsa da sınıftaki herkesten kat ve kat fazlaydı. 3.94.

Sen hangi bölümü okuyorsun diye sorduklarında İngiliz Dili ve Edebiyatı demem onları pek memnun etmez, burun kıvırıp geçerlerdi. Bunu en çok kan bağımın olduğu akrabalarım yapardı ama ben onlara kulak asmaz, tavırlarını umursamazdım. Ben istediğim bir bölümdeydim, istediğim bölüme üniversite sınavında dil alanında derece yaparak yerleşmiştim. En önemlisi mutluydum hâlimden. Ben mutluyken kimseye laf etmek düşmezdi. Yine de kendine laf etmekte hak bulan insanları da kendi hâlinde bırakırdım.

Sınıfta toplamda otuz kişiydik. Ben de dahil olmak üzere herkes birer birer mezuniyet konuşmasını yapmıştı. Okulun futbol sahasında, yeşillik bir alandaydık ve etraf ana baba günü gibiydi. Konuşmaların yapılması için bir sahne kurulmuş, karşısına da beyaz sandalyeler yerleştirilmişti sıra sıra. Aileler orada oturuyorlardı. Annemle babam ikinci sıradaydılar. En önde okulun rektörü, bölüm hocalarımız gibi hatrı sayılır kişiler oturuyorlardı.

"Bir eğitim öğretim yılımızı daha sorunsuz bir şekilde bitirmenin ve hayata atılacak yeni mezunlarımızı yolcu etmenin heyecanı ile doluyuz hepimiz." diyordu bölüm başkanı. Kulağım hocaların konuşmalarında olsa da gözlerim sürekli elimdeki mezuniyet belgesini kontrol edip duruyordu. Okul hayatım son buldu diyemiyordum çünkü daha yüksek lisans yapacaktım ama bu belgeyi almak benim için çok önemliydi zira ikinci en büyük hayalim olan İngiltere'ye açılan kapı gibiydi.

"Bugün mezuniyet törenimize katılan, öğrencilerimizi yalnız bırakmayan tüm velilerimize teşekkür ediyoruz. Mezuniyet programımız burada sonlanmıştır. Eğer dileyen olursa sizleri tören sonrasındaki kutlamaya bekleriz," Ellili yaşlarının sonundaki kır saçlı ve öğrencilerin dilinden iyi anlayan profesörümüz konuşmasına gülerek devam etti. "Ama gençlerin sizlerin katılmasını isteyeceklerini hiç sanmıyorum. Mezuniyet kutlamalarını az çok bilirsiniz..."

VOLEYBOLCU | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin