"Her insan kendi kaderine mahkûmdur..."
~~~
Kaderimde bu büyük acıyı, depremi yaşamak varmış;
Yaşadım, üzüldüm. Geleceğe dair olan hayallerim, ümitlerim, umutlarım vardı... Artık yok. Buna da razıyım. Ama yeter ki sevdiğim birini kaybetmeyeyim...
Tek dileğim, tek duam buydu...Depremin üçüncü günüydü. Yiyecek ve içeceklerimiz azalmıştı. Her geçen gün Hatay gittikçe kötüleşiyordu. Artçılar binalara daha çok hasar veriyordu. En sağlam dedikleri binalar bile yıkılmıştı. Bizde Hatay' ımız gibi gittikçe kötüleşiyorduk. Bitkin düşmüştük, artçı sarsıntıları hissetmekten yorgun düşmüştük...
Öylece durup dururken yeni bir mesaj gelmişti. Gelen mesaj anneannemlerdendi. "Neredesiniz?" diye sormuşlardı. Annem okulun bahçesinde olduğumuzu söylemişti. Anneannemler buraya geleceklerini söylemişti. Çok sevinmiştik. Anneannemler arabalarının enkaz altında kaldığını bu yüzden onları bizim almamız gerektiğini söylemişlerdi. Babam ile dayım aralarında konuşmuşlardı ve dayımın anneannemleri almasına karar verilmişti. Dayım onları almaya gitmişti. Anneannemgil Antakya' nın eski tarihi sokaklarında oturuyorlardı. Oralar eski olduğundan her yer yıkılmış, taş taş üstünde kalmamış zorla çıkabilmişlerdi. Oradan gelmeleri uzun sürmüştü ve tehlikeliydi.
Anneannemler nihayet gelmişti. Arabadan teker teker inmişlerdi. Onları canlı canlı gördüğüm için çok mutlu olmuştum. Ama onların yüzleri hiç mutluymuş gibi durmuyordu. Ağlıyorlardı. Ağlamaktan yüzleri kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASRIN FELAKETİ
Random"Ölmeyeceksin," diye fısıldadı annesi ama sesinde umut yoktu, sadece umudunu yitirmiş, çaresiz bir kadının sesiydi bu. "Hepimiz yaşayacağız, buradan gideceğiz ama şimdi arabaya geçmemiz gerek, çok ıslandık." Yüzünü annesine çevirdi, yaşla dolup ta...