"Hayatın tam ortasındaydım,
Gelişim çağında...
Ama o felaket benim hayatımın
ilerleyişini durdurdu..."(Bir gün önce)
07.Şubat.2023
Okulun bahçesinde küçük bir güvenlik kulübesi vardı. Kapısı kilitliydi, açılmıyordu. Anneannemlerin arabası enkaz altında kalmıştı, yatacak yerleri yoktu. Bu yüzden mecburen dayım ve babam kapıyı bir odun parçasıyla kırdılar. Anneannemler burada kalacaktı. Küçük bir kulübe olduğu için yıkılmamıştı. Ama yıkılma ihtimali de yüksekti. Çünkü sürekli artçı sarsıntılar oluyordu. Fakat başka bir çareleri olmadığı için orada kalmaya karar verdiler. Kulübenin içinde iki tane sandalye, bir masa ve okul araç gereçlerinden bazıları vardı. İçine ağır hasarlı evimizden aldığımız örtüyü açtık. Sonra yeni bir karar alındı. Ben, ablam ve birkaç kuzenim birlikte o kulübede kalacaktık.
Yer hiç rahat değildi. Sürekli soğuk hava geliyordu, üşüyorduk. Ama sevdiklerimiz yanımızdaydı. Bir kuzenim benimle aynı yaştaydı. Diğeri ise benden üç yaş büyüktü. Bizim için yaş fark etmiyordu öylesine kendi aramızda espriler yapıp gülüşüyorduk. Gülüyorduk ama içimiz kan ağlıyordu. Bir anda ablam hüzünlü bir şarkı söylenmeye başladı. Bende onu yalnız bırakmadım, ona eşlik ettim. Büyüklerimiz bizi kulübeye uyumamız için göndermişti. Ama biz uyumuyorduk. Zamanı öylece geçirmeye çalışıyorduk.
Ne kadar zor olsada artık uyumuştuk. Annemler ise ateş başında başkalarıyla oturup sohbet ediyorlardı. Tabii sesleride geliyordu. Deprem hakkındaki konuşmaları neredeyse hiç bitmiyordu. Herkes başından geçenleri anlatmıştı ki belkide bu saatler sürmüştü.
08.Şubat.2023
Kalktığımızda ise her yerimiz tutulmuştu. Yerin tüm soğuğunu çekmiştik, böyle olunca babam ve dayım kulübeye iki tane bank taşıdı. Artık onların üstünde yatılacaktı.
Yatağımı, evimi, yuvamı, her şeyimi çok özlüyordum. Elimizde hiçbir şey, hiçbir anı kalmamıştı. Eski hayatımdan, eski Nisa' dan da eser kalmamıştı. Yüzüm gülmüyordu, okula gitmiyordum, düzenli ve dengeli beslenemiyordum, barınamıyordum.
Deprem elimden her şeyi alıp gitmişti, doğduğum şehri bile...
Hayatımı artık ikiye ayırıyordum; depremden önceki hayatım ve depremden sonraki hayatım...
Aralarında öyle büyük farklar vardı ki anlatamam. Belkide normalde köşkte yaşayan biri şu anda sokakta kalıyordu. Herkesin hayatı ikiye bölünmüştü ve hayatlarının ikinci kısmını yaşıyorlardı.
Bizde dahil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASRIN FELAKETİ
Diversos"Ölmeyeceksin," diye fısıldadı annesi ama sesinde umut yoktu, sadece umudunu yitirmiş, çaresiz bir kadının sesiydi bu. "Hepimiz yaşayacağız, buradan gideceğiz ama şimdi arabaya geçmemiz gerek, çok ıslandık." Yüzünü annesine çevirdi, yaşla dolup ta...