Enkaz

72 14 0
                                    

"Bu acı ölene kadar unutamayacağım bir acı...
İçindeki çaresizlik duygusu, belki de bir daha yaşayamayacağım kadar büyüktü."

~~~

  İlerlemek istemiyordum... Çünkü ilerledikçe daha kötü manzaralarla karşı karşıya kalıyordum. İnsanların çığlıkları arabanın içinden duyuluyordu. Herkes ayrı bir isim söyleyerek bağırıyordu.

  İçim paramparça olmuştu. Sanki tüm üzüntüleri bir araya getirip,tek tek bana zorla yutturmuşlardı. Çok acı olan üzüntüleri...

   Ambulansın siren sesleri geliyordu. Yıkılan evlerde kurtarma çalışmaları başlamıştı. Tam üç gün sonra... Hatay unutuldu mu? O üç gün içerisinde kim bilir ne kadar fazla insan öldü? Saatler boyunca insan enkaz altında kalmaya nasıl dayanabilir? Çok zor, gerçekten çok zor...

  İnsan öylece sapasağlam evinde oturduğunda bile sıkılıyorken, bir insan nasıl saatlerce duvarların,molozların,kolonların ve taşların arasında kalabilir? Hiç empati kurdunuz mu? Ben kurdum. Empati kurmama,bu acıyı yaşamamama rağmen canım çok yandı.  Saatlerce gökyüzünü görememek, etrafı,ağaçları görememek... Gerçekten çok üzücü.

  Yardım beklemekten başka çarenin olmaması, hiç kimseden haber alamaman,sadece çığlıklar atarak yardım beklemek... Ya da çığlık atacak hâlin olmadığı için öylece beklemek... Düşünmek bile istemiyorum.

  Kapkaranlık bir yerde kımıldıyamadan durmak gidecek hiç bir yerinin olmaması...  Yardım beklerken ilerlemeyen zaman,soğuktan donmak,acıkmak,susamak en kötüsü ise yalnızlık ve ölen sevdiklerin yanındayken nefes almaya çalışmak... O daracık yerde kurtarılmayı beklerken nefes alacak havanın kalmaması ve çaresizce ölmek... Biz anlatmaya kelimelerin yetmeyeceği bir acı yaşadık. Daha fazla düşünemeyeceğim,çünkü gerçekten canım çok yanıyor.

  Deprem de enkaz altında doğan bebekler de oldu. Adı ise Afet. Böyle bir afetle beraber doğmak ne garip değil mi? Doğuştan şanssızlık gibi bir şey...

  Peki ya kayıp olanlar? Enkazdan çıkan herkes çevredeki şehirlerdeki hastanelere  götürüldü. Çoğunun kimlikleri belirsizdi veya bilinçleri kapalı... Ve dünyadan habersiz bebekler... Peki onlar? Nasıl ailelerini bulacaklardı?

  Çaresizlik bu durumu yaşayan herkesin içine sinmişti. Çaresizlik duygusu, beni içine hapsetmişti. Çıkmak istiyordum, kabullenemiyordum. Benim şehrim, evim hâlâ ayaktaydı sanki. Hiçbir şey olmadı, hayır bu gerçek olamaz... Bu duyguyu silmem, içimden atmam lazım. Ama nasıl? Her şeyi unutmak, duyguları silmek kolay mı?

ASRIN FELAKETİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin