"Belki dökülen bir gözyaşı çok küçüktü,
Ama acısı büyüktü..."~~~
İçime sanki kara bulutlar girmişti. Ben bir buluttum ve yağmur yağdırır gibi ağlıyordum. Gözyaşlarım ise yağmur suyu... Yağmur suyundan tek farkı ise hüzün ve acıyla dolu olmasıydı. Kendimi bu yüzden kara bir yağmur bulutuna benzetmiştim..
İki gün önce neden mi ağlamadım?
Çünkü inanamadım, inanmadım. Gerçekler çok acı geldi. Belki de o inanmamak değildi, inanmak istemiyordum.Kabullenemiyordum...
Evimizin her an yıkılacak gibi olmasına, hayatın sadece iki dakikada yok olmasına, doğup büyüdüğüm şehrin artık olmamasına, hiçbir şeye...
Kabullenemiyordum,
Kabullenmek istemiyordum...Öylece bekliyordum.
Ağlıyordum.
Arabanın içinde sıkılıyordum .
"Hayat ilerleyecek mi?" diye düşünüyordum...
Sorunun cevabını bilmiyordum, bulamıyordum.Acı ve hüzün dolu içim daha da üşümeme neden oluyordu. İçim ısınmıyordu.
Isınacak mı? Onu da bilmiyordum.Sadece bekliyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASRIN FELAKETİ
Sonstiges"Ölmeyeceksin," diye fısıldadı annesi ama sesinde umut yoktu, sadece umudunu yitirmiş, çaresiz bir kadının sesiydi bu. "Hepimiz yaşayacağız, buradan gideceğiz ama şimdi arabaya geçmemiz gerek, çok ıslandık." Yüzünü annesine çevirdi, yaşla dolup ta...