"Tabii ki de, grup dansı idoller için olmazsa olmaz bir şey ama bizim dansımız her zamankinden daha yoğundu."
-
"Arrrrrrrgh!" BTS'in çıkışlarından önceki eğitim süreci sorulduğunda, j-hope detaylandırmadan önce şakacı ve abartılı bir şekilde sızlandı.
"Alarm sabah 10'da çalardı ve bir salata, biraz ekmek ve tavuk göğsü alıp pratik stüdyosuna giderdik. Ardından, "Agh!" diye bağırmaya devam ederken pratik yapardık ve kendimizi eleştirirdik ve sonra her şeye yeniden başlardık ve ardından tekrar "Arrrgh!... Ve saat aniden 22.00 olurdu. Sonra yurda dönerdik ve uyurduk. Mide bulantısını da ekle."
Daha önce bahsedildiği gibi, BigHit Entertainment'ın kendi boyutlarındaki bir şirketten beklenebilecek olandan daha fazla stajyeri vardı. Otuz stajyerle yeni başlayan herhangi bir eğlence şirketinin kaçınılmaz olarak kaynaklara öncelik vermesi gerekir. Pratik stüdyoları her zaman kalabalıktı ve stajyerler dersleri sırayla almak zorundaydı. Jin anlatıyor:
"Okuldan sonra provalara gittiğimde dört stüdyo olurdu ve erkek stajyerler bir stüdyoda toplanırdı."
Diğer stüdyolar, Glam'i çıkışları için hazırlamak için kullanılıyordu. Ancak Glam'in ana akım izleyiciler tarafından soğuk karşılanmasıyla şirket, kaynaklarını BTS'e yeniden tahsis etti. Ancak bu sefer, kaynaklar daha büyük bir mali baskı altında yeniden tahsis ediliyordu. Bu nedenle, BTS üyelerinin çıkış yapacağı onaylandıktan sonra, BigHit Entertainment diğer tüm stajyerlerini sözleşmelerinden çıkarmak zorunda kaldı. BTS olacak yedi çocuğu eğitmek için zaman ve mekan bu şekilde sağlandı.Prova süreleri de arttı. Önemli ölçüde. RM, SUGA ve j-hope mesai saatlerinden sonra yurtta bir hip-hop okulu işletiyorsa, uygulama stüdyoları bir dans savaş alanıydı. Üyelerin hip-hop'a alışmaktan çok dansa alışmakta zorlandıklarını söylemek doğru olur.
Hip-hop ile RM, SUGA ve j-hope üçlüsü en azından benzer hassasiyetlere sahipti ve genç üyelerin sadece büyükleri örnek alması gerekiyordu. Ama o zamanlar dans etmeye alışkın olan tek üyeler j-hope ve Jimin'di. RM ve SUGA, dans öğrenmeleri gerekeceğini hayal bile etmemişti. j-hope şöyle açıklıyor:
"SUGA ve RM bana bir keresinde 1TYM gibi bir grup olacağımızı ve hiç dans etmek zorunda kalmayacağımızı düşündüklerini söylediler."
1TYM, BIGBANG, 2NE1 ve BLACKPINK'in yapımcılığını da üstlenen Teddy'nin de dahil olduğu bir hip-hop grubuydu. 1990'ların sonunda ve 2000'lerin başında Kore'de hip-hop'un yükselişi sırasında popüler oldular ve görünüşe göre RM ve SUGA, BTS'in ana akım cazibesine sahip bir hip-hop grubu olarak onların izinden gideceğini varsaymıştı.
Tabii ki 1TYM, BTS gibi, rapçilerin yanı sıra vokalistlerin de rolünü vurguladı ve performanslarında koreografisi yapılmış bazı hareketler vardı. Ancak Jin'e göre BTS, "aşırı performanslı bir grup" olmak için direktiflerini sıfırladı. O zamanki eğitim seanslarındaki ruh hali hakkında Jin şöyle diyor:
"Dansla alınan eğitimimizin oranı aslında başlangıçta o kadar büyük değildi. Ama birdenbire dans önem kazandı ve bunun için eğitim süremiz çok arttı. Özellikle çıkışımızdan önceki iki ay boyunca çok sıkı çalıştık ve on iki saat dans ettiğimiz günler oldu."
Bu kitabı okuyan herkes "aşırı performansın" ne anlama geldiğini kesinlikle biliyordur. Kısa bir süre sonra, çıkış şarkıları "No More Dream" performanslarında Jimin, Jungkook'un desteğiyle havaya uçacağı ve sıra halinde duran diğer üyelerin sırtından geçeceği bir hareket yapacaktı. Ancak akrobasi, aşırı performans eğitimini bu kadar çetin yapan tek şey değildi. Jin ekliyor:
"Bang Si-Hyuk o zamanlar için biraz fazla şey istemişti. (Gülüyor) Performanslarımızı bir bilgisayarda izler ve duraklatmak için boşluk tuşuna basardı. Sonra vücudumuzun her açısını ve hatta parmak yerleşimimizi bile eleştirirdi. Dansımızı kare kare izledirdi. İki ay boyunca aynı koreografiye dans ettik."
Jin'in tarif ettiği gibi BTS, 'No More Dream' için koreografiyi, her bir kareye kadar senkronize oldukları noktaya kadar çalıştı.
2AM, Glam ve BigHit Entertainment'in BTS'e çıkış yaptırması için geçen dört yıl, temelde şirketin endüstrinin son yirmi yılını yakalamasıydı. Bu çok araştırma gerektiren bir girişimdi. Şirket, başarılı idol gruplarını hit yapan faktörleri analiz etti ve tavsiyeler için düzenli olarak sektör uzmanlarına danıştı. Zaman zaman BigHit, şirkette başarılı bir sanatçının prodüksiyonu için en iyi teklifi bulan herkese ödül verirdi. Bang Si-Hyuk'un bu süreçte öğrendiği şey, idollerin daha önce gelen müzik endüstrisine kıyasla tamamen farklı bir ritme geçtiğiydi.
1992'de Seo Taiji and Boys'un çıkışıyla idol müziği sahneye çıktı ve 1996'da H.O.T.'nin çıkışıyla endüstriyel bir prodüksiyon sistemi devreye girdi. BTS, idol sistemi altın çağının yirminci yılına yaklaşırken çıkış yaptı. İlk genç hayranları artık otuzlu yaşlarındaydı ve fandom kültürü yıllar içinde geliştikçe, hayranların talep ettiği içerik ve standartlar da daha net hale geldi.
Kalgunmu* veya "jilet keskinliğindeki grup dansı" böyle bir içerikti. Hayranlar, favori gruplarının hayranlık uyandıran mükemmel senkronize dans anları yaratmasını istedi. Böylesi bir mükemmellik hayranlara sadece görsel bir neşe getirmekle kalmadı, aynı zamanda üyelerin bunu başarmak için takım çalışması üzerinde ne kadar çok çalıştıklarının da kanıtı oldu. Ancak JYP Entertainment'ta Kore'nin ilk nesil hip-hop ve R&B yapımcılarının bir parçası olan Bang Si-Hyuk için kalgunmu, düşündüğü bir şey değildi. Hip-hop'ta dans, her oyuncunun kişiliğini vurgulamakla ilgiliydi, bu da mükemmel şekilde senkronize hareketler için daha az baskıya yol açtı. Ama idol müziği dünyasında, kalgunmu ülkenin kanunuydu. Ve bu yasaya uymaya mutlak bir ihtiyaç olsa da Jin, idol şarkıcılar için bile BTS'in "aşırı performans" kategorisinde yer aldığını hatırlıyor.
"Tabii ki de, grup dansı idoller için olmazsa olmaz bir şey ama bizim dansımız her zamankinden daha yoğundu."
Hip-hop ve idol müziği arasındaki tür özelliklerini uzlaştırma konusundaki görevleri netleştikçe, BTS'in daha da sıkı çalışması gerekiyordu. Geceleri RM ve SUGA'nın bir araya getirdiği Hip-Hop Okulu vardı, gündüzleri dans etmeye alışık olmayanlarla birlikte "School of Dance"ta (Dans Okulu) öğrenci oldular. j-hope bu ikinci okulun öğretmeniydi. O günlerden şöyle bahsediyor:
"Jimin ve ben şirkete girmeden önce dans öğrenmiş tek üyelerdik. Yapmamız gereken ilk şeyin diğer üyelerin dans etmeyi eğlenceli bulmasına yardım etmek olduğunu hissettim. Düzenli pratik seanslarımızın dışında, ara sıra şafak vakti pratik yapardık. Ritmi takıp serbest stil yapmayı denediğimiz bir tür "rap ini" gibiydi. O seanslarda rap benim için de eğlenceli hale gelmişti ve diğerleri için de aynı şeyin dansla olmasını istiyordum. Sadece müzik açardım ve 'Şimdi dans edin, nasıl istersen öyle dans edin.' gibi bir şeydi."
Neyse ki, üyeler bu okuldaki çalışmaları konusunda çok gayretliydiler. j-hope devam ediyor:
"Eğitimde beklediğimizden çok daha iyi bir şekilde bir araya geldik. SUGA dansa takıntılı hale geldiğinde, 'Artık rap yapmak istemiyorum, hadi dans edelim.' diye şaka bile yapardı. Bahse girerim ki bu inanması zor bir şey ama o ve ben bir keresinde breaking** öğrenmek için Hongdae'ye gitmiştik. (Gülüyor).
-
*Kalgunmu (칼군무): Kore argo terimi. "senkronize olarak mükemmel dans etmek" anlamına gelir.
**Breaking: Bir dans çeşidi.
-
Çeviri:
- Wendy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hikayenin de ötesinde - BTS'in 10 yıllık kaydı
Non-Fiction[Türkçe çeviri] "BTS'in 10. yıldönümü kutlamaları için yayınlanan, yayınlanmamış fotoğraflar ve tüm albüm bilgileri de dahil olmak üzere BTS hakkında zaten bildiklerinizin de ötesine geçen hikayeler..." ! Resmi biyografi/otobiyografi/hatıra kitabını...