Hikayenin de ötesinde - BTS'in 10 yıllık kaydı

Stajyer Yurdu Hayatı

"Orada yaklaşık üç ay geçirdikten sonra... En sonunda neden bu şekilde yaşamaya başladıklarını anladım."

—

"Kandırıldım." (Gülüyor.) 

Jin, 2011 baharında BigHit Entertainment'te gerçekleşen seçmelerini hatırlayarak gülüyor. Ona imza attırmakla yükümlü olan görevli çalışanın o zamanlar ona vaat ettiği şey teknik olarak gerçekleşmemişti. Jin devam ediyor: "'Bugünlerde idollerin oyunculuğa nasıl yöneldiğine bir bakın, eninde sonunda bir aktör olmanıza izin vereceğiz.' Beni bu şekilde ikna ettiler. Çok inandırıcıydılar."

Gerçekten de, o sıralarda, bir idol grubu üyesinin aynı zamanda aktör olarak çalışması alışılmadık bir durum değildi. Bazı üyeler şarkı söyleme ve dans etme konusunda uzmanlaşırken, diğerleri daha çok varyete şovlarında veya televizyon dizilerinde yer alarak idol pazarının dışından izleyici çekmeleriyle tanınırdı.

Kore'nin idol pazarı, BTS'in popülaritesinin artmasıyla genişledikçe ve yurtdışında daha fazla performans sergilemeye başladıkça, daha az idol oyunculuk yapmayı göze aldı. Jin, BTS ile dünya çapında stadyum turları yapmakla çok meşguldü ve bu da doğal olarak onun bir müzisyen olarak işine odaklanmasına neden oldu.

Ancak bugünlerde hala birçok idol aynı anda şarkı söylemeye ve oyunculuk yapmaya devam ediyor. Jin, üniversiteye oyunculuk bölümü okumak için girmişti. İdol müziğine olan ilgisi, genel olarak sanatsal faaliyetlere olan merakından kaynaklıydı.

"Farklı şeyler denemeyi severim. Aynı anda bir idol ve oyuncu olsaydım, çeşitli deneyimler yaşayabileceğimi düşündüm." Gülerek ekliyor: "Gerçekliğin ise başka planları vardı."

BigHit Entertainment stajyeri olana kadar Jin, mutlu ve oldukça rahat bir yetiştirilme tarzına sahipti. Jin'in kendisi, Gyeonggi Eyaleti, Gwacheon'daki çocukluğunu şöyle anlatıyor: "Oyun alanına giderdim, arkadaşlarım <orada> takılırlardı ve eğer biriyle konuşmak istersem onları arar ve 'Merhaba, ben, şöyle böyle falan.' derdim. Mahalledeki bütün çocuklar birbirleriyle arkadaşlardı ve anne babalarımız da birbirleriyle arkadaş olurlardı. Sokakta yürürken, her beş veya on dakikada bir merhaba diyeceğiniz birine rastlardınız."

Gwacheon'dan Seul'e taşınması bile hayatını pek değiştirmedi. Jin'in ailesi bir keresinde ona taşraya gidip çiftlik hayatını denemesini önermişti.

"Ailem, 'Neye yeteneğin olduğunu görmek için farklı şeyler deneyelim.' dedi. Ve büyükbabam, büyükannem ve amcam çiftçiydi, öyleyse neden biraz çiftçiliği denemeyeyim ki, değil mi ama? Böylelikle bir ay boyunca çilek ve kavun yetiştirdim. Kavunları o kadar çok budadım ki ondan sonra, uzun süre kavun yemek istemedim." (Gülüyor.)

Jin, BTS'in en büyük üyesi. BigHit Entertainment ile sözleşme imzaladığında on sekiz yaşındaydı ve üniversitenin ilk yılında, çoğu Koreli gencin hayatlarında ne yapmak istediklerini düşünmeye başladıkları yaştaydı. Jin şöyle anlatıyor: "Stajyerken pratik saatlerinde çok çalıştım. Ama dedikleri gibi, hayatımı bunun için tam olarak riske atmadım."

Kendisi için belli belirsiz hayal ettiği gelecek, eğitimine devam etmek, bir idol olarak çıkış yapmak ve bir noktada oyunculuğu programına dahil etmekti. Ve böylece Jin, evinden BigHit'teki eğitim seanslarına gidip gelmeye devam etti. 

Ancak 2012 yazında yurt hayatına giriş yaptığında Jin'in tüm yaşam tarzını değiştirmekten başka seçeneği yoktu.  Yurttaki diğer çocuklara katıldığında, BTS'in kadrosuna karar verilmişti ve bu, Jin'in eğitiminin içeriğinin ve miktarının büyük ölçüde değişeceği anlamına geliyordu. Jin o günleri şöyle hatırlıyor:

"Şirket bize çıkış yapacağımızı pek çok kelimeyle söylemedi. Ama bu noktada yurtta kalan neredeyse tek stajyerler bizdik, bu da benim 'Sanırım yakında olacak.' diye düşünmeme sebep oluyordu."

Jin ayrıca yurt hakkındaki ilk izlenimlerini de hatırlıyor.

(İç çekiyor.) "...Her yere saçılmış giysiler, yere dağılmış mısır gevrekleri, yıkanmayan bulaşıklar..."

27 Ocak 2013'te Jin, BTS'in blogunda "Stajyerler Genellikle Nasıl Tteokgguk Yapıyor?" başlıklı bir gönderi paylaştı. Amacı diğer üyelerle paylaşabileceği düzgün bir yemek yapmaktı.
"Örneğin, SUGA temelde sadece 'hayatta kalmak için yemek yer.' Protein için tavuk göğsü yiyordu ama onu yemek bile onun için çok uğraştırıcı bir şeydi, bu yüzden onu biraz üzüm suyu ve bir muzla karıştırıp doğrudan blenderden içerdi. Bir tadına baktım ve 'Hayır, bu böyle olmaz.' diye düşündüm ve üzerine acı sos veya biftek sosu serpiştirdiğim bazı şeyler pişirdim."

Birkaç ay sonra, yani yemek pişirme ve temizlik işlerine yardımcı olması için personel işe alınmadan önce, Jin ev işlerinde sırayla yer almaları için diğer üyeleri koordine etmeyi başardı. Diğer birçok insanda olduğu gibi, yemek pişirmek ve temizlik yapmak Jin için de normal bir hayat görünümü sürdürmede kilit faaliyetlerdi. Sorun şu ki, Jin'in kendisinin normallik için fazla meşgul olduklarını kabul etmesi gerekiyordu.

"Orada yaklaşık üç ay geçirdikten sonra... En sonunda neden bu şekilde yaşamaya başladıklarını anladım. Çok fazla pratik yaptığımız günlerde, yirmi dört saatlik bir günün on dört saati çalışıyor olurduk."

—-

Çeviren:
— Wendy